English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ J ] / Just for the record

Just for the record tradutor Turco

638 parallel translation
Just for the record, Sam, it wasn't that exciting.
Aramızda kalsın Sam, o kadar heyecan verici değildi.
Just for the record, I'm an American, myself!
Bilin diye söylüyorum, ben de Amerikalıyım.
I'd better look at that fuse box just for the record.
Tutanak için şu sigorta kutusuna baksam iyi olur.
They beached me like a harpooned baby whale... and started to check the damage... just for the record.
Zıpkınlanmış yavru balina gibi kaldırdılar beni. Kayıtlar için hasara bakmaya başladılar.
We wouldn't have seen anything. Just for the record.
- Torchwood'u nereden biliyorsun?
Just for the record. Gets'em off the hook.
Böylece kendileri paçayı kurtarırlar.
Now, just for the record, where were you Friday night, say between 5 : 00 p.m. and 10 : 00?
Şimdi, sadece kayıt için, Cuma gecesi nerede idin? diyelim ki, 17 : 00 ile 22 : 00 arası.
Just for the record.
Sadece rapor için.
Every other Friday the "flics" would raid Rue Casanova, just for the record.
Her cuma gübü aynasızlar Kazonova Sokağına göstermelik bir baskın düzenler, birkaç yosmayı karakola götürürlerdi.
Just for the record, you did have a sister named Edith Phillips?
Dava kaydı için soruyorum ; Edith Phillips adında kardeşiniz var mıydı?
- Just for the record. I do say no occasionally.
- Sadece bil diye söylüyorum, nadiren'hayır'derim.
Just for the record, what are you payin'?
- En yüksek teklifiniz nedir?
'Just for the record,'he said.
'Bilgin olsun'dedi.
Just for the record.
Hayalet görmek zorunda değilim, ama... yalan makinesine bağlı 20 saniye geçirip Dikkat çeksin diye yaptık.
And just for the record, what are you talking about?
Ayrıca, neden bahsediyorsunuz Tanrı aşkına?
Dr. Meddows, just for the record I don't agree with any of this. Those people's lives are at stake.
Dr. Meddows, haberiniz olsun... ben bunu hiç onaylamıyorum.
Well, just for the record, you left me.
Yalnız kayıtlara geçmek için, sen beni terkettin.
Just for the record..... how many windows are there in the front of this building?
Kayıtlara geçmesi için... Bu binanın önünde kaç tane pencere var?
But, just for the record, what exactly just happened?
Ama sırf - kayıtlara geçmesi için - az önce neler oldu?
But just for the record, you lied about having no place to go, didn't you?
Gidecek yerin olmadığı konusunda bana yalan söyledin değil mi?
It's just for the record, really.
Bilmemiz gerekiyor da.
One more time, just for the record these three are dead.
Bir kez daha, kayıt için bu üçü ölü.
Just for the record, your name is Henri Young, right?
Sadece prosedür olarak, adınız Henri Young, değil mi?
Just for the record, Morph, I always knew in my gut you'd be coming back.
Bil diye söylüyorum Morph,... geri geleceğini hep biliyordum.
Just for the record, I think you did sleep with him.
Yalnız şu var ki, onunla yattığını düşünüyorum.
Just for the record, I'm not entirely a civilian.
Kayıtlara göre, ben tam bir sivil değilim.
I have a question, Emily, just for the record.
Herkes duysun diye bir soru soracağım, Emily.
Just for the record, not that
Sana güvenmediğimden değil, kayıda geçirmek için soruyorum.
And just for the record she did not run out on Barry because she had syphilis.
Bilesiniz diye söylüyorum Barry'yi terk etmesinin sebebi de frengi olması değildi.
- By the way, just for the record- -
- Bu arada yoksa sen..
But just for the record, here's what I heard.
Ama haberin olsun, duyduğum şu :
Just for the record, I was having a good time.
Sadece bilgin olsun diye söylüyorum, güzel vakit geçirdim.
So was I. And just for the record,
Ben de. Ve sadece bilgin olsun diye söylüyorum..
Just for the record, you were right.
Söylemiş olayım, haklıydın.
Just a minor item, but you may want it for the record.
Küçük bir nokta hariç, ama, belki kayıt için istersin.
FOR THE RECORD, COREY, THERE'S JUST THE THREE OF US NOW,
En büyük problemin hayatta kalmak olacak. Üçümüzün de.
Just for the record, sir, where were you Saturday at four o'clock?
Ne istiyormuş? Yeni bir şey mi var?
A record like that couldn't possibly last. I could just sit in my office and wait for the criminal show up.
Fakat buna rağmen, üç yıllık dürüst çalışma hayatımda bir tek dava bile çözemedim.
Bartender, I just want it down for the record... this gonna be a fair fight.
Barmen, kayda geçmesini istiyorum. Bu adil bir düello olacak.
- Forget it, just go for the record.
- Unut onu, rekor için git.
First, just state your name and your occupation for the record.
Önce, kayıtlara geçmesi için adınızı ve mesleğinizi söyleyin.
But it's more than I bargained for. I just wanted to set the record straight.
Sadece kaydı doğru yapmak istemiştim.
I think that's what the end of the season really is this like hope that she's not totally lost him forever y know for the record the boat was named after you at the end of last season Seth just takes off an he leaves her a letter
Sadece şunu bilmeni istiyorum. Bunu neden yapmak zorunda olduğunu anlıyorum. Teşekkürler.
At a studio in London... the Beatles have just come together for the first time in four months... to record some songs.
Londra'da bir stüdyoda... dört ay sonra bir araya gelen Beatles elemanları... birkaç şarkı kaydettiler.
Go on the record for us or it's your ass, not just a black kid's!
Ya hemen ötmeye başlarsın ya da sadece zencinin değil, senin kıçın da gider.
Bud, according to Monk here, you just set a record for the deepest suit dive.
Bud, Monk'a göre biraz önce araçsız dalış rekorunu kırmış durumdasın.
Doesn't it seem just a little strange that this woman... who has no previous record at all... is the only person being indicted for possession of counterfeit money?
Hiçbir sabıkası olmayan bu kadının... sahte paraların sahibi olmakla suçlanan... tek kişi olması sizce biraz garip değil mi?
I'm just checking for the record. You understand.
Ben sadece kayıt için araştırma yapıyorum.
They say to me, if I come to Vietnam for two years - No action, just work in a lab - they'll drop all charges and wipe the record clean.
Bana, iki yıl Vietnam'a gidip, bir laboratuarda çalışırsam bütün davayı düşüreceklerini söylediler.
Just tell me, okay, for the record, just so I know.
Orada tam olarak ne demek istedin?
Look, let me just state for the record, I think you're both better than me.
Bakın bu dediklerim kayıtlara geçsin, bence her ikiniz de benden iyisiniz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]