It may tradutor Turco
21,302 parallel translation
And it may never come.
Asla gelmeyebilir.
Harsh as it may sound, my dear friend's demise has provided me with a vivid clarity.
Kulağa acımasız gelebilir ama arkadaşımın vefatı bana bir şey gösterdi.
But it may need to be sold in the end.
Ama en nihayetinde satılması gerekebilir.
- I think it may be.
- Bence olabilir.
It may not surprise you to learn that some of our activities fell on the wrong side of the law.
Bazı yaptıklarımızın hukuka uymadığını tahmin etmek seni pek de şaşırtmasa gerek.
I think it may be connected to the blackout.
Bunun kesintilerle bağlantılı olabileceğini düşünüyorum.
It may be not the most thorough EEG device ever made, but it'll do.
Yapılmış en kapsamlı beyin akım grafiği makinesi olmayabilir ama iş görecektir.
Look, as fascinating as it may be to see NZT brainwaves, Huston's got dibs.
NZT beyin dalgalarını görmek büyüleyici olacak olsa da öncelik Huston'da.
And it may be the last time I can do something like this.
Ve bu tür bir şeyi belki de son kez yapıyor olabilirim.
It may have taken almost 140 days, but we have broken you down and built you back up.
Yaklaşık 140 gün sürmüş olabilir sizi parçaladık, sonra da toparladık.
If it wasn't for you, we may never have known we captured such highborn Scots in the border skirmish.
Sen olmasaydın sınır çatışmasından soylu bir İskoç esir aldığımızı bilemeyecektik.
I will claim no more hearts, and may God forgive my sins. " Does he think this will slow my search, stop it?
Bunun araştırmamı yavaşlatacağımı mı sanıyor?
So, the concern is that, if she's right, whoever it was may have followed you when you drove her back to your house later in the day.
- Evet. Eğer endişesinde haklıysa bu kişi, sen dün onu kendi evine götürürken de takip etmiş olabilir.
- We may need to break it down.
- Kırmamız gerekebilir.
You may find it a little contrite for your taste...
Zevkinize pek uygun düşmeyebilir.
Do think he may take whatever he please and never pay the price for it!
İstediği her şeyi alabileceğini ve bedelini ödemeyeceğini sanıyor!
You may find this an admirable sentiment, but you would be failing in your duty if you allowed it to influence your judgment in any way.
Bunu takdire şayan bulabilirsiniz,... ancak muhakeme gücünüzü etkilemesine izin verirseniz görevinizi başarıyla yerine getirmemiş olursunuz.
The FBI may assess, determine, consider or claim, et cetera, but it is not appropriate to say that the FBI'feels'. "
"FBI belirleyebilir..." "... karar kılabilir, değerlendirebilir, iddia edebilir vesaire... " "... ancak FBI'ın'hissettiğini'söylemek uygun kaçmıyor. "
I mean... Something tells me that this butterfly effect may just... how did you say it, Commissaire Clément?
İçimden bir his bu kelebek etkisinin biraz...
To beauty... wherever we may find it.
Güzelliğe, her nerede bulabilirsek.
- It's all right, Mary, you may go.
- Sorun yok, Mary, gidebilirsin.
Yet, it feels I may be able to match it.
Evet, belki benim de böyle bir aşk hayatım olabilir.
And why is it fine for you to run risks when I may not even take a boat out in calm waters?
Ben sakin sularda tekne ile açılamazken, senin risk alman neden sorun yaratmıyormuş?
I may or may not do it... often.
Bunu sık yapıyor veya yapmıyor olabilirim...
May I have some time to think about it?
Düşünmek için biraz zaman isteyebilir miyim?
to take action against sin, wherever we may find it.
Nerede olursa olsun günaha karşı harekete geçmeliyiz.
Bob, Carol, um, I originally bought this for Nick, but since he may never have someone to give it to, I'd like for you guys to have it.
Bob, Carol, um, bunu aslında Nick için almıştım, ama bunu verebileceği kimseyi asla bulamamasına karşın, bunu sizin almanızı istiyorum.
Mother, I may have agreed to get married, but I'm not going to be happy about it.
- Isabella. Anne, evlenmeyi kabul etmiş olabilirim ama bunun için mutlu olmayacağım.
You may not make it back here.
Buraya geri dönemeyebilirsin.
It won't happen in the pens. I work courthouse security, but not in that area,
Adliye güvenliğinde çalışıyorum ve hücreleri dolaşırken silah taşımayız.
