I would love that tradutor Turco
1,534 parallel translation
- Yeah, I would love that.
- Evet, buna bayıIırım.
You know, I would love that.
Bu çok hoşuma gider.
So do you want to go and talk someplace? You know, catch up? Um, yeah, I would love that.
Bir yerlere gidip biraz konuşalım mı?
No, I would love that.
Çok isterdim.
I would love that.
Buna sevindim.
I would love that.
Buna bayılırım.
- Yeah, I would love that.
- Evet, güzel olurdu.
I would love that.
Çok isterim.
Oh, I would love that.
Buna bayılırdım.
I would love that.
Çok mutlu olurum.
- I would love that.
- Çok isterim.
If you decided that out there on that track is where you belong, it would be the most unselfish act of love I've ever seen.
Dışarıya çıktığında, kızını geri almak,.. ... bu zamana kadar gördüğüm en bencilce hareket olacaktır.
I didn't know that you would love a liar.
Benim yalan söylememi bu kadar çok sevdiğini bilmiyordum.
She told me to give it to somebody that I would love for the rest of my life.
Bunu, hayatım boyunca seveceğim kadına vermemi istemişti.
I, um... I hoped that you would love me for other reasons, too.
Beni diğer nedenlerden dolayı sevebileceğini umdum.
I would love for it to be remembered as the show that brought about world peace. ( all laughing ) To me, it's been the most fun thing I ever worked on.
İçine biraz anason hardal tohumu, rezene tohumu meyan kökü ve papatya katıyoruz.
I'm sure if we go there, they'll hook us up. - Yeah, my parents would love that.
Kuzenim üniversite erkek öğrenci birliklerinden birinde nüfuz sahibi.
And you know that I love you. And I would never cheat on you.
Seni sevdiğimi biliyorsun, ve seni asla aldatmam
And would I be sure that this is love Beyond compare?
Ve bunun kıyaslanamaz bir aşk olduğundan emin olabilir miydim?
I can see how you would think that, but I actually love... all that outdoorsy type of stuff- -
Ne düşündüğünü biliyorum, ama ben gerçekten doğa sporlarını seviyorum.
And I would love to see some of the pieces that you're so excited about.
Seni bu kadar heyecanlandıran parçaları görmek isterim.
Yeah, that's something I would love to bring to "The Look".
"The Look" a getirmeyi isteyeceğim bir şeyler var.
I would love to do that.
İsterim tabi.
See, I don't get that because there are so many guys who would love to be with you.
İşte, bunu anlamıyorum. Çünkü seninle aşk yaşamak isteyecek o kadar çok erkek var ki...
I'm sure your mom would love that.
Eminim annen de buna bayılır.
If it's gonna be with you guys, I would love to do that.
Eğer bunu sen sağlayabilirsen amenna.
I fell in love with you, instantly,... and I thought that, if I got luckier than any man has ever got,... it would be a tragedy if I didn't have...
Düşündüm ki, dünyanın bütün erkeklerinden daha büyük bir şans yakalarsam, o an elimde yoksa çok acı olurdu.
But I couldn't show you any of that, because... who would love someone like that?
Ama sana bunları gösteremedim çünkü kim öyle birini sevebilir ki?
You do know that I love you and I would never lie to you ever.
Seni ne kadar sevdiğimi bilirsin ve sana hiçbir zaman yalan söylemeyeceğimi de.
- I would love to hear that.
- Çok isterim.
I wished so hard that this breath would be enough to swallow the love in your chest
O kadar isterdim ki, o minnacık nefes göğüslerinden sevgini emsin.
Well, I know you in the media would just love that to happen.
Medyanın bunun olmasından oldukça memnun olacağını biliyorum.
I'm sure your wife would love that.
Eminim karın buna bayılırdı.
I would... I'd love to do that.
Bunu seve seve yaparım.
It's the only thing that I love this damn world. And Gage was stupid enough to think that I would not mind.
