Lovely people tradutor Turco
189 parallel translation
Because you know such lovely people.
Çünkü harika insanlar tanıyorsun.
Oh, some lovely people, Bark.
Çok şeker insanlar Bark.
We're so indebted to you for these lovely people.
Bu harika insanları getirdiğin için sana müteşekkiriz.
Señores, I'm so happy to be with you lovely people and to tell you all about El Toro, who is like my own son.
Senyorlar, sizinle olmak ve oğlum gibi sevdiğim El Toro'yu anlatmak büyük zevk.
Every one of these lovely people is important.
Bu tatlı insanların her biri önemlidir.
My name is Beverly Boyer and I'd like to tell all of you lovely people about something that happened at my home the other afternoon.
Benim adım, Beverly Boyer siz, değerli tüm insanlara geçen gün öğleden sonra evimde yaşadığım bir şeyi anlatmak istiyorum.
Ah, yes, lovely people, uh...
Evet, sevimli insanlardır.
They're just lovely people.
Onlar sevimli kişiler.
He must be a marvelous person... to have all you lovely people working for him.
Sizler gibi sempatik insanlar onunla çalıştığı için, muhteşem biri olmalı.
We're so glad to see so many lovely people here tonight.
Bu gece burada bu kadar cok hos insani bir arada görmekten cok memnunuz.
They were lovely people.
Çok iyi insanlardı.
and... i'll introduce you to these lovely people.
- Ve... sizi bu muhteşem insanlarla tanıştırırım.
Lovely people...
Güzel insanlar...
I want to introduce you to Mr. And Mrs. Ravoux, very lovely people.
Seni Bay ve Bayan Ravoux ile tanıştırayım.
I'm sure it's lovely, with lovely people.
Beni mazur gör. Eminim halkı çok iyidir.
So, if there be any doubt, any doubt at all, we might as well... lay it out on the table, right now, why these two lovely people... should not be joined in holy matrimony. Speak now... or forever hold your peace.
Dolayısıyla, aklınızda bir kuşku varsa en küçük bir kuşku dahi varsa bunu şimdi ortaya dökebiliriz bu iki güzel insan neden kutlu bir evlilikle birleşmemeli, ya şimdi konuşsun ya da sonsuza dek sussun.
But the Mintzes are lovely people.
- Ama Mintzler çok iyi insanlar.
Londo, the Minbari are very lovely people, interested in culture and art and -
Minbariler çok iyi bir halk. Kültüre ve sanata ilgi duyuyorlar- -
Oh, yes, to you lovely people.
Evet, sizlerin sayenizde.
Lovely, lovely people.
Harika insanlar gelirdi.
Lovely people, all of them.
- İyi insanlar. Hepsi.
Ohhh... wunderbar clothes and the lovely people.
Harika kıyafetler ve sevimli insanlar. Zariflik.
All the lovely people...
.. güzel insanları görebilmek...
Lovely people.
Hoş insanlar.
Antigua... All the lovely people there paying for this party.
Antigua... oradaki bütün iyi insanlar bu parti için para ödüyor.
All right, two lovely people.
Tamam, iki tatlı kişi.
These people do lovely work.
Bu insanlar harika iş çıkarıyorlar.
It's amazing how 11 years of wedlock with the greatest realist in the country haven't altered a single one of your lovely delusions about nice people.
Bu inanılmaz, ülkedeki en gerçekçi kişiyle 11 yıl geçirmek senin iyi insanlar hakkındaki yanlış inancını değiştirmemiş.
You can meet nice people... and lovely ladies... that's a devil of a black book - probably this modern literature. Really?
Sahi mi?
Because in front of all you nice people... and for the 10th time... I'm asking the lovely Miss Dickinson to be my bride.
Çünkü, siz nazik insanların önünde 10. kez de olsa güzel Bayan Dickenson'dan karım olmasını istiyorum.
Oh, lovely things, swamps and woods and people...
Çok hoş şeyler, bataklıklar, ormanlar, insanlar...
