It ends now tradutor Turco
140 parallel translation
So what if it ends now or in three years'time?
Nasıl olsa 3-4 yıl sonra sona erecek.
It ends now.
Bu artık şimdi sona erecek.
It ends now.
Bitti artık.
It ends now.
Bu iş bitecek.
The girl and him, it ends now,
Kızla ilişkisi şu andan itibaren bitiyor.
It ends now.
Artık sona eriyor.
Or it ends now.
Yoksa şimdi biter.
It ends now!
Kesin şunu artık!
It ends now.
Şimdi bitecek.
It ends now.
Bu şimdi bitecek.
It ends now.
Artık bitmeli.
Me, too, Alice, me, too, but that ends now. It ends now.
Ben de öyle, Alice, ben de öyle ama artık bitiyor.
It ends now.
Burada sona ermeli.
Whatever it is going on between you two, it ends now.
Bakın, ikiniz arasında her ne varsa, şu an bitti.
It ends now.
Burada bitiyor.
Whatever you've got going on, it ends now.
Ne iş çeviriyorsan, bitecek.
But that butchering brother of yours has carried off our women before you ever came here, and it ends right now.
Ama bu kasap kardeşiniz, siz yokken kadınlarımızı elimizden aldı. Artık bu son bulacak.
Nephew Charlie, Now, you wouldn't take it unkindly if every now and again... I was to offer you some little odds and ends of advice, would ya?
Yeğen Charlie ara sıra ufak tefek tavsiyelerde bulunsam kabullenmezlik etmezsin değil mi?
Now, I want you to squeeze it on the ends as hard as you can.
Aynen öyle. Şimdi senden bu yumurtayı olanca gücünle sıkmanı istiyorum.
So now it ends.
Artık bitiyor.
It is now almost impossible to tell where Barclay ends and the computer begins.
Artık Barclay'in nerede bitip, bilgisayarın nerede başladığını söylemek imkansız.
Now it ends, Wayne.
Artık bitiyor, Wayne.
Now it ends.
Artık bitiyor.
Once the war ends, forget it, but for now it's great.
Savaş bittiğinde unut gitsin, ancak şu an için mükemmel bir iş.
I believe these were all valuable ends in themselves. Now, it seems that all this while, I was helping to damage the thing that I hold most dear.
Hepsinin de kendi içinde değeli olduğunu düşündüm ve şimdi, tüm bu süre boyunca en çok değer verdiğim şeye zarar vermekteymişim.
It all ends now!
Bu iş burada biter!
Now the season ends and it's time for the hard part.
Artık sezon bitiyor ve sıra en zor bölüme geldi.
It's jumping erratically now on both ends.
Her iki ucunda da düzensizce hareket ediyor.
From now until it's now again After which the memory ends "
Şu andan sonra 24 saat sonra hafızalar silinene kadar "
Tell me, is it one in four marriages that ends in divorce now or one in three?
Dört evlilikten biri mi, üç evlilikten biri mi boşanmayla sonuçlanıyordu?
Now, the only remaining question is whether the story ends there or whether it includes other innocent victims.
Şimdi geriye kalan tek soru, bu hikaye burada bitecek mi yoksa daha çok masum insan mı ölecek?
It was a thrill to recreate with you but now our association ends.
Seninle eğlenmek heyecan verici bir şeydi. ama burada son buluyor.
Right now, this is where it ends.
Artık burada bitiyor.
Now we know how it ends.
Şimdi nasıl bitiyor biliyoruz.
Because it ends right now.
Çünkü her şey şu anda bitiyor.
It ends right now.
Bu iş burada bitiyor.
Now, everybody packs it in with a few loose ends, but the Mary Worthington murder... that one still gets me.
Diğerleri şöyle böyle ortaya çıktı, ama Mary Worthington cinayeti... hala gizemli.
"Charlie is a part of Christina's destiny and I keep him responsible if he doesn't ends it now."
"Charlie, Christina'nın kaderinin bir parçasıdır ve bu işi burada bitirmezse, bundan onu sorumlu tutacağım."
Right now, it's a struggle between where Carys ends and the alien begins.
- Şimdilik, bu bir mücadele. Cary'nin bitip, yaratığın başladığı yer.
Now it ends, Doctor!
Şimdi sona erecek, Doktor!
Now it ends!
İşte sona geldi!
Now I know how it ends.
Artık nasıl bittiğini biliyorum.
This all began with the burning of pages, and now it ends with the burning of this, the final clue.
Her şey bir sayfanın yanması ile başladı ve yine her şey son ipucunun bulunduğu sayfanın yanmasıyla son buluyor.
We may have a few loose ends, but everybody can see it as it is, about now.
Birkaç açığımız var ama, herkes onun olduğunu, anlyacaktır.
The entire future of the human race, it ends right now in 1599 if we don't stop it.
İnsan ırkının tüm geleceği biz engel olmazsak, 1599'da, yani şu anda sona erecek.
It ends right now, in 1599, if we don't stop it.
Şu anda, 1599'da. Tabi biz bunu durdurmazsak.
Now, you can arrest me, but in doing so, your life ends as you know it.
Şimdi, beni tutuklayabilirsin ama öyle yaparsan bildiğin gibi hayatın sona erer.
Now, if that vehicle ends up in a chop shop, it's a 10-8-03.
Şimdi, o araç parçalanmışsa, 10-8-03'tür.
well, but now i do, so it all ends happily.
Peki, ama şimdi var, yani mutlu sonla bitti.
It always ends same now.
Hep aynı şekilde biter.
Yes. Now it ends.
Evet, burada son bulacak.
it ends 25
it ends here 29
nowhere 621
now you see me 17
now we're talking 175
now it's your turn 200
now you're talking 179
nowhere to run 17
now you know 219
now i'm 51
it ends here 29
nowhere 621
now you see me 17
now we're talking 175
now it's your turn 200
now you're talking 179
nowhere to run 17
now you know 219
now i'm 51
now is the time 102
now that i think about it 142
now it's my turn 140
now's your chance 115
now if you'll excuse me 220
now then 570
now i am 50
now look 431
now is not the time 119
now go 556
now that i think about it 142
now it's my turn 140
now's your chance 115
now if you'll excuse me 220
now then 570
now i am 50
now look 431
now is not the time 119
now go 556
now it's mine 27
now i 66
now i get it 126
now you listen to me 140
now's not a good time 92
now go home 47
now tell me 164
now let's see 22
now's the time 127
now come on 347
now i 66
now i get it 126
now you listen to me 140
now's not a good time 92
now go home 47
now tell me 164
now let's see 22
now's the time 127
now come on 347