Bu yeryüzünde sevdiğim tek birşey varsa umursamadıklarımın aptallıkla son bulmasıdır.
You know, I would really love to. But my son is coming home from college the next day, and I have a bunch of things that I have to do to get ready.
Çok gelmek isterdim ama ertesi günü oğlum üniversiteden eve gelecek ve benim de hazırlanmam için yapmam gereken bir sürü iş var.
I would love to work with flowers and dirt, now that I conquered my fear.
Çiçekler ve çamurla çalışmak isterim. Artık korkumu yendim, ondan gelecek olan şeyden korkmuyorum.
I'm in love with this magnificent woman, and there is no amount of money this company could lose that would cause me to- - yes, that's the amount, I'll get dressed right now.
Bu olağanüstü kadına aşığım ve bu şirketin kaybedeceğim hiçbir miktarda para bana... Evet, miktar bu, hemen giyiniyorum.
- Because, despite the fact that I would love to have my legs wrapped around one right now, men are awful.
- Çünkü... Şu anda bacaklarımı birine dolamak istememe rağmen erkekler berbat.
I'm sure Alex would love to go to that Hawks game with you.
Alex'in seninle Blackhawks maçına gitmeyi çok isteyeceğine eminim.
You know, I would love to put a pin in that.
- Bilirsin işte, Bence de nokta koymakta yarar var.
Charlie, I would suggest that you forget about getting the "I love you" back and focus more on what it feels like to give love, maybe for the first time in your life.
Charlie, "Seni seviyorum." cümlesini istemeyi unutmanı ve bir kez olsun birini sevmenin nasıl hissettirdiğine odaklanmanı öneririm.
And I would love it if you would be that person.
Ve senin, o kişi olmanı çok istiyorum.
I have a friend that I would love to see working with you two.
Sizinle çalışmasından memnuniyet duyacağım bir arkadaşım var.
I should've known that this love would never last
# Bu sevginin hiç bitmeyeceğini bilmeliydim #
Now I'm sure lots of folks would love to see that your daddy's alive again... but I'm not so sure seeing a living head, his nasty ass guts and shit, and what most folks ain't have in mind.
Eminim ki birçok dost, babanı tekrar hayatta görmek ister. Ama o birçok dostun aklından dahi geçirmediği o kokuşmuş kafa tasını görmek isteyeceğinden emin değilim.
Why would I love that?
Ne alâka?
I would love to see the look on Kaitlin's dad's face when he realizes that his daughter's new boyfriend isn't joining the Army.
Ben de, kızının sevgilisinin askere gitmediğini fark ettiğinde, Kaitlin'in babasının yüzündeki ifadeyi görmeyi çok isterim.
Given the opportunity, I would love to prove that to you.
Eğer imkan verilirse, bunu size ispatlayabilirim.
Okay, I have to go, but I would love to finish putting that back together when I'm done, if it's okay with you.
Şüpheli bir aktör. Gitmeliyim, ama işim bittiğinde onu birleştirmeye devam etmek isterim, sence de sorun olmazsa tabii.
I may not have known love, but I do know that when the heart would command the tongue no man should stand in the way... if you delay you may find that what should have been spoken is forever locked in your heart,
Aşkı bilmemeliydim, fakat artık kalbin dilini kontrol ettiğinde bilmiş oluyorsun. Hiç bir adam yolunda durmamalı... Eğer ertelersen yüreğinde sonsuza dek kilitli olan konuşulmuş şeyleri bulabilirsin,
i would have known 20
i would 2181
i wouldn't mind 79
i would love to 413
i wouldn't have it any other way 49
i wouldn't do that if i were you 115
i wouldn't go that far 116
i would never hurt you 71
i wouldn't miss it for the world 62
i would have 200
i would 2181
i wouldn't mind 79
i would love to 413
i wouldn't have it any other way 49
i wouldn't do that if i were you 115
i wouldn't go that far 116
i would never hurt you 71
i wouldn't miss it for the world 62
i would have 200