Miles long tradutor Turco
324 parallel translation
Biggest in the world, and it's making a lake 200 miles long.
Dünyanın en büyüğüymüş ve tamı tamına 320 kilometrelik bir gölmüş.
Manhattan is only nine miles long and four and a half miles wide.
Manhattan sadece 15 km. uzunluğunda ve 7 km. genişliğinde.
A barbaric pile of rock, 40 miles long by 20 wide.
65'e 33 kilometre genişliğinde vahşi bir kaya yığını.
It's five and a half miles long and two and a half miles wide.
Dokuz km uzunluğunda ve dört km genişliğinde.
The Camptown race track Nine miles long
Camptown yarış pisti 14 kilometre.
Let me see, the lake's 100 miles long, 50 miles wide.
Hesap yapalım, gölün boyu 100 mil, eni 50 mil.
Leiningen, you're up against a monster 20 miles long and 2 miles wide, 40 square miles of agonizing death.
30 km uzunluğunda ve 3 km genişliğinde bir canavarla karşı karşıyasın. 90 km karelik ızdırap dolu bir ölüm.
It's 50 miles long.
80km uzunluğunda falan.
Amundsen discovered veins of coal 100 miles long.
Amundsen yüzlerce kilometre uzunluğunda kömür damarları keşfetmişti.
It's six miles long to skirt around the valley.
Vadinin kenarından dolaşmak 9 km.
Because this damn county's 200 miles long and 40 miles wide and they know where he is and I don't.
Çünkü bu lanet sehir 300 km. uzunlugunda, 60 km. genisliginde ve onlar yerini biliyor, ben bilmiyorum.
- End to end, 100,000 miles long.
- Uçtan uca 160 bin km.
It's miles long, with a maw that could swallow a dozen starships.
Kilometrelerce uzun, düzinelerce yıldız gemisini yutacak kursağa sahip.
- This thing, this cell, this virus, it's 11,000 miles long.
- Milyonlarca. Bu şey, bu hücre, bu virüs.
One of them told me he saw columns of ten miles long on several roads.
Aldığımız duyumlara göre birçok yolda onlarca mil uzunluğunda kuyruklar oluşmuş durumda.
On a single spur of track 4000 miles long.
6500 km uzunluktaki kör bir hatta tek bir rota izleyerek.
They're 20 miles long and 2 miles wide.
32 metre uzunluğunda ve 4 metre genişliğinde.
You know, what we need is a fence about 10 miles long and 20 feet high.
Bir çite ihtiyacımız var. 10 mil uzunluk, 20 feet yükseklik.
A fence about 2 miles long and 20 feet high.
Yaklaşık 2 mil uzunluğunda, 20 feet yüksekliğinde bir çit.
Is there any way we can isolate a stretch of track at least 2 miles long between us and Galanos?
Galanos'a iki mil uzaklıkta izole edilmiş bir geçiş var mı?
Pluto - pipelines Under The Ocean - a flexible pipeline miles long.
Pluto yani okyanus altı boru hatları kilometrelerce uzayan esnek bir hattı.
By 12 June, the five beachheads had been linked to give a lodgement 60 miles long and up to 20 miles deep.
12 Haziran'da beş çıkarma bölgesi de birbirine bağlandı. Böylelikle 100 km. uzunluğunda ve 32 km. genişliğinde yer açıldı.
" De Camp Town race track five miles long, all the doo-dah day!
" Camp Town hipodromu uzun mu uzun, lay-lay-lom
" Camp Town race track five miles long, oh, doo-dah day.
" Camp Town hipodromu uzun mu uzun, lay-lay-lom
Twenty-eight miles long, 16 miles wide.
28 mil boyunda, 16 mil eninde.
~ Doo dah, doo dah ~ ~ Camptown racetrack five miles long ~
Camptown'un yarış pisti 5 mil gider...
An eating machine, two miles wide and ten miles long.
Yiyen bir makine, 2 mil genişliğinde, 10 mil uzunluğunda.
Do you think just because you Dracs got a lineage 200 miles long, you can blah, blah this name and blah, blah that name?
Sırf Drac'lerin 200 km sülalesi var diye sanıyorsun ki...
Two thousand miles is a long trip.
3.000 kilometre uzun yol.
Hate is something that can feed on itself for only so long. Don't worry about me. This fight with Miles is in the open now, and it's my fight alone.
Benim için endişelenme,... Miles'a karşı bir savaş başlattım,... bu yalnızca benim savaşım.
Here we received our replacements, marines from Stateside, a long way from Stateside, 8,000 miles.
Burada aramıza yenileri katıldı. Amerika'dan yeni askerler, Amerika'nın 13000 km uzağındaki bu yerde aramıza katıldı.
By military telegraph, news of the Custer massacre is flashed across the long, lonely miles to the Southwest.
'Bir askeri telgraf, Custer katliamının haberini Güneybatıya duyurdu.'
As long as he's around, a coyote won't come within 10 miles.
- Kurt etraftayken çakallar 16 km yanına bile yaklaşamaz.
Once upon a time, on the North Shore of Long Island, some 30 miles from New York, there lived a small girl on a large estate.
Bir zamanlar..... Long Island'ın Kuzey Sahilinde, New York'tan 30 mil uzakta..... büyük bir malikanede küçük bir kız oturuyordu.