Miss tyler, we have a lovely village and wonderful people.
Bayan Tyler, çok güzel bir köyümüz ve harika insanlarımız var.
See, the one thing they don't have in their lovely neighborhood that they're dying to have, is a fine family of colored people.
Çok sevgili mahallelerinde olmayan ve olması için can attıkları tek şey, iyi bir Afro-Amerikalı ailesiymiş.
We only help people take a long vacation from this lovely place.
Sadece bu muhteşem yerden uzaklaşmak isteyenlere yardım ediyoruz.
Rich, green, lovely to the eyes, and of a goodness that will fill the hearts of the people with tears of joy.
Zengin, yeşil, göze çok hoş gelecek, ve iyilik dolu bu ise insanları mutlu edecek.
Pity people aren't as lovely as flowers.
İnsanlar çiçekler kadar sevimli olsa ne iyi olurdu.
He finally agreed with me that the people should own those lovely things instead of just collectors.
Benim dediğime geldi. Sadece bir kaç kişi değil, halk da bu güzellikleri görebilmeli.
There's gonna be a lot of people looking for me as a result of my lovely wife. - I really need a ride.
Sevimli eşim yüzünden, bir sürü insan beni arayacak, gerçekten de birinin beni arabayla götürmesini istiyorum.
There's always a lovely breeze and lots of people.
Her zaman hafif bir rüzgar eser, bir çok insan vardır.
People say that he has a lovely voice, but what does he do with it?
İnsanlar çok güzel bir sesi olduğunu söylüyor, ama bu sesiyle o ne yapıyor?
I wanna tell you good people of Longhorn, especially you lovely ladies, that the old saying, "You can't judge a book by its cover", it's true.
Longhorn'un iyi insanlarına, özellikle siz sevimli hanımlara. "Bir kitap dışıyla değerlendirilmez" sözünün doğru olduğunu söylemek isterim.
I think that you and Diane are lovely, special people.
Bence sen ve Diane sevimli, özel insanlarsınız Sam.
- lt's a lovely dance with lots of people.
Bir sürü insanla oynanan çok güzel bir dans.
[Sid's voice] These people, they're really lovely.
Bu insanlar, gerçekten çok iyiler.
Though your take-out places are lovely there are more exciting destinations for smarter people.
Eve servis yapan dükkanlar her ne kadar hoş olsa da aşırı zeki insanlar için daha heyecanlı hedefler vardır.
They're very lovely people.
Çok iyi insanlar.
I was in the shower in fact, and I thought to myself... those people next door are lovely, why not some dinner?
Ben duş yapıyordum, birdenbire aklıma geldi. Komşularımız sevimli insanlar, neden yemeğe davet etmeyelim?
And the tune it made was very lovely, and all the people in the village below could hear the pure, glorious sound... "
Ezgiler o kadar güzelmiş ki, aşağı köydeki tüm insanlar bu saf, güzel sesleri duyabiliyormuş.
Absolutely lovely, but hey, we're no longer collecting art... we're buying people, aren't we?
Gerçekten hoştu, ama hey, artık sanat biriktirmiyoruz... insanları satın alıyoruz, öyle değil mi?
These people you're sitting for, they keep a lovely home.
Evsahiplerin... mükemmel bir evleri var.
- People with lovely manners.
- Güzel davranışlı insanlar.
people 5151
people don't change 46
people of earth 28
people like me 81
people like you 105
people screaming 74
people talk 81
people change 205
people can change 59
people are talking 31
people don't change 46
people of earth 28
people like me 81
people like you 105
people screaming 74
people talk 81
people change 205
people can change 59
people are talking 31
people get hurt 32
people make mistakes 71
people are scared 36
people are dying 81
people are watching 31
people were killed 27
people do 54
people will die 36
people are dead 47
people lie 29
people make mistakes 71
people are scared 36
people are dying 81
people are watching 31
people were killed 27
people do 54
people will die 36
people are dead 47
people lie 29