English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ L ] / Listener

Listener tradutor Turco

606 parallel translation
If you like swimming, fishing, a willing listener...
Yüzmekten, balık tutmaktan hoşlanıyor ve iyi bir dinleyiciyseniz...
- You're a flattering listener. - I'm interested.
Hem dinleyip hem pohpohluyorsun insanı.
I'm a good listener.
İyi bir dinleyiciyim ben.
He isn't a very good listener really, is he?
Denerim ama iyi bir dinleyici değil.
- If you want a listener, I'm your man.
- Dinleyici istiyorsan, aradığın benim.
I've been an attentive listener to the vicar's outpourings.
Papazın dışa vurduğu duygularının iyi bir dinleyicisiyim.
He's an excellent listener, though.
Ama dinlemesini iyi biliyor.
The listener think s it'll soon be over, but one story creates another, and then another.
Dinleyiciler hikayenin hemen biteceğini sanıyorlar,... fakat bir hikaye diğerini yaratıyor, o da bir başkasını.
You're a good listener.
Siz iyi bir dinleyicisiniz.
Many people have told me that I'm a good listener.
İyi bir dinleyici olduğumu söylerler.
Christ, and all this time I thought you was a good listener.
Bunca zamandır iyi bir dinleyici olduğunu sandım.
Each word coming out of my mouth follows a given path and falls into the listener's ear.
Ağzımdan çıkan her söz belirli bir yol izliyor ve dinleyicinin kulağında yer ediyor.
Just... a good listener.
Sadece... iyi bir dinleyici olmanız.
I'm a good listener.
İyi bir dinleyiciyimdir.
"... digger, listener, runner.
Kazıcı, koşucu ve dinleyici.
Alexeyev was always an obedient and ready listener who shared with equal willingness Oblomov's silence, his conversation, and his way of thinking, whatever it might be.
Alexeyev her zaman sadıktır ve iyi bir dinleyicidir. Oblomov'un sessizliğini paylaşmada eşit derecede heveslidir. Aynı zamanda onun sohbetini, düşünme şeklini daha başka ne varsa.
Sure. You know I'm a good listener.
Bilirsin, iyi bir dinleyiciyimdir.
The concert is an exceptional moment for the artist, for the listener.
Konser çok özel bir olay. Hem sanatçı, hem seyirci için.
I'm a real good listener.
Çok iyi bir dinleyiciyimdir.
You're a terrific listener, a wonderful date, and a very nice man.
Harika bir dinleyici, iyi bir kavalye ve çok hoş bir adamsın.
An old man was reading the Odyssey to a child... and the young listener stopped blinking his eyes.
Yaşlı bir adam çocuğa uzun ve serüvenli yolculuğun hikayesini anlatıyordu... ve genç dinleyici gözlerini kırpmayı dahi kesmişti.
It makes it much more interesting for the listener.
Dinleyici açısından çok daha ilginç olur.
Seems we have a new listener tonight- -
Öyle geliyor ki bu akşam yeni bir dinleyicimiz var- -
I've had a story published in The Listener.
'The Listener'da basılmış bir öyküm var.
He was so attentive, he was so giving and he was such a good listener but by the 2nd and 3rd date, I thought "I wish this guy would loosen up maybe talk about himself."
O bence çok nazik biri, çok özverili ve iyi bir dinleyici ama 2. ve 3. buluşmamızdan sonra, keşke biraz daha rahat biri olsa demeye başladım. "
- And the listener!
- Ve dinleyici!
A better listener? "
Daha iyi bir dinleyici? "
I'm a first-time caller, long-time listener.
Sizi ilk defa arıyorum ama uzun süredir dinliyorum.
I'm a great listener.
Ben harika bir dinleyiciyim.
I'm sure it's hard to talk about, but I'm a good listener!
Bunu konuşmak çok zor, biliyorum! Ben iyi bir dinleyiciyimdir.
I don't know you at all... but somehow I have the feeling... that you're exactly the listener that I've been looking for.
Seni hiç tanımıyorum Nigel. Ama nedense içimden bir ses aradığım dinleyicinin sen olduğunu söylüyor. Hikayemi ilginç bulacağını umuyorum.
We have a listener from Seattle.
Seattle'dan bir dinleyicimiz hatta.
We'll be back with listener response.
Dinleyici telefonlarıyla geri döneceğiz.
It's listener-dedication hour.
Dinleyicilere şarkı gönderilen bölüm.
The listener has no choice.
Dinleyicinin seçim şansı yoktur.
He was a good listener.
İyi bir dinleyiciydi.
Now, why are we doomed to this Quimby quagmire, you ask O reasonable listener?
Şimdi, size soruyorum ey aklı başında dinleyici neden biz bu bataklık Quimby'e mahkum kaldık?
Long-time listener, first-time caller.
Uzun zamandır dinliyorum, ilk defa arıyorum.
I want every loyal listener to do everything they can to get him out of jail.
Tüm sadık dinleyicilerimden onu hapishaneden çıkartmak için ellerinden geleni yapmalarını istiyorum.
Martus, that listener.
Martus, şu dinleyici.
A listener.
Dinleyicinin.
"Bee a good listener."
"Arı, iyi bir dinleyicidir."
Men, especially smart men, they like a good listener.
Erkekler, özellikle de zeki olanları, iyi bir dinleyiciden hoşlanır.
She's a real good listener who really understands me.
O çok iyi bir dinleyici. Kim beni onun kadar anlar.
You're a good listener.
İyi bir dinleyicisin.
Why would I meet a listener I know nothing about who puts roller skates on his dog?
Neden köpeğine paten takan bir dinleyicimle buluştuğumu bilmiyorum
I'm a terrific listener.
Çok iyi bir dinleyiciyimdir.
Let me tell you a personal experience. I happened to be in Madison, Wisconsin, on a listener-supported radio station, a community radio station, a very good one.
İkincisi kişisel yaşamları çok önemliymiş gibi bir yıldız muamelesi gören kamusal kişiliklerin yaratılması görüşüne karşıyım.
If there's a listener-supported radio station, it means that people can get daily, every day, a different way of looking at the world.
Bunlar birinci ve ikinci sayfalar. Tamam Bob, Çok teşekkürler.
All right, son, I've got the perfect listener for you.
- Mükemmel bir dinleyicin var.
He's a wonderful listener.
Harika bir dinleyici.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]