For on another island miles to the north, the 1 st Marine Division had taken the first step of the long road back.
Kuzeydeki bir adadan, 1. Askeri Bölüm uzun bir yoldan dönmüştü.
I've kept lobsters in seaweed... for as long as it would take your slowest freight to go 2,000 miles.
En düşük hızda gitse bile 3 bin km. gitmeye dayanacak kadar su yosununda korudum ıstakozları.
About 2,000 miles up-country on that still barely explored outpost of civilization which is loosely described as the headwaters of the Amazon on a wild and unscalable jungle plateau so isolated as to insulate the area from the laws of evolution there exists today many forms of creatures long believed to be extinct.
Yaklaşık 3200 km ülkenin iç kesimlerinde... hala medeniyetten uzak zorlukla araştırılan... tam olarak belirlenmemiş Amazon su kaynakları bölgesinde... tecrit olmuş yabani ve ulaşılamaz orman yaylası üzerinde... evrim kanunlarından bölgeyi ayırarak... uzun süre önce yok olduğuna inandığımız... yaratık türlerinin bugünde varlıklarını sürdürdüğü bir bölge var.
We d have packed long since and now be miles away.
- Ne...? Şimdiye kadar çoktan toparlanıp birkaç mil ötede olmalıydık.
The long arm of this trading company has reached across 10,000 miles right here into your hiding place.
Bu ticaret şirketinin uzun kolu 15 bin kilometre öteden buraya, saklandığın yere uzandı.
The whole thing comes to six and a quarter miles just over half of this length being the road circuit with its fast corners and long straights.
Pistin tamamı 10 km uzunluğunda. Bunun yarısı hızlı virajlar ve uzun düzlüklerden oluşan yol pisti.
You try to live three miles from me and you won't live long, honey.
Benim 5 kilometre ötemde yaşamaya kalkarsan fazla yaşamazsın tatlım.
Well, I don't care where we go as long as I stay a hundred miles ahead of civilisation.
Hala öyle. Medeniyetin önünde kaldığım sürece nereye gittiğimiz umurumda değil.
You see, a lion is a huge savage beast about 5 feet high, 10 feet long, weighing about 400 pounds running 40 miles an hour, with masses of sharp pointed teeth and nasty, long, razor-sharp claws that could rip your belly open before you could say Eric Robinson, and they look like this.
Aslan büyük, vahşi bir hayvandır. Yüksekliği 1.5, boyu 3 metre, ağırlığı 180 kilodur. Saatte 65 km / h hızla koşar ve sivri dişli, korkunç uzun, jilet gibi keskin pençeleriyle sizi parçalayabilir.
In all the long, wrought-out, back-breaking, kidney-shaking bladder-busting miles from here to Lizard there's not one spot of wet relief for man nor beast.
O uzun, yorucu, susuz miller boyunca buradan Lizard'a kadar, ne insan ne de hayvan için bir damla su yok.
I'll collect my £ 100,000 and I am never going to come within 1000 miles of this house for as long as I live.
100,000'imi alacağım ve ömrüm boyunca bu eve 1,000 mil bile yaklaşmayacağım.
A long time to go a coupla lousy miles.
- Dikkat! Birkaç km. Lik berbat bir yolu uzun sürede gelebildik.
Her vast, cathedral-like hull, almost three football fields long... is an intricate web spun from more than ten miles of duralumin girders.
Devasa, katedral büyüklüğündeki gövdesi neredeyse 3 futbol sahası kadardı ve karmaşık duralüminyum ağ kiriş yapısının toplam uzunluğu 15 km'den fazlaydı.
However, forces were reported 200 miles from Moscow and long-range artillery fire was heard in the suburbs of Moscow.
Ancak, askerler Moskova'dan sadece 200 mil uzaktalar... ve uzun menzilli topların ateş sesi Moskova'nın dış mahallelerinden duyulmaya başladı.
Out there, eleven thousand miles away, a single shadow remains immobile in the midst of the long moving shadows that the January light throws over the ground of Tokyo :
Orada, onbirbin mil ötede, Ocak ayi isiginin Tokyo topragina düsürdügü hareketli uzun gölgelerin ortasinda tek bir gölge hareketsiz duruyor :
[computer] So long... Miles
Şimdilik hoşçakal Miles.
As long as you hit that wire with the connecting hook at precisely 88 miles an hour, the instant the lightning strikes the tower
Tam olarak saatte 140 km hızla bağlantı çengeli ile tele çarptığın anda yıldırım Saat Kulesi'ne düşerse
long 842
long island 52
longer 83
longing 24
longinus 18
longmire 43
longo 16
longitude 31
long live the king 168
long live the queen 48
long island 52
longer 83
longing 24
longinus 18
longmire 43
longo 16
longitude 31
long live the king 168
long live the queen 48
long night 48
long time no see 414
long time 721
long hair 55
long may she reign 18
long live the emperor 20
long legs 25
long john 18
long hours 24
long story short 168
long time no see 414
long time 721
long hair 55
long may she reign 18
long live the emperor 20
long legs 25
long john 18
long hours 24
long story short 168
long live 36
long live liberty 21
long day 136
long life 29
long gone 44
long way 22
long overdue 19
long enough 113
long shot 24
long time ago 200
long live liberty 21
long day 136
long life 29
long gone 44
long way 22
long overdue 19
long enough 113
long shot 24
long time ago 200