Just one kiss tradutor Turco
159 parallel translation
Just one kiss.
Tek bir öpücük.
# I'll give you just one kiss Then I'll stop #
Size bir öpücük verip, gideceğim sonra
Just one kiss for my mother.
Sadece bir öpücük. Anneminki gibi.
It was just one kiss.
Yalnızca bir öpücüktü.
Just one kiss.
Sadece bir öpücük.
- Come on, just one kiss.
- Hadi sadece bir öpücük..
Just one kiss.
Sadece tek bir öpücük.
Just one kiss is what you need right now
Şu anda ihtiyacın olan sadece bir öpücük...
Just one kiss and I will show you how
Sadece bir öpücük ve sana nasıl olduğunu göstereceğim...
Just one kiss is what you need tonight
Bu gece ihtiyacın olan şey sadece bir öpücük...
Just one kiss could not jeopardise a glorious marriage.
Bir öpücük bu evliliği tehlikeye atmaz.
- Well, maybe just one kiss! - Hey!
Peki, tek bir öpücük olabilir.
- No, but just one kiss goodbye?
- Ama tek bir hoşçakal öpücüğü alsaydım.
- Well, especially after just one kiss. - No. I should hope not.
Aslında bir kez öptüğüm hiçbir kadına.
"Just one kiss... just one kiss."
"Tek bir öpücük. Tek bir öpücük."
Just one kiss
Tek bir öpücük!
So, Tyler, you pony up the $ 1,300 watch for just one kiss and the young lady runs off with the bartender anyway
Evet, Tyler, demek tek bir öpücük uğruna 13 bin dolarlık saatini gözden çıkardığın kız gidip barmenle kaçtı.
I-It's just one kiss, right?
Sadece bir öpücük, değil mi?
Remember... just one kiss... the touch of her lips.
Öpüşmelerinizden birini hatırla. Dudaklarının dokunuşunu hatırla.
Just one big, sisterly kiss.
Büyük, kardeşçe bir öpücük.
Just one sweet kiss and I saw stars
Just one sweet kiss and I saw stars
- You just wanted one more kiss!
Selam Ferdinando. Bana bir öpücük vermek istedin, değil mi?
Kiss it. Just a small one.
Ufak bir öpücük, o kadar.
Just one more kiss
Bir öpücük daha
It's what I brought you to the party for. Just one little kiss.
- Lütfen, yapma bunu.
Can you kiss him again, just one more time?
Onu yine öpebilir misin, Sadece bir kez daha?
Just one little kiss.
Küçük bir öpücük.
Just one more kiss.
Bir öpücük daha!
Dani Kiss brings his one too, just like Janos Szabo and Elek Viktor!
Dani Kiss ona da birini getirir, Janos Szabo ve Elek Viktor gibi!
Give me a kiss, just one
Bana bir öpücük daha verin.
- Just one little kiss.
- Sadece küçük bir öpücük.
- Just one little kiss.
- Yalnızca minik bir öpücük.
Just one good night kiss, sweet ducky?
Sadece bir tane iyi geceler öpücüğü Ördekçik?
- We better just kiss this one goodbye.
- Bırakalım Tanrı'sına kavuşsun.
It was just one kiss.
Sadece bir öpücüktü.
You can have one kiss, just one.
Bir öpücük alırsın, sadece bir.
Just one exquisite kiss.
Sadece güzel bir öpücük.
Well, before mine is, upon impact how about just one last kiss?
Benimki yere yapışmadan önce son bir öpücük versen?
Just kiss me and make it a good one.
Sadece öp beni ve iyi olsun.
Just one... last kiss.
Sadece bir tane... son öpücük.
Look, all I'm sayin'is, it would be nice to get the chance to say one great line, like in that great Bette Davis movie Cabin in the Cotton, where she walks up to the guy on the porch, gives him a flirty look, and says, "I'd kiss you, but I just washed my hair."
Bette Davis'in bir filminde adama söylediği cümle gibi bir şey söylemek istiyorum, "Seni öperdim ama saçımı yeni yıkadım."
Come on, baby. Just one more kiss.
Hadi bebeğim sadece bir öpücük.
Can I just say to all the girls out there... if you're with a guy who groaned or made some crack during that little kiss... you're with what we call a closet case. That's the number one tip-off.
Kızlar, eğer bu öpücükten etkilenen bir erkekle beraberseniz,... başınızın büyük dertte olduğunu bilmelisiniz.
JUST ONE LITTLE KISS.
Sadece küçük bir öpücük.
Just one last good-bye kiss.
Bir hoşça kal öpücüğü.
I have only one thing to say which is, just this once, am I allowed to kiss you in public?
Söyleyecek tek sözüm var ilk kez herkesin için de seni öpebilir miyim?
- You've got to get out of here. - Just one more kiss, then I'll go. No.
Sadece bir öpücük, ondan sonra gideceğim.
One second we're fighting, and the next second we're laughing and then just a quick 10-second kiss.
Bir saniye kavga ediyorduk, sonra gülüyorduk sonra da hızlı bir 10 saniyelik öpücük.
Just give me one little kiss?
Neden bana küçük bir öpücük vermiyorsun?
Not casinos, not Stillson, just a kiss... the one and only kiss from Nina.
Kumarhaneler değildi, Stillson değildi, sadece bir öpücüktü... Nina`dan gelen o tek bir seferlik öpücüktü.
Maybe that kiss was just an impulsive, one-time birthday thing.
Belki o öpüşme sadece bir kerelik içgüdüsel bir doğum günü olayıydı.
just one more 132
just one 795
just one last thing 27
just one more thing 124
just one more time 65
just one day 24
just one night 42
just one time 35
just one word 29
just one thing 169
just one 795
just one last thing 27
just one more thing 124
just one more time 65
just one day 24
just one night 42
just one time 35
just one word 29
just one thing 169
just one sec 53
just one drink 31
just one minute 99
just one question 94
just one more minute 27
just one moment 102
just one second 248
just one problem 23
just one of those things 19
just one more question 50
just one drink 31
just one minute 99
just one question 94
just one more minute 27
just one moment 102
just one second 248
just one problem 23
just one of those things 19
just one more question 50
one kiss 44
kiss 670
kisses 266
kissing 159
kissed 38
kissy 29
kiss me 648
kiss my ass 166
kiss me again 17
kiss it 47
kiss 670
kisses 266
kissing 159
kissed 38
kissy 29
kiss me 648
kiss my ass 166
kiss me again 17
kiss it 47