If you are tradutor Turco
22,591 parallel translation
Sometimes I wonder if you are worth the trouble.
Bazen bunca derde değer misin merak ediyorum.
It's okay, and if you are, I would be, but that's... you know, you look so cute too.
Sorun degil eger öyleysen ama bu durum... Çok güzel gözüküyorsun.
Look, I understand your instinct to stay silent, but if you are the shooter, we'll prove it.
Bak, sessiz kalma isteğini anlıyorum, ama onları vuran sensen, bunu kanıtlayacağız.
The purpose of this meeting is to decide if you are worth rehabilitating or not.
Rehabilitiye uygun olup olmadığını öğrenmeye çalışıyoruz.
But if you are, it's okay.
Fakat hoşlanıyorsan da sorun yok.
If we are not in the same place, if you aren't ready to be where I am, that is fine.
Aynı şeyleri hissetmiyor olabiliriz. Benim gibi hissetmeye hazır değilsen, sorun yok.
David! - It's as if you're, as if you are
- Sanki mektup başlığındaki tek kişi sensin!
It is if you are compensating for some defect of character.
Karakterindeki kusuru telafi edecek bir şey var mı acaba?
I'm glad you took a chance on him, even if you are going away to have your baby.
Ona bir şans verdiğin için minnettarım bebeğini doğurmak için uzağa gidecek olsan bile.
And you don't want to let it go because if you are always and already the bad boy, then no one can hurt you.
Gitmesine izin vermiyorsun. Çünkü, kötü adam sen olursan o zaman kimse seni incitemez.
But right now, I am telling you, if you are unwilling to let go of that self-image, of that shame, of that Daniel that you had to create to save yourself back then, then I am afraid you will not be able to save yourself now.
Ama şu anda sana şunu söylüyorum eğer o zamanlarda kendini korumak için yarattığın kimliğinden ve utancından vazgeçmek istemiyorsan korkarım ki asla kendini koruyamayacaksın.
And if you are really my friend, then you will accept it.
Eğer gerçekten arkadaşımsan bunu kabul edeceksin.
I'll go, but you know they don't like me. " If you're really wanting to know what's going on in that house, There are two people you can ask, and i'm neither of them.
Ev konusunda neler olduğunu gerçekten bilmek istiyorsan bunu sorabileceğin iki kişi var ve ben onlardan biri değilim.
Okay, if you want to keep your grandson, You need to stay right where you are.
Pekâlâ, torununuzu bırakmak istemiyorsanız olduğunuz yerde kalın.
And the serial numbers on the bills, if you take a look, are in sequential order.
Banknotların üstündeki seri numarasına bakarsanız hepsi ardışık.
If you don't tell us where you get your drugs, we are leaving here, going to a press conference, and you will be identified as the prime suspect in Chris'homicide.
Eğer bize uyuşturucularını nereden aldığını söylemezsen buradan çıkar, basın toplantısına gideriz sen de Chris'in cinayetindeki baş şüpheli olarak tanıtılırsın.
If you wish to continue as your own counsel, you are required to abide by the rules of this court.
Kendi savunmanızı yapmaya devam etmek istiyorsanız bu mahkemenin kurallarına uymak zorundasınız.
Look, bringing me here from county again after what happened to my father and my brother, if you guys are about to make an arrest or something, it's gonna look like I'm telling you stuff.
Babamla abime olanlardan sonra beni tekrar hapisten buraya getiriyorsunuz. Tutuklama falan yaparsanız size bilgi vermişim gibi görünecek.
But since you are here, I wondered if you'd mind my asking.
Hazır buraya gelmişken, umarım sormamı mazur görürsünüz.
You... When you operate, when you control if a person breathes another breath, when... when you hold their beating heart in your hand, when you are responsible for that life, you don't see or hear or feel anything else.
Ameliyat yaptığınızda bir insanın nefes alıp almadığını kontrol ettiğinizde atan kalbini elinizde tuttuğunuzda o hayattan sorumlu olduğunuzda başka hiçbir şey görmez, hiçbir şey duymazsınız.
I'm gonna check on Nina, and I will call you if there are any updates.
Nina'yı kontrol edeceğim... ve gelişme olursa seni ararım.
It'd be nice if you found something, help everybody forget how mad they are at me.
Herkesin bana ne kadar... kızgın olduğunu unutturacak bir şey bulsaydın iyi olurdu.
And you wouldn't be who you are, and I wouldn't be who I am, if she hadn't come into our lives.
Eğer hayatımıza girmeseydi, ne siz... bu günki. siz, ne de ben bu günki ben olurdum.
But if you don't take a risk, how the hell are you ever gonna know?
Ama eğer riske girmezsen nasıl olacağını nereden bileceksin?
Are you saying that you got me on the visitor's list, because they said that if I'm not family...
Beni ziyaretçi listesine yazdırdığını mı söylüyorsun? Çünkü bana aile olmadığım- -
Louis, did it occur to you that we're using the threat of bankruptcy in that meeting, and if these offices are filled, it kills that plan?
Louis, toplantıda elimizdeki kozun batıyor olmamız olduğu ve eğer bu ofisler dolu olursa, elimizde koz kalmayacağı aklına geldi mi?
And if they are marked one second late, I swear to God, you will never be fake associates in this town again.
