I tried to stop tradutor Turco
890 parallel translation
I tried to stop Blackie.
Blackie'yi durdurmaya çalışmaktan yoruldum.
She came out and I tried to stop her, but she wouldn't listen.
Onu durdurmaya çalıştım ama beni dinlemedi.
I tried to stop her but she likes it better home.
Onu durdurmaya çalıştım ama evde kendini daha iyi hissediyor.
I tried to stop him but Jim fired that shot so sudden and unexpected.
Onu durdurmaya çalıştım ama, Jim aniden ateş etti.
- I tried to stop him.
- Onu durdurmayı denedim.
I tried to stop him, but he nearly knocked me over.
Durdurmaya çalıştım ama neredeyse eziyordu beni.
I tried to stop them.
Onları durdurmaya çalıştım.
I tried to stop them, to keep them just as they were when you left, but they got away from me.
Sen ayrılırken ki hallerinde kalmaları için çok uğraştım ama benden uzak durdular.
- I tried to stop him from calling you.
- Seni aramasını önlemeye çalıştım.
I tried to stop you making a fool of yourself.
Kendini aptal yerine koymana engel olmaya çalıştım.
I tried to stop her, but she vanished into thin air.
Onu durdurmaya çalıştım, ama bir anda ortadan kayboldu.
Once I tried to stop him.
Bir keresinde onu durdurmayı denedim.
I tried to stop it.
Engellemeye çalıştım.
I tried to stop him.
Onu durdurmaya çalıştım.
I tried to stop them!
Onları durdurmaya çalıştım!
I tried to stop him, but he followed the samurai.
Onu durdurmayı denedim ama Samuray'ın peşinden gitti.
I tried to stop him, but he's not easily dissuaded.
Durdurmaya çalıştım ama kolayca caydırılabilen biri değil.
I swear I tried to stop him out at the lagoons.
Yemin ederim ki madende onu durdurmaya çalıştım.
- I tried to stop him.
- Onu durdurmaya çalıştım.
I tried to stop him.
I tried to stop him.
I tried to stop him disgracing you and me.
Seni ve beni utandırmasını önlemeye çalıştım.
Honest. I tried to stop'em.
Gerçekten onları durdurmaya çalıştım.
I tried to stop him!
Ben onu durdurmaya çalıştım!
I tried to stop her, but failed
Durdurmaya çalıştım ama beceremedim.
I tried to stop him, but you know what your father is.
Onu engellemeye § all § tlm, ama babanl bilirsin.
I tried to stop it.
Durdurmayı denedim. Denedim.
Well, I tried to stop one of them from making a fool of himself - Yes. Yes, ovular.
Yanlış yazdılar da ondan engel oldum.
I tried to stop him, Your Honor...
Durdurmaya çalıştım, efendim...
And they came... and I tried to stop them.
Onları durdurmaya çalıştım. Ama onu götürdüler.
I tried to stop her, but she said someone was waiting for her.
Durdurmaya çalıştım ama birisi bekliyormuş.
- I'm bleeding! - I tried to stop...
- Frene bastım ama...
I tried to stop him, Captain.
Onu durdurmaya çalıştım.
I tried to stop them.
Denedim ama onları durduramadım.
When I tried to stop him, he used a gun butt on me.
Onu durdurmaya çalıştım ama bana silah çekti.
But anyway, when I tried to stop him... he was like a crazy man!
Ama neyse, onu durdurmaya çalıştığımda delirdi.
- I tried to stop them this time.
- Onları bu kez durdurmaya çalıştım.
Listen, I tried to stop them, but I...
Dinle onları dudurmayı denedim ama...
I tried to stop her, and she threatened to...
Onu durdurmaya çalıştım, bana tehditler...
I tried to stop suffering, or to cut it short, knowing one day it would stop.
Acıdan kurtulayım ya da kısa sürsün diye çabaladım. Bir gün biteceğini biliyordum.
I tried to stop him, but he managed to drive away.
Onu durdurmaya çalıştım ama kaçmayı başardı.
But I know that none of you tried to stop it.
Ama kimsenin engel olmadığını biliyorum.
I shot him because he tried to stop me.
Onu vurdum, çünkü beni durdurmaya kalktı.
If I'd known you was hunting Kimbrough because of Mary, I'd have tried to stop you from coming here.
Eğer Kimbrough'u peşine Mary için düştüğünü bilseydim buraya gelmene engel olurdum.
Oh, I never tried to stop anybody from doing anything.
Oh, birilerinin bir şeyi yapmasına engel olmayı asla düşünmedim.
I've had to believe you. But I don't believe you tried to stop that hanging.
Sana her konuda inandım ama asma işini engellemeye çalıştığına inanmıyorum.
I even tried to stop him.
Onu durdurmaya çalıştım.
If I'd been going fast or hadn't tried to stop him.
Hızlı gidiyor olsaydım ya da onu durdurmaya çalışmasaydım.
I tried to stop the horses.
Atları durdurmaya çalıştım.
I tried to get you to stop.
Seni durdurmaya çalıştım.
I tried to warn them about the homba, but all they did was try to stop me.
Onları tilki hakkında uyarmak istedim ama yaptıkları beni durdurmaya çalışmak oldu.
I would have tried to stop him, but the security guard told me to just stay away from them until they arrived.
Onu durdurmaya çalıştım, fakat güvenlik görevlileri kendileri gelene kadar onlardan uzak durmamı istediler.
i tried to stop it 44
i tried to stop him 114
i tried to stop her 54
i tried to stop them 48
i tried so hard 19
i tried 1484
i tried my best 50
i tried to call you 63
i tried calling 65
i tried calling you 43
i tried to stop him 114
i tried to stop her 54
i tried to stop them 48
i tried so hard 19
i tried 1484
i tried my best 50
i tried to call you 63
i tried calling 65
i tried calling you 43
i tried to warn you 73
i tried to save you 17
i tried to call 46
i tried it 43
i tried to tell you 96
i tried to help 24
i tried everything 79
i tried calling him 16
i tried to kill you 21
i tried to 123
i tried to save you 17
i tried to call 46
i tried it 43
i tried to tell you 96
i tried to help 24
i tried everything 79
i tried calling him 16
i tried to kill you 21
i tried to 123