It feels so good tradutor Turco

It feels so good.

Çok iyi geliyor.

It feels so good to be in love.

Aşık olmak güzel çok güzel bir his.

But it feels so good.

Ama iyi geliyor.

Maybe because it feels so good the night before.

Gece çok iyi hissettikleri için.

It feels so good.

Bu çok iyi geldi.

It feels so good just to run your hand over it.

Elini üzerinde gezdirmen bile ne güzel bir duygu.

Oh, it feels so good!

Ah, Bu iyi geldi!

It feels so good!

Ama iyi geldi!

It feels so good!

Çok hoşuma gidiyor.

It feels so good here in the arms of the god, Tevere.

Tanrının kollarında, burası çok rahat, Tevere.

Black is beautiful because it feels so good.

Siyah güzeldir çünkü siyah οlmak güzel bir his.

It feels so good...

Çok güzel hissedeceksin...

It feels so good!

Çok güzel!

Oh... it feels so good!

Oh... çok güzel!

- It feels so good...

- Çok güzel....

It feels so good.

Çok güzel.

It feels so good.

Öyle güzel ki.

It feels so good!

Bu çok iyi!

It feels so good to be back here at the Dexter Lake Club.

Yeniden Dexter Lake Club'da olmak büyük bir mutluluk.

It feels so good.

İnsanı çok iyi hissettiriyor.

Nothing against Diane. It feels so good to get out with the guys.

Diane'e karşı bir şey değil ama tekrar erkeklerle dışarı çıkmak çok iyi geldi.

You're loving every minute of it, sweetheart. It feels so good.

Her dakikasından zevk alıyorsun, yavrucuğum.

It feels so good next to your body.

Senin vücudunun yanında kendimi iyi hissediyorum.

WHY SHOULD I WHEN IT FEELS SO GOOD ON MY FOREHEAD?

Alnımda o kadar iyi duran bir kartı neden atayım ki?

- We love being bad -'Cause it feels so good

- Kötü olmaya bayılırız - İnsan kendini iyi hissediyor

Yeah, it feels so good.

- Evet çok iyi geliyor.

It feels so good.

Kendini iyi hissettiriyor.

Oh, God, it feels so good.

Oh, Tanrım, çok iyi hissediyorum.

Oh, it feels so good.

Harika bir duygu.

It feels so good.

Harika bir duygu.

It feels so good.

Çok güzel bir his.

- I hope it feels so good to be right.

- Umarım haklı olman iyi hissettirmiştir.

God, it feels so good to get up here.

Tanrım, buraya çıkmak çok güzel bir duygu.

It feels so good, you start doing it on Tuesdays, then Thursdays. Then it's got you.

Ama öyle iyi hissediyorsun ki salıları ve perşembeleri de yapmaya başlıyorsun ve sonra seni avuçlarına alıyor.

- It feels so good to hold you.

- Seni tutmak çok güzel. - Öyle mi?

Why say no when it feels so good to say yes?

Evet demek bu kadar iyiyken niçin hayır diyesin?

It feels so good to be writing again.

Tekrar yazmak güzel Çok fikrim var!

It always feels so soft, smells so good.

Her zaman yumuşak, mis gibi kokuyor.

It feels good to have so many friends.

- Arkadaşının çok olması hoş şey.

From now on... Feels it's so good I can hardly stand it Never ending love for you

Artın bundan böyle... o kadar mutlutum ki, bu his beni bitirecek ama aşkımız asla bitmeyecek

From now on... Feels it's so good I can hardly stand it Never ending love for you

Artık bundan böyle... o kadar mutlutum ki, bu his beni bitirecek ama aşkımız asla bitmeyecek

We can love one another live for each other From now on... Feels it's so good I can hardly stand it

Birbirimizi sevip birbirimiz için yaşayabiliriz artık bundan böyle... o kadar mutlutum ki, bu his beni bitirecek ama aşkımız hiç bitmeyecek

Because it feels so Goddamn good.

Çünkü kendimi çok iyi hissediyorum.

They've been banished By a royal decree And your head feels so good When you finally clear it

Yasaklandılar krallık fermanıyla kafan çok dinç oluyor Nihayet silip attığında

Oh, your head feels so good When you finally clear it

Kafan çok dinç oluyor Nihayet silip attığında

A little joke I... It just feels so good.

Şaka yaptım... bu iyi geliyor.

It feels so good!

Kendimi çok iyi hissediyorum!

I'm sorry, Pierre, but it just feels so good.

Kusura bakma Pierre, ama çok iyi geliyor.

♪ For a life so good, it sure feels bad ♪

# Çok iyi bir hayat için kesinlikle kötü hissediyor. #

It feels so fucking good.

harika hissettiriyor.

It feels so good.

- Çok güzel. Çok güzel görünüyor.