Eğer bir saniye bile geç kalırsanız size yemin ederim bu şehirde bir daha sahte avukat olamazsınız.
Because if you won't even hear my side of the story, then how are you gonna help me?
Hikayeyi benim ağzımdan dinlemeden bana nasıl yardımcı olmayı düşünüyorsun?
We are not to interfere. If you can't handle that, - turn in your badge.
Baş edemiyorsan rozetini teslim et.
I was wondering if you could tell me exactly what it is you are designed for.
Bana tam olarak ne için tasarlandığını söyleyebilir misin acaba?
Okay, Ashley, I know that you are really hurting, and I can help that if you think that you can handle a lot of pain right now, all at once, okay?
Pekala Ashley, canının çok yandığını biliyorum ve sana yardım edeceğim. Acıyla başa çıkabileceğini düşünüyorsan şu anda hepsini halledebiliriz.
So, these are for you, and if you're not too mad, we'd love to take you guys to dinner.
Bunlar sana ve fazla kızmadıysanız sizi yemeğe çıkarmak istiyoruz.
Just put some bourbon in it, and no matter where you are or what you're doing, if you have that, you'll be okay.
İçine biraz viski koy. Her nerede ne yapıyorsan yanında bu varsa güvendesin.
"I don't know what you're doing today, " but if you're not busy, "there are some things around the city that might be cool to check out."
Bugün ne yapacaksın bilmiyorum, ama meşgul değilsen şehirde hoşuna gidebilecek birkaç şey olabilir. "
You know, if Horatio and the Triads are working together, this is something big.
Biliyor musun, eğer Horatio ve Triadlar Birlikte çalışıyorlarsa bu oldukça büyük bir şey demektir
You know what, i-it is very tempting, but there are too many variables... and we're not lab rats. Put us in a cage and see if the trap springs?
- Bakın ne diyeceğim çok cezbedici ama ortada fazla değişken var ve biz kobay değiliz.
Even if you do, those people are still gone.
Eğer başarsanız bile o insanlar geri dönmeyecek.
If you look closely, you'll see the button holes, which attach the cape to the shoulder armor, are tailor-made.
Eğer dikkatli bakarsanız, pelerini omza bağlayan düğme deliklerini görürsünüz ki bunlar da kesin terzi işi.
If you look at the log here, there are exactly 37 calls to the police, one from them.
Burdaki kayıtlara bakarsanız, polise yapılmış tam 37 tane arama var, biri polisten.
Well, the real question is how are you going to feel if you don't tell her and she gets hurt?
Gerçek soru ona söylemezsen ve incinirse sen nasıl hissedeceksin?
And if you can't tell me that, then what the hell are we doing?
Ve eğer bunu bana söyleyemiyorsan, biz burada ne yapıyoruz?
And if you're always feeling bad or guilty, how are you ever gonna know?
Ve eğer sürekli kendini kötü ya da... suçlu hissedersen, bunu nasıl bilebilirsin ki?
So, what are you afraid of, Chloe, if not optimism?
İyimserlikten korkmuyorsan, o zaman neyden korkuyorsun Chloe?
Then why are you still here if you're so afraid?
Bu kadar korkuyorsan neden hala buradasın?
Even if we did believe you, why are you telling us this now?
Sana inansak bile bunu neden anlatıyorsun ki?
PAULA : He is Josh's best friend, okay, and if you sleep with Josh's best friend, that ruins any possibility for when you finally come to your senses and realize that you are meant for Josh.
Josh'ın en yakın arkadaşı, tamam eğer Josh'ın en yakın arkadaşıyla yatacaksan aklın başına geldiğinde Josh ile olabilecek her şeyi mahvetmiş olursun.
If I wanted him dead, I would have cut him open when he was standing where you are now.
Eğer onu öldürmek isteseydim, Senin şu anda durduğun yerde Onu kesip içini açardım.
Sir, are you asking me if we're prepared to go to war today?
Bugün savaşa girmeye hazır olup olmadığımızı mı soruyorsunuz?
You residents are free to stay if you have nowhere else to go and basic services will be available.
Gidecek yeri olmayan kamp sakinleri kalmakta serbesttir. Temel hizmetler verilecektir.
And if you're going to be stubborn about it... Then you should look like what you are.
Ve eğer bu konuda inatçılığa devam edersen o halde ne olduğuna bakman lazım.
You are drinking this tea and i am putting you to bed Because if it's a stomach bug you need to sleep.
Sen bu çayı içeceksin ve yatağa gideceksin eğer mide sıkıntısıysa uyuman gerekiyor.
if you want 1750
if you're happy and you know it 31
if you don't mind me asking 146
if you don't mind 1583
if you 535
if you want to talk to me 22
if you can't beat' em 19
if you're hungry 89
if you don't 701
if you don't eat 20
if you're happy and you know it 31
if you don't mind me asking 146
if you don't mind 1583
if you 535
if you want to talk to me 22
if you can't beat' em 19
if you're hungry 89
if you don't 701
if you don't eat 20
if you like 1152
if you please 567
if you don't talk 19
if you need anything 442
if you ask me 829
if you're 71
if you can't 87
if you want it 177
if you need me 248
if you don't believe me 187
if you please 567
if you don't talk 19
if you need anything 442
if you ask me 829
if you're 71
if you can't 87
if you want it 177
if you need me 248
if you don't believe me 187