English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / If you don't cooperate

If you don't cooperate tradutor Turco

116 parallel translation
He'll throw the book at you if you don't cooperate.
İşbirliği yapmazsan gözünün yaşına bakmayacaktır.
the rest of you, If you don't want to cooperate, leave now.
Geri kalanlarınız işbirliği yapmayacaksınız şimdi ayrılın.
There will be a scandal if you don't cooperate.
Yardımcı olmazsanız, işte o zaman skandal çıkar.
We don't often get a chance to cooperate with you people... but if there's anything we can do, just name it.
Sizlerle işbirliği yapma şansımız pek olmuyor... Ama yapabileceğimiz bir şey varsa söyleyin yeter.
Maybe that's why I don't care. But if you won't cooperate with me, I'll send the cable myself. Y -
Belki de bu yüzden umurumda değil, ama sen yardımcı olmazsan kendim telgraf çekerim.
I just wanted it made clear you don't mind if the others cooperate...
Sadece başkaları işbirliği yapmak isterse ne yapacağını...
Anyway, if you don't cooperate, you won't meet Susan.
İşbirliği yapmayacaksan Susan'la tanışamazsın.
If you don't choose to cooperate, I can go out in one of those sample cases.
Eğer işbirliği yapmazsanız valizlerden birinin içinde buradan çıkabilirim.
Miss, if you don't cooperate with me here and now, you may well find yourself inside a police cell on the mainland tonight.
Bayan, şu anda bana yardımcı olmazsanız, bu gece kendinizi anakarada bir polis hücresinde bulabilirsiniz.
We're tryin'to cooperate, but we can't do anything if you don't give us enough time.
İşbirliği yapmaya çalışıyoruz, ama bize yeteri kadar zaman vermezsen bir şey yapamayız.
If I don't cooperate, you don't work, nobody works.
Beyler, işbirliği yapmazsam eğer, ne sen çalışırsın ne de kimse.
How am I supposed to f... in the ass if you don't cooperate?
How am I supposed to fuck you in the ass if you don't cooperate?
I want you all to know, I could have 25 agents here in 15 minutes, to march in here, snatch your bond and you'd be out of business, if you don't cooperate. Understood?
Bilmenizi istiyorum ki işbirliği yapmazsanız 15 dakikada buraya 25 ajan getirtir, buraya baskın yaptırtır ve sizi işinizden ederim.
If you don't cooperate, we'll force you to cooperate.
Biz de zorla götürürüz.
! It'll happen again if you don't cooperate.
Eğer işbirliği yapmazsanız, bir kez daha olacaktır.
Well, I'll tell you what. If you don't cooperate, you're gonna suffer from "fistophobia."
Bana bak, dediklerimi yapmazsan dayakofobin de olacak.
If you have a reason not to cooperate you don't have to say anything.
İşbirliği yapmamak için bir gerekçeniz varsa... bir şey söylemeniz gerekmiyor.
If you don't cooperate, then we will have to take all your children into care.
Eğer gitmezsen ve işbirliği yapmazsan o zaman bütün çocuklarını bakıma almak zorunda kalırız.
But if you don't wanna cooperate... ... I'll open you up right now with this shotgun so wide... ... your whole crew's gonna see what you had for breakfast.
Ama işbirliği yapmak istemezseniz... sizi hemen şimdi bu silahla öyle bir deşerim ki... bütün çeteniz kahvaltıda ne yediğinizi görür.
Now, I don't want to hurt you, but if you don't cooperate...
Seni incitmek istemiyorum fakat işbirliği yapmazsan...
If they don't see some indication that you're willing to cooperate... well, I can't be held responsible for the consequences.
Eğer işbirliği yapmak istediğine dair bir emare görmezlerse olacaklardan ben mesul değilim.
We can make it quite unpleasant for you if you don't cooperate.
Eğer bizimle işbirliği yapmazsanız, size karşı zor kullanabiliriz.
I am prepared to torture and kill him if you don't cooperate.
Ona işkence yaparak öldüreceğim, eğer işbirliği yapmazsan.
Sir, we have a warrant for your arrest... if you don't cooperate.
- Efendim, eğer bizimle işbirliği yapmazsanız sizi tutuklamak zorunda kalacağız.
