English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ J ] / Just leave it there

Just leave it there tradutor Turco

227 parallel translation
We weren't going to touch it, just leave it there and forget about it.
O paraya dokunmayacağız. Onu orada bırakıp unutacağız.
Just leave it there, Mr. Dvorak.
Hemen oraya bırakın, bay Dvorak.
Just leave it there.
Oraya bırakıver.
JUST LEAVE IT THERE.
Öylece durur, adamım.
We couldn't just leave it there, could we?
Onu burada bırakamazdık, değil mi?
Just leave it there, please.
Şuraya bırakın, lütfen.
- I couldn't just leave it there.
- Öylece bırakmadım.
JUST LEAVE IT THERE.
- Hadi, bırak onu artık.
Just leave it there.
Orada bırak yeter.
Just leave it there.
Oraya bırakın.
- Can't just leave it there.
Onu burada bırakamayız.
Sometimes they just leave it there'cause... to fuck around in the brain is gonna paralyze the person.
Bazen onu oracıkta bırakırlar çünkü... beyinle oynamak adamı felç eder.
Please. As my partner and my friend, just leave it there.
Lütfen, benim ortağım ve arkadaşım olarak, orada bırak.
Just leave it there.
Orada bırak.
We can't just leave it there.
Onu orada öylece bırakamayız.
Just leave it there. Thank you, that'll be all.
Sadece orada bırak Sağol bu yeter.
No, just leave it there.
Orada kalsın.
Why don't we just leave it there for now.
Neden şimdilik orada bırakmayalım?
Just leave it there.
Şuraya bırakıver.
Then leave the suitcase there, just as it is now.
Sonra bavulu şimdi durduğu yere bırak.
I shall take it from her handbag and hide it out there just before I leave the flat.
Evden çıkmadan önce anahtarı çantasından alıp oraya saklayacağım.
Just put it there and leave.
Oraya bırak ve çık.
Maybe. maybe not. But we just can't leave it there.
Belki, Belkide değil.Ama onu orada bırakamayız
Just leave it, right there.
Bırak, orada kalsın.
Oh, just, uh, leave it right there.
Oh, ah, tam şuraya bırak.
Oh, just a minute. Just leave it right there.
- Oraya bırakabilirsiniz, sorun değil.
Just give me the combination to that big iron box in your office... and me and the boys will sneak in there... real quiet like, take what's ours... bring you the rest, or leave it there safe and sound.
Ofisindeki o çelik kasanın şifresini bana ver... çocuklarla sessizce oraya girip... tıs çıkarmadan bize ait olanı alır... geri kalanını da sana getiririz, ya da olduğu gibi orada bırakırız.
Oh, just, uh, leave it right there. I won't be a moment.
Böyle kalsın, şimdi dönerim.
Just leave it over there.
Oraya bırak.
I just hate to leave it sit there.
Burada öylece bırakmayı hiç istemiyorum.
JUST LEAVE IT THERE.
Hadi gidelim.
Just leave it in there. Anybody that's brave enough... to go in there and get it, they're welcome to it.
Oraya girip onu alacak kadar... cesur biri çıkarsa, buyursun alsın.
Just leave it as it is, There's a surprise for you,
Haydi buradan gidelim.
Oh, the bed... Just leave it as it is! There's a surprise for you.
Yatağı olduğu gibi brak.
I'm just gonna leave it there.
Burada bırakacağım.
I'm gonna just leave it up there.
Bileğim havada kaldı.
Leave it there, just...
Bırak onu orada.
Your wife gets raped and shot, and they leave their unfinished beers... their... their stinking longnecks... just lying there on the gr... so be it.
Karın tecavüze uğrayıp.. .. vuruluyor ve adamlar geride yarım kalmış biralarını bırakıyor! Yerde..
I just couldn't leave it there all alone.
Ben sadece onu orada yalnız bırakamadım.
You're just gonna leave it there?
Bırakıp gidiyormusun yediğini?
There's a program running there,... all right? Just leave it alone.
Şuan orada bir program çalışıyor.
You're just gonna go there, hope for the best. Just leave it to luck she won't be pregnant?
Yani oraya gidip hamile kalmamasını sadece... şansa bırakacak değilsin herhalde, böyle düşünmüyorsun öyle değil mi?
Is it OK to just leave Goebbels there?
Goebbels'i orada bırakmakla doğru bir iş mi yaptık?
It's just the time I leave the gallery... where I work, here by the sea If that suits you, there's nobody here then
Eğer sizin için uygunsa, ondan sonra kimse olmaz burada
Just leave them in there a while, a few days oughtta do it.
- Sadece bir süreliğine orada içerde bırakın. - Birkaç gün işe yarayacaktır!
There's something very important to me here, and I'm not so sure I can just leave it behind.
Burada benim için çok önemli olan bir şey var... ve onu bırakıp gidebileceğimden emin değilim.
And if there's a gun in there, just leave it.
And if there's a gun in there, Just leave it.
'Cause you know I could just leave you there if - if you want... it's no trouble.
Çünkü istersem seni orada öylece bırakabilirim.. hiç sorun olmaz.
Just leave it right there.
Orada kalsın.
Just leave it there.
Bırak orada kalsın.
Isn't there some boy calculus you can use to figure out who won and just leave me out of it?
Bir hesap yöntemi bulup kimin kazandığını hesapla..... ve beni buna bulaştırma.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]