English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / It got

It got tradutor Turco

127,396 parallel translation
It got late and..... I just didn't want to wake up the whole house.
Ama geç olmuştu ve..... bütün evi uyandırmak istemedim.
It got weird.
Garip oldu.
- is when it got back to the station.
- Karakola geri döndüğünde olabilir.
He's got it in a tall.
Büyük bedeni varmış.
- No, look, I got it.
- Hayır, bak, bu iş bende.
I got it.
Bu iş bende.
It's tomorrow, right before Uncle Kevin's play re-opens, and I've already got the flowers and the lasagna and the...
Yarın, Kevin amcanın oyunundan hemen öncesi, bu arada çiçekler ve lazanyayı ben ayarladım...
We got a turn coming up, let's get ahead of it.
Eğer ilerde bir viraj varsa, onu bana önceden söylemen.
You got to see it.
Görmen lazım.
- Got it.
- Tamamdır.
Got it.
Anladım.
I just want to make sure I've got it right.
Sadece doğru anladığımdan emin olmak istiyorum.
It's you that's got problems.
Sorunları olan sensin asıl.
It's just... you know, Ben, he's got to get to the garden tomorrow morning, you know?
Ben erkenden işe gidecek. Yarın sabah bahçede olmalı, anladın mı?
You got it.
- Kaptın bu işi.
It's got pork in it, though.
Gerçi içinde domuz eti var.
Every piece of evidence that Roz Huntley's got on Tim Ifield's murder - - we go through it.
Roz Huntley'nin Tim Ifield'in cinayetine... karıştığına dair her kanıtı yeniden inceleyelim.
I've just got to keep it protected while it heals.
Sadece tedavi sırasında korumam lazım.
Yeah, it's OK. I've got this, DS Arnott.
evet, her şey yolunda. anladım, Müfettiş Arnott.
- E-mail me when you've got it.
- Bulduğunu bana e-mail olarak gönder.
We've got every right to reopen it.
Onu yeniden açma hakkımız var.
When you were little, I told you if you ever got lost to go find a policeman. It's their job to protect us.
Sen küçükken, bir gün kaybolacak olursan bir polis memurunu bulmanı söylerdim.
I got eyes and ears everywhere, but it's been quiet.
Her yerde gözüm ve kulağım var, ama ortalık sessiz.
Uh, we heard it's your birthday, and in your book you said you like scotch, so we all got together and put in and... We got you this.
Doğumgününüz olduğunu duyduk, kitabınızda da scotch sevdiğiniz yazıyordu ve toplanıp size bunu aldık.
But I got it.
Ama ben hallederim.
Agent Rossi, it's been two days since you got that call.
Ajan Rossi, o telefonun üstünden iki gün geçti.
You know, I got it.
Ben hallederim.
Oh, mine has got a star next to it.
Benimkinin yanında yıldız var.
You got it.
Yapıyorsun.
You got it, honey.
Yaparsın tatlım.
I tried to be nice about it, but, you know, she got a little emotional and...
Nazik olmaya çalıştım ama o biraz duygulandı ve...
I figured it meant that you got it.
Anlamış olduğunu düşündüm.
I don't know if I totally got it.
Tam olarak anlamış mıydım bilmiyorum.
Got it.
anladım.
You got it?
Anladın mı?
I got it!
hallettim!
That's the deal... you do memory work with me, you got to do talk work with Dr. Bird, figure out what it all means.
Olay bu. Hafıza çalışmalarını benimle konuşma çalışmalarını Doktor Bird'le yapacaksın. Bütün bunların ne anlama geldiğini öğrenmek için.
It's got great score potential, you know?
Oradan sağlam şeyler çalabiliriz.
When she saw it, she got scared that it could have been - her husband's blood, or hers.
Onu gördüğünde, kocasının ya da kendi... kanı olmasından korktu.
I knew nothing about it, you've got to believe me.
Hiçbir şey bilmiyordum, bana inanmalısın.
OK, got it, thanks.
Tamam, anladım, teşekkürler.
Got it.
Tamam.
Or it will kill her faster than the infection she's already got.
Ya da kızı şimdiki enfeksiyondan daha hızlı öldürecek.
For me, if science can tell us how someone got a disease, maybe science can tell us how to fix it.
Bana sorarsan bilim bize hastalığı söyleyebiliyorsa nasıl iyileştireceğimizi de söyleyebilir.
Remind me again where you got the idea for that tech... was it, scripture?
Bu fikri teknolojide değil, kutsal kitapta buldun.
Alright we got it, we got it.
Hadi yapacağız. Yapacağız.
I got it, I got it, I got it.
Bende o iş tamam.
I've got a hard enough time sleeping as it is.
Uyumak için yeterince zorlanıyorum zaten.
- Got it.
- Anladım.
I got it, okay?
- Ben halledeceğim.
I got careless, but don't worry about it, I'm fine.
- Dikkatsiz davrandım ama merak etme, iyiyim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]