Lucky shot tradutor Turco
235 parallel translation
Just took a lucky shot, strictly left hand.
Sadece şansa oynadı, tamamen sol elle.
I'm glad I got him but it was just a lucky shot.
Onu vurduğuma memnunum ama sadece şanlı bir atıştı.
Because you threw a lucky shot once, you think you can do it again.
Bir kere şanslı bir atış yaptın diye tekrar yapabileceğini sanma.
Lucky shot running into Hilary Carson, wasn't it?
Şansa bak, Hilary Carson'a rastlamışsın, öyle mi?
And hope for a lucky shot before they zero in on us?
Onlar vurmadan biz mi vuracağız?
- It was a lucky shot, sir.
- Şanslı bir atıştı, efendim.
Well, I might get in a lucky shot.
Olsun, belki şansım yaver gider.
Aw.. Lucky shot!
Balına vurdun!
- Lucky shot.
- Şanslı atış.
A lucky shot sir...
Şanslı bir atıştı, komutanım.
- Lucky shot!
- Şansın yaver gitti.
a lucky shot, old man.
Sanslı seçim, ihtiyar.
A little incident with a gang, you know, a lucky shot...
Bir çete olayı vardı...
- Lucky shot.
- İyi atış.
KIND OF A LUCKY SHOT REALLY.
Gerçekten şanslı bir atıştı.
- You're making me look good. - It was a lucky shot, Rhino.
Bu, işime geliyor.
See, what you gotta know about bowling is that anybody can make a lucky shot.
Bowlingde herkes şanslı bir atış yapabilir.
One lucky shot by a Romulan, we'd lose you both.
Romulanların şanslı bir atışıyla, ikinizi de kaybedebiliriz.
On a lucky shot, they picked up traces of something.
Şansımız varmış, bir şeyin izini buldular.
Believe me, that was a lucky shot.
Şanslı vuruştu.
It was a lucky shot, that's all!
Şanslı bir vuruştu, o kadar.
It was a lucky shot, that's all!
Şanslı bir vuruştu, o kadar!
And we know it was a lucky shot.
Ve biliyoruz ki, şanslı bir atıştı.
Lucky shot.
Tesadüftü.
Lucky shot. Merry Christmas, Guy.
Şanslı şut, mutlu nualler, Guy.
Lucky shot.
Acemi şansı!
Lucky shot, then.
- Şansım yaver gitti demek.
It was nothing but a lucky shot!
Şanslı bir atış o kadar!
- Lucky shot.
- Şanslısın.
That was a lucky shot.
Bu sefer şansın yaver gitti.
If we're lucky enough, we may get a swell shot right away.
Eğer yeterince şanslıysak, hemen gösterişli bir çekim yapabiliriz.
You were lucky I didn't take a shot at you, that's all.
Seni vurmadığım için şanslısın, o kadar.
You're mighty lucky my men didn't take a shot at you.
Biri seni alnından vurmadığı için şanslısın.
The pistol shot Georgie used to kill Lucky wasn't in the original score.
Georgie'nin Lucky'yi öldürmek için kullandığı tabanca kurşunu asıl skorda yoktu.
Nobody can make that shot, not even a lucky lush.
Kimse o vuruşu tekrarlayamaz, şanslı bir ayyaş bile.
Better still, pray that I get lucky and make him miss the ffirst shot.
İlk atışı kaçırması için benim şanslı olmama dua et.
You're lucky you're not getting shot for desertion.
Eğer şanslıysan, kaçak olduğun için vurulmazsın.
Tryin'a long shot, pal, maybe we'll get lucky.
O düşük ihtimali kovalıyoruz ahbap, belki şansımız yaver gider.
The lucky dollar corporation. Security guards shot it out with a burglar who escaped, apparently empty-Handed.
ŞANSLI DOLAR ANONİM ŞİRKETİ'nin güvenlik görevlileri kaçan ve görünüşe göre eli-boş hırsızla çatışmışlar.
Some airport personnel were not so lucky... like the ticket agent and security guard Richards shot at point-blank range... when he arrived at the airport.
Ama bazı havaalanı personeli o kadar da şanslı değildi. Richards, havaalanına varır varmaz gişe memurunu ve güvenlik görevlisini yakın mesafeden vurdu.
Lucky fuckin'shot, Rainwood.
Şanslı bir atıştı, Rainwood.
I'm a lucky man. Good shot.
Şanslı biriyim.
Lucky shot.
Şanslısın.
We're awful goddamn lucky he didn't tag us when he shot the place up.
Bizi de vurmadığı için şanslıyız.
You're lucky she's a good shot.
Çok şanslısın. O iyi bir nişancı.
And if we're lucky, take their rocket positions without a shot fired.
Ve eğer şanslı isek, füze rampalarını tek el ateş etmeden ele geçirebiliriz.
You'd be lucky to launch one torpedo before they shot you down.
Onlar seni vurmadan bir torpido ateşlemek senin için bir şans olur.
That was a lucky shot.
Acemi şansıydı?
We're lucky l got shot, kid.
ŞansIıyız, yaraIandım, ufakIık.
Gabrielle, we'll be lucky if we get one last shot at Hope.
Gabrielle, eğer ona son bir atış yapabilirsek şanslı olacağız.
You're lucky you didn't come out, or I'd have shot you!
Dışarı çıkmadığın için şanslısın. Seni vururdum!
shot 343
shotgun 189
shots 161
shots fired 329
shot in the head 30
shot him 30
shot deal 20
lucky 618
lucky day 17
lucky me 225
shotgun 189
shots 161
shots fired 329
shot in the head 30
shot him 30
shot deal 20
lucky 618
lucky day 17
lucky me 225
lucky man 42
lucky guy 43
lucky girl 52
lucky bastard 47
lucky you 322
lucky guess 90
lucky him 24
lucky for you 336
lucky them 19
lucky us 39
lucky guy 43
lucky girl 52
lucky bastard 47
lucky you 322
lucky guess 90
lucky him 24
lucky for you 336
lucky them 19
lucky us 39