English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / It feels

It feels tradutor Turco

11,058 parallel translation
I know how it feels to lose a child.
Çocuğunu kaybetmenin nasıl olduğunu bilirim.
The Jungle Book for wanting friends, and Pinocchio for learning what it feels like to be a real boy.
Arkadaş özlemini Orman Çocuğu ile. Gerçek bir oğlan çocuğu olmayı öğrenişini ise Pinokyo ile.
It feels good to be out.
Dışarıda olmak iyi bir duygu.
It feels so nice to be able to say all this shit'cause the music is so loud no one can hear me.
Bütün bunları söyleyebilmek çok güzel, müzik çok yüksek olduğu için beni kimse duyamaz.
It feels like he's really trying, and, plus, it shows he knows how to read, which is really heartening.
Gerçekten çabaladığı görülüyor, ayrıca, okumayı bildiğini gösteriyor, ki gerçekten cesaret verici.
So you think of the sun... how warm it feels...
Güneşi düşünür sıcaklığını hissedersin.
I think everybody has to propose when it feels best for them.
Bence herkes, kendileri için en iyisini hissettiğinde önermek zorundadır.
It feels good to do this.
Bunu yapmak güzel geliyor.
So this is how it feels.
Böyle bir duyguymuş demek.
I want to know how it feels.
Nasıl hissettirdiğini bilmek istiyorum.
You know how it feels.
Eğer nasıl hissettiğini biliyorum.
It feels good, right?
Yumuşacık, değil mi?
See, the reason it feels like silk is because from the day it's born, they keep it in a dark crate, so small they can't even turn around.
Et ipek gibi yumuşacık çünkü ; hayvanı, doğduğu günden itibaren karanlık bir kafeste tutuyorlar. Öyle küçük ki kıpırdayamıyor bile.
- It feels impossible.
- Bu imkansız hissediyor.
It feels good.
İyidir.
It feels so good.
- Bu çok iyi geldi.
And when he's batting... it feels like he's venting his anger.
Ve ne zaman vuruş yapsa sanki öfkesiyle vuruş yapıyor.
Do you like how it feels?
Bu duygu hoşuna gitti mi?
He should know what it feels like when your life is over, while everyone else's life goes on as if you don't exist.
Kendi hayatın sona erdiğinde herkesin hayatına devam etmesinin nasıl olduğunu görmeli.
Yeah, it feels like my heart's in my brain.
Kalbim, beynimde atıyor gibi.
Now you'll know what it feels like.
Artık bu acının nasıl bir şey olduğunu anlayacaksınız.
At first it feels good but in the end you just catch yourself.
İlk başta bu iyi hissettiriyor fakat sonunda sadece kendini cojes.
It feels like a funeral.
- Cenazede gibi hissediyorum.
I drink because it feels good.
İyi hissettirdiği için içiyorum.
I fuck my brother because it feels good to feel him inside me.
Onu içimde hissetmek iyi hissettirdiği için kardeşimle sikiştim.
I lie about fucking my brother... because it feels good to keep our son safe from hateful hypocrites.
Kardeşimle sikişme konusunda yalan söyledim çünkü oğlumuzu iğrenç ikiyüzlülerden korumak iyi hissettirdi.
It feels good.
İyi geldi.
I know how it feels to be trapped by your own life.
Kendi hayatında sıkışıp kalmak nasıl bir duygudur bilirim.
I know how it feels.
Nasıl hissettirdiğini bilirim.
So is this what it feels like when you use your Elfstones?
Elftaşlarını kullandığında böyle mi hissediyorsun yani?
If it feels too hot, then it is too hot.
Çok sıcak geliyorsa çok sıcaktır.
Do you know what it feels like to be strangled to death?
Boğularak ölmenin nasıl bir his olduğunu biliyor musun?
It feels like we're on Mars.
Mars'ta olduğumuzu hissediyor.
Seeing all this, it feels like yesterday that I was here.
Burayı tekrar görünce sanki daha dün buradaymışım gibi hissettim.
Damn, it feels good to be creative again.
Tekrar yaratıcılığı kullanmak güzelmiş.
Inside a big dirty stinking teapot, it feels like.
Burası sanki kocaman ve pis bir çaydanlık gibi.
It feels different.
Farklı hissettiriyor.
♪ And it feels so real I can feel it ♪
? Ve hissedebildiğim çok gerçekçi geliyor?
♪ And it feels so real I can taste it ♪
? Ve tadına bakabildiğim kadar gerçekçi geliyor?
You're a big man... how would you know what it feels like... to have hopes shattered.
Sen büyük adamsın. Sen, ümidi yıkılan birinin neler hissettiğini nereden bilebilirsin ki?
It's one of those things that feels better than it looks.
Bu görüntüsünden çok daha iyi hissettiren şeylerden birisi.
It just feels like whenever I... clear my head, it manages to fill... right back up again.
Sanki ben.. ... ne zaman kafamı boşaltsam, kendisi doluyor. ... tekrar ediyor.
I don't know exactly what masturbation is or how it works, but I guess it probably feels a lot like the wind in your hair or driving really fast in a car or taking a bite out of your favorite food
Mastürbasyon nedir, nasıl olur tam olarak bilmem ama insanın saçlarında gezinen rüzgâra benziyordur herhâlde. Veya arabayla hız yapmaya. Veya en sevdiğin yemekten aldığın ilk ısırığa.
It really feels like it's my fault.
Bu benim suçummuş gibi hissediyorum.
It's like a piece of self in my body, it just feels like it's in the right place, it's like I'm fucking hallucinating reality.
It benim vücutta kendini bir parçası gibi, Doğru yerde gibi sadece, hissediyor O ı'm lanet halüsinasyon gerçeklik gibi.
You know how the wind feels fluffy, like you could stuff it into a pillowcase - right before a big thunderstorm? - Mmm-hmm.
Sert bir fırtınadan hemen önce, rüzgar nasıl hafif eser bilirsin.
Ow! It only feels too hot because the cold's got into your bones.
Soğuk, kemiklerinize işlediği için çok sıcak geliyor size.
It all just feels so close.
Hepsi çok yakın hissettiriyor.
See how it feels.
- Bak bakalım, nasıl hissedeceksin.
Now he feels it.
İşte şimdi hissediyor.
It now feels like things will get better.
Artık daha iyi olacağını hissediyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]