- Maybe. Or... I may be an angel whose mission it is to... safeguard your journey through this world.
Belki de, görevi hayatında sana koruyuculuk yapmak olan bir meleğimdir.
Grammy, you may have been in a coma, but I feel like it's me that just woke up.
Büyükanne komaya girmiş olan sen olabilirsin ama yeni uyanan benmişim gibi hissediyorum.
Lobos may be dead, but your shit is slipping, and it's taking me out at the knees.
Lobos ölmüş olabilir ama senin bütün işlerin elden gidiyor ve beni mahvediyorsun.
You may not have saved me back then, but you made up for it now.
O zaman kurtaramamış olabilirsin ancak artık telafi ettin.
Yes, with the blunt trauma, I'm concerned that you may develop a liver hematoma, which could be serious if it ruptures.
Künt travma yüzünden karaciğerinde kanama olmasından endişeleniyorum.
You may have read about us in "Never Made It" magazine.
Belki bizi'Başaramayanlar'dergisinde görmüşsündür.
You may have filled Donna's shoes with Harvey, but it's not gonna be that easy filling them with me.
Bir şeyi netleştirelim. Harvey için Donna'nın yerini doldurmuş olabilirsin ama benimle bu o kadar kolay olmayacak.
Because I know it would kill her, and no matter what you may think, I would never do anything to hurt my daughter.
- Çünkü bu onu incitir ve sen ne düşünürsen düşün, kızımı incitecek hiçbir şey yapmam.
Testifying against your friends may not seem like a big deal right now, but it's something you are gonna have to live with - for the rest of your life.
Arkadaşlarınıza karşı ifade vermeniz şu an büyük görünmeyebilir ama bunu yaparsanız ömrünüzün geri kalanını bununla geçireceksiniz.
I understand where one's suspicion may come from, but it is unfounded.
Bazılarınızın şüphelerinin nereden kaynaklandığını anlıyorum. Ama hepsi asılsız.
Cape May it is.
Cape May olsun bakalım.
There aren't a lot of us. You learn to recognize it.
Bizim gibilerden fazla olmadığı için, onları tanımayı öğreniyor insan.
You may use it however you see fit.
Nasıl uygun görürseniz öyle kullanabilirsiniz.
May may I see it?
Bakabilir miyim?
Well, then let's do something about it. May I have a word?
Konuşabilir miyiz?
Yes. May it flow through us and connect us.
İçimizden akıp gitsin ve bizi birleştirsin.
May our energy be more powerful than our past because it is our essence, what we feel in this moment, that matters.
Enerjimiz geçmişimizden daha güçlü olsun çünkü bizim özümüz bu. Önemli olan, tam bu anda hissettiklerimiz. Eddie...
And I know some of you may think that it's your gun that gives you your power.
Bazılarınız silahın size güç vereceğini düşünmüş olabilir.
Mr. Castle, is it true that on may 12, 2014, you were abducted by parties still unknown and then returned 8 weeks later?
Bay Castle, 12 Mayıs 2014'de halen bilinmeyen bir grup tarafından kaçırıldığınız ve 8 hafta sonra serbest bırakıldığınız doğru mu?
By the looks of it, he may already have his next victim.
Görünüşe bakılırsa yeni kurbanı da elinde.
But should there become something to discuss in due course, if your endeavours bear fruit of any kind, may I just say that the Times would consider it a privilege to be allowed to cover the story.
Ancak zamanı gelince konuşulacak bir konu olacak. Gayretleriniz herhangi bir sonuç verirse şunu söyleyebilirim ki Times mezara öncelik vererek kapak hikâyesi yapmak istiyor.
it may be too late 23
it may not 16
it may be 36
it may not be 17
maybe 16487
maybe later 400
mayor 1040
maya 752
mayo 58
mayday 540
it may not 16
it may be 36
it may not be 17
maybe 16487
maybe later 400
mayor 1040
maya 752
mayo 58
mayday 540
mayhem 45
mayfair 34
maybe one day 85
maybe it's better this way 17
maybe not tomorrow 22
may i come in 435
mayhew 33
may i help you 738
maybe not today 46
maybe another time 111
mayfair 34
maybe one day 85
maybe it's better this way 17
maybe not tomorrow 22
may i come in 435
mayhew 33
may i help you 738
maybe not today 46
maybe another time 111