Just leave tradutor Turco
14,609 parallel translation
Just leave it alone, please.
- Lütfen, uğraşma.
What would you do if I just leave right now?
Şu anda gitsem ne yaparsın?
Just leave.
Tamam gidebilirsin.
Just leave them to me!
Onları bana bırakın!
You know I didn't tell them yet and you know I will, so let's just leave it at that.
Henüz onlara söylemediğimi biliyorsun, ama söyleyeceğim... o yüzden bunu konuşmayalım şimdi.
I'll just leave this here then.
Bunu burada bırakayım o zaman.
- Just leave it.
- Bırak onu yerine.
You come out of that building, your dog craps, and you just leave it where it falls.
Şu binadan çıkıyorsun, köpeğin sıçıyor ve dışkıyı yerde bırakıyorsun.
- You can just leave it right over there. Okay.
- Oraya bırakabilirsiniz.
# Just leave me alone
# Sadece beni yalnız bırak
If you're not feeling it once we get there, then we can easily just leave.
Eğer oraya vardığımızda onları istemiyorsan yani bir şeyler hissetmiyorsan onları kolayca bırakabiliriz.
I mean, it's only for a couple of minutes, and then you can just leave.
Sadece birkaç dakika için çift olacağız, yani ondan sonra gidebilirsiniz.
You can't just leave her here!
Onu burada bırakamazsın!
- Chip, just leave. - Just leave.
- Chip gider misin?
Just leave.
Sadece bırak.
Caleb, I can't right now. Just leave me alone, okay?
Caleb, şimdi olmaz sonra tamam mı?
You can't just leave me!
Böyle bırakıp gidemezsin!
Just leave me alone.
Beni kendi halime bırak.
Just leave me alone, Senior.
Bırak beni sunbae.
You can't just leave it on the desk.
Telefonunu öylece sırada bırakamazsın.
Sorry! How could I just leave halfway'?
- Üzgünüm. nasıl yarım bırakabilirdim ki?
He wouldn't just leave me behind.
Beni arkada bırakmaz o.
- Just leave it there? - Right.
- Oraya mı koyalım?
Just leave.
Siz sadece çıkın.
- Come on, we can't just leave her there, man.
- Yapma ya. Onu orada öylece bırakamayız lan.
We can't just leave her.
Onu öyle bırakamayız.
She ain't just leave.
Öylece gitmezdi.
I can't just leave her.
Onu öylece bırakamam.
You can't just leave.
Böylece gidemezsin.
Just leave her alone, okay?
Rahat bırakın onu, olur mu?
- Okay, just.. Leave the keys and get out.
- Tamam, anahtarı bırak ve git.
We're just your slave labor so you can leave us for your fucking boyfriend.
Sevgiline kavuşabilmek için bizi köle gibi çalıştırıyorsun.
Why can't they just eat grass and be horses and leave it at that, eh?
Neden sadece ot yiyip atlık ederek o şekilde kalmasınlar ki?
If you saw me leave without my phone, why didn't you just give it back to me?
Telefonsuz çıktığımı gördüyseniz neden bana geri vermediniz?
Just leave me.
- Bırak beni.
And if you leave me and you go off to war, just the thought of never seeing you again...
Ve beni bırakıp savaşa gidersen, seni bir daha görememeyi düşünmek bile...
- But I just think that in this case, you should leave this alone.
- Ama şu durumda bu işe karışmamalısın.
Ok, just one All right And then I'll go out of your way and leave you with your friends, I promise
Tamam, sadece bir iyi ve sonra ben söz yolundan dışarı çıkmak ve arkadaşlarıyla bırakacaktır giriş yap
I would say that it is probably going to get violent If we offer you a million dollars to take it or leave it, it will take And we just let it go
Muhtemelen şiddet alacağım derdim bir milyon dolar teklif ederse o olacak, al yada bırakın ve bırak gitsin
Just pretend to hang up but leave me on the phone so that I can hear you, and then the first chance you get, tell him you have to pee and then run.
Kapamış gibi yap ama öylece bırak ki seni duyayım, ilk fırsatta işemen gerektiğini söyle ve kaç.
You can't just leave.
- Öylesine gidemezsin.
Then you just gonna leave us.
Bizi bırakıp gittin.
- Just leave.
- Git hadi.
I'm not gonna marry you, all right? You just shouldn't... you need to leave.
Bence artık git buradan sen.
I just don't understand why you have to leave so soon.
Neden bu kadar erken gitmek zorundasın anlamıyorum.
- Every time... I'd leave here to go back to my house i would just be thinking :
Her zaman evime geri gönmek için burayı terkettim sadece bunun düşüncesinde oldum.
He would beg and beg and beg them to leave him alone, just to stop, right?
Onu rahat bırakmaları için yalvarır da yalvarırmış.
Despite what he just said, I'm gonna need you both to leave my side.
Söylediklerine rağmen ikinizin de yanımdan gitmesi lazım.
The redcoats would scour the area, not just for us but for all our men, men who can't leave their posts.
Kırmızı ceketliler bütün bölgede sadece bizi değil yerlerini terk edemeyen tüm adamlarımızı arayacaklar.
You're just gonna leave like that?
Öylece gidecek misin?
Just... leave!
Sadece gidin!
just leave me alone 345
just leave me here 19
just leave me be 17
just leave it there 25
just leave me 31
just leave it 222
just leave it to me 37
just leave her alone 44
just leave us alone 45
just leave it alone 77
just leave me here 19
just leave me be 17
just leave it there 25
just leave me 31
just leave it 222
just leave it to me 37
just leave her alone 44
just leave us alone 45
just leave it alone 77
just leave him alone 31
just leave him 33
just leave me out of it 20
leave me 436
leave 1433
leaves 53
leave it here 29
leave me the fuck alone 22
leave it with me 73
leave me in peace 46
just leave him 33
just leave me out of it 20
leave me 436
leave 1433
leaves 53
leave it here 29
leave me the fuck alone 22
leave it with me 73
leave me in peace 46
leave me alone 2886
leave a message 819
leave it to me 292
leave it 1083
leave us alone 361
leave it out 59
leave it there 89
leave her 167
leave me a message 124
leave now 176
leave a message 819
leave it to me 292
leave it 1083
leave us alone 361
leave it out 59
leave it there 89
leave her 167
leave me a message 124
leave now 176