Please cooperate, if you don't want any trouble.
Eğer bela istemiyorsanız lütfen iş birliği yapın.
Because if you don't stop treating me like a second - class hologram, I won't cooperate with your investigation.
İkinci sınıf Hologramlar gibi beni tehdit etmeye bir son vermezsen, soruşturman konusunda, seninle işbirliği yapmam.
Now, if you two don't cooperate, I'll have to finish you right here.
Eğer iş birliği yapmazsanız burada işinizi bitirmem lazım.
If you don't cooperate, I can't treat you.
İşbirliği yapmazsanız sizi tedavi edemem.
Look, if you care for her, cooperate, don't be stupid.
Eğer onu merak ediyorsan, işbirliği yapmalısın.
And I don't want to kill anyone, but I will if you don't cooperate.
Ve ben de kimseyi öldürmem, ama işbirliği yapmazsan öldüreceğim.
Let me tell you how this goes down if you don't cooperate.
İşbirliği yapmazsanız şöyle olacak :
Let me guess, we have the right to not cooperate... and you have the right to fire us if we don't.
Dur tahmin edeyim, bizim işbirliği yapmama ve eğer yapmazsak, senin de bizi kovmaya hakkında var.
Misses, if you don't cooperate, poor Kyoko will suffer.
Bayan, eğer işbirliği yapmazsanız, zavallı Kyoko acı çekecek.
As in how much time you'll spend at Leavenworth if you don't cooperate with us.
Bizimle işbirliği yapmazsanız, Leavenworth'te geçireceğiniz zaman.
If you don't cooperate, your family will die.
İşbirliği yapmazsan, ailen ölecek.
Your mother informs me that if you don't comply, you'll be sent to military school, so I suggest you cooperate.
Annen, uzlaşmaya varmazsan askeri okula gönderileceğini söyledi, bu yüzden işbirliği öneriyorum.
Because if you don't cooperate we will hunt you.
Çünkü bizimle işbirliği yapmazsan, seni öldüreceğiz.
Fernando, you're only going to make things more difficult if you don't cooperate.
- Fernando. - Konuşmazsan, işimiz zorlaşacak.
Listen to me--if you don't cooperate,
Dinle beni.
You're in F.B.I. Custody now, and if you don't cooperate, special agent howard will have you thrown into prison as a drug snitch.
Artık FBI gözetimindesin. Eğer işbirliği yapmazsan, Özel Ajan Howard seni uyuşturucu satıcısı olarak kodese tıkacak.
If you don't want to cooperate, you might as well place an order for your last meal.
Eğer işbirliği yapmazsan, son yemeğinin siparişini de vermeye hazır ol.
If you don't cooperate with your father, then who will you work for?
Eğer baban için çalışmazsan o zaman kimin için çalışacaksın?
If you don't cooperate, you'll go to jail.
İşbirliği yapmazsan, hapse girersin.
Now you know how this ends if you don't cooperate.
İşbirliği yapmazsan bu işin nasıl sonuçlanacağını biliyorsun.
If you don't cooperate, we're going to replace you.
Eğer işbirliği yapmazsanız, sizin yerinize başkasını atayacağız.
If you don't cooperate now, you'll go away for a long time when we catch you.
İş birliği yapmayacaksanız, biz seni yakalayana kadar gidebildiğin kadar uzağa git.
But if you don't cooperate, I will kill you.
Ama iş birliği yapmazsanız, sizi öldürürüm.
If you don't cooperate or scream I'll have to gag you.
Eğer işbirliği yapmazsan ya da bağırırsan seni susturmak zorunda kalacağım.
Once you're in the U.S., if you don't cooperate, they're going to charge you with everything.
ABD'ye döndüğünde, eğer işbirliği yapmazsan bütün suçlamalardan yargılanacaksın.
Well, i can guarantee you it's gonna get worse if you don't cooperate.
İşbirliği yapmasan, daha da kötüleşeceğini garanti ederim. Tamam.
If you don't cooperate, you're gonna be an accomplice to anything that happens to those two federal agents.
İşbirliği yapmazsan o iki federal ajanın başına bir şey gelirse hesabını sen verirsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]