English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ L ] / Listen up

Listen up tradutor Turco

7,505 parallel translation
Listen up.
Dinleyin.
Okay, kids, listen up.
Tamam çocuklar, dinleyin.
Listen up!
Beni dinleyin!
Listen up, national comrades
Dinleyin yoldaşlar.
Listen up, everyone!
Herkes dinlesin!
Now listen up.
Şimdi dinleyin.
Listen up everyone.
Herkes beni dinlesin.
Wait. Listen up.
- Dur, dinle.
Listen up, boy.
Beni dinle evlat.
- Woo. Okay, listen up.
Pekala, dinleyin.
All right. Now listen up.
Pekala, dinleyin şimdi.
Listen up!
Dinleyin!
Ow! Listen up. I am not fucking around!
Bana bak şaka yapmıyorum!
Okay, everyone, listen up.
Pekala millet, beni dinleyin.
Listen Up!
Dinleyin!
Hey, listen up, everyone.
Beni dinleyin millet.
Listen up.
Anladın mı?
Please listen up.
Dinler misiniz?
Listen up, everyone.
Herkes dinlesin.
Now, listen up. Listen up.
Dinle bak, dinle.
Listen up, Mouse... drop the money off the bridge on your left.
İyi dinle Fare parayı köprünün sol tarafından aşağıya at.
Everyone, listen up.
Herkes beni dinlesin.
Listen up, kid.
Beni iyi dinle çocuk.
Um, listen, Dusty, I think that we should set up a visitation schedule.
Um, dinle, Dusty, biz gerektiğini düşünüyorumBir ziyaret program kurmak.
Okay, hey, listen up buddy, here's the deal, when a police officer tells you to stop moving, you stop moving!
- Tamamdır. Dinle beni dostum! Olay şu!
Listen, I'll set up an interview if you promise to put her story on the front page.
Dinle sana bir röportaj ayarlarım tabii onun haberini ilk sayfaya koymaya söz verirsen.
Listen, Douglas, if you're still up for it I want ya to kill this bear.
Bunun için kadar hala ben ya bu ayıyı öldürmek istiyorsanız, Douglas dinleyin.
And on a good day, if I listen carefully, I can hear him laughing up there.
Güzel bir günde, kulağımı iyice kabartırsam gökyüzündeki gülücük seslerini duyabiliyorum onun.
- Shut up and listen.
- Kes sesini de dinle.
Listen, Joe, I just want a follow up on one thing.
Bir şey sormak için aradım Joe.
Now I know that you were the one that set up that shrine, and I think that you had something to do with Eduardo and Nina going missing, but, listen, we can fix this.
Şimdi mihrabı kuranın sen olduğunu biliyorum, ve bence Eduardo ve Nina'nın kaybolmasında parmağın var. ama dinle bunu çözebiliriz.
Shut up and listen.
- Kapat çeneni ve dinle.
Listen, if you're calling to make me feel bad, you've done it, and we can hang up now, okay?
Bak, moralimi bozmak için aradıysan başardın tamam mı, kapatabilirsin.
" Listen, Z. I'm fed up with you and your pathetic clues!
İyi dinle, Zoltan, senden ve Fin müziklerinden bıktım usandım.
So, listen, Ed, I have this thing I've been working up on black ops in the Marine Corps from my war days.
Dinle, Ed, üzerinde çalıştığım bir şey var savaş günlerimden Deniz Piyade Kolordusunda olan gizli operasyonlarla ilgili.
Listen, if it's hard to talk about, maybe a little role-play can free you up.
Bak, eğer bunu konuşmak zor geliyorsa belki taklit oyunuyla kolaylaştırabiliriz.
Listen, it's about 7 : 00, and I'm pulling up to Eden's house.
Saat yedi gibi şu anda, arabayı Eden'ın evinin oraya çekiyorum.
Listen, I'm not going to let him fuck me up the arse.
Bak, götümü sikmelerine izin vermem.
Just shut up and listen to me.
Kes sesini de bana kulak ver.
Listen, Don, something else came up we thought you might be able to help us out with.
Dinle, Don, senin yardım edebileceğini düşündüğümüz bir şey çıktı.
- Visie, Listen to me, man, you've got to fix this place up, then you get better people in.
Visie, beni dinle adamım mekanı adam etmen lazım ancak öyle düzgün insanlar gelir.
Look, anyone that's gonna listen to this shit and not have me locked up on the spot is crazier than I am.
Bak, bu saçmalığı dinleyip de beni oracıkta tutuklamayan kişi benden daha delidir.
Listen, I'll make it up to you!
Beni dinle, bunu telafi edeceğim!
They sit on the sidelines, and they're judging others'cause they don't have the balls to get up there and do it themselves, and then, this poor kid has to sit there and listen to his sister get made fun of
Kenarda oturup, diğer insanları yargılıyorlar. Çünkü kendilerinde oraya çıkıp, yapacak cesaret yok. Bu zavallı çocuk orada oturup ablasının herkesin önünde dalga geçilmesini dinlemek zorunda.
Listen to the water bubbling up.
Suyun fokurtusunu dinle.
Listen here, you can make up lost years when we get paid.
Dinle beni, parayı ödediğinde, kayıp yılların acısını çıkartırsın.
Well, listen up, Marcy.
Bak Marcy.
Hey, listen up!
- Hop!
So listen, I want you four to sweep the two adjacent buildings anything pops up, you call it in on the double.
Dinleyin, dördünüzün komşu iki binaya yayılmanızı istiyorum. Bir şey çıkarsa haber verin, anlaşıldı mı?
Listen, I come around the corner and this big son of a bitch throws me up against a wall, and both of them armed.
Dinle, köşeyi döndüm ve o büyük orospu çocuğu beni duvara yapıştırdı ve ikisi de silahlıydı.
Or you can shut up and listen.
Ya da çeneni kapar ve dinlersin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]