English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ G ] / Got them

Got them tradutor Turco

12,976 parallel translation
Well, you tell them AEY has got them covered.
AEY'nin bu işi hallettiğini söyleyin.
We got them now. Stop.
- Onları kıstırdık.
- Reason? Ask the Dennehys how far reasoning got them.
Dennehyler anlaşarak nereye varmış sor.
We got them agitated, didn't we?
Adamlar epey heyecanlandı, değil mi?
Oh, you know what? Uh, I never got them.
Hiç almadım ki.
I know you got them.
Aldığını biliyorum.
You got them online.
İnternetten aldın.
I mean, you didn't say, "Oh, you know, I got them at the mall."
"AVM'den satın aldım" demedin.
I don't know how they were before the Army got them, but you give them a weapon system and a couple Red Bulls and they'll blast the hell out of anything that moves.
Ordu onları yakalamadan önce nasıl olduklarını bilmiyorum, Ama onlara bir silah sistemi ve birkaç tane Red Bulls veriyorsunuz Ve hareket eden herhangi bir şeyden cehenneme patlarlar.
- I've got them, Mr Scott.
- Buldum onları Bay Scott.
Got them crazy big legs, and hips wide as the Mississippi River.
Çılgın bacakları var, kalçası desen Mississippi Nehri kadar geniş.
- I got them all.
- Hepsini aldım.
- That's it, I got them all.
- Hepsi bu kadar.
I got them, I got them.
Onları ben aldım, anladım.
I got them!
Aldım onları!
Oh, I got them.
Buldum bile.
Shit, Pope's got them.
Siktir, Pope onları yakalamış.
All that money you took can't buy the fact that now you got them coming after Marla too.
Aldığın onca para yüzünden Marla'nın da peşine düşecekler.
- Show them what you got, Red.
- Ne var Red onlara göster.
We got two of them.
İkisini hallettik.
And he's got, like, 20,000 of them.
Elinde 20 bin kadar var.
So we have to show them our balls. Got it.
- Onlara cesaretimizi göstermeliyiz.
If I were you, I'd send every ship you got before the sharks get at the rest of them.
Senin yerinde olsam köpek balıkları kalanları yemeden elimdeki tüm gemileri gönderirdim.
I got permits for both of them, so...
İkisi için de iznim var, o yüzden...
Ask them where they got this, and who else is here.
Onlara bunu nereden bulduklarını ve burada başka kim olduğunu sor.
We got three of them over here.
Onlardan burada üç tane var.
- Let's show them what we've got.
- Onlara neyimiz varsa gösterelim.
I got into trouble with them. Chase girls with them.
Onlarla başımı belaya sokup kızların peşinden koştum.
I've got to get to them.
Onlara ulaşmalıyım.
We've got intel that would suggest some of them could be right here in this very camp.
Verilen bilgiye göre onlardan birkaçı bu kampta olabilirmiş.
I've got someone on the inside who's gonna help me find them.
İçeriden birileri onları bulmama yardım edecek.
Well, I've got a kid and her mom, and I want to take care of them and all, but the way it is now, it just isn't working out.
Şey, bir çocuğum ve annesi var. Ve ben onlarla ilgilenmek istiyorum ve herkes, Ama şu an olduğu gibi, sadece çalışmıyor.
You got so excited about that little dot on the map, you didn't even think about them.
Haritadaki o küçük nokta seni çok heyecanlandırdı. Onlar aklına bile gelmedi.
Well, I, um, I got these photos off an old camera that I bought, and I thought maybe I could get them back to their rightful owner.
Bu fotoğrafları satın aldığım eski bir kamerada buldum ve gerçek sahibine verebileceğimi düşündüm.
I ain't got no time for them kinda people.
Öyle insanlara sabrım yok.
Most of them niggers in Florida got some Indian in them.
Florida'daki zencilerin hepsinde biraz var o.
You got something in there to top them pig feet, Rose?
Sende bundan daha iyisi var mı Rose?
Mr. Rand called me in his office after I got back from talkin'to them people down there.
Bay Rand oradaki insanlarla konuştuktan sonra beni ofisine çağırdı.
Got it all over the Courier about them raiding Seefus'place where you be hanging out with all them thugs.
Courier'de Seefus'un yerini basanların haberini gördüm. Sen de o haydutlarla sürekli orada takılıyorsun.
Ain't got to do nothin'but sit up there and read the paper, like them white fellas.
Şu beyazlar gibi oturduğu yerde gazete okumaktan başka yapacak işi yok.
Been fighting with them people about driving and ain't even got a license.
Milletle kamyon süreceğim diye kavga ediyor ve daha ehliyeti bile yok.
That's the only way you got anywhere back in them days.
O zamanlar bir yerden bir yere ancak yürüyerek gidilirdi.
You, them, and this child is all I got in this world, so...
Sen, onlar ve bu çocuk, dünyadaki her şeyim, o yüzden...
At least you ain't got to be lifting them barrels.
En azından o tenekeleri sen kaldırmıyorsun.
Got on them corporal stripes.
Onbaşı şeritlerini de almış.
When I was little, my mum got me a pair of glittery wellies, and I refused to take them off.
Küçükken annem bana yaldızlı çizme almıştı ve çıkarmayı reddetmiştim.
I got the mammogram today, you know I hate them.
Bugün mamografim var, onlardan nefret ettiğimi biliyorsun.
The problems you got running around in your head right now, don't worry them to death, just... just let your heart make sense of them.
Şu an kafanın içinde dönüp duran dertlere çok fazla takılma, sadece kalbinin anlamasına müsaade et.
Got to keep an eye on them. Oh.
Onlara bir göz at istersen.
He's got one of them hidden shipments arriving tomorrow.
Sakladığı nakliyatlardan biri yarın gelecek.
Got both of them.
Beraberiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]