English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ L ] / Long time ago

Long time ago tradutor Turco

7,123 parallel translation
It used to be on fire, but that was a long time ago.
Bir zamanlar ateşliydim ama uzun zaman önceydi.
A long time ago.
- Uzun zaman önce.
A long time ago. In the back of a Chinese restaurant, trying to beg for my life with a gun in my mouth.
Uzun zaman önce bir Çin restoranının arka tarafında ağzımın içinde duran bir silahla hayatım için yalvarmaya çalışarak.
I told you long time ago to keep your business out of my neighborhood.
Uzun zaman önce sana işini benim mahallemin dışında yap demiştim.
I should have recognized you right away, but I kinda followed your story, but it's been such a long time ago.
Seni hemen tanımalıydım aslında. Hikayeni takip etmiştim. - Ama çok uzun zaman oldu.
I know, well, he's afraid because they made problems before a long time ago.
Biliyorum, uzun zaman önce sorun çıkarmışlardı, bu yüzden korkuyor.
If it had been up to me, we'd have killed you a long time ago.
Bana kalsa çoktan ölmüştün.
If I was sure about this, I would've suggested it a long time ago.
Eğer bundan emin olsaydım, en başından teklif ederdim.
Fucked it up a long time ago.
Uzun zaman önce batırmıştım..
Yeah, a long time ago once.
- Uzun zaman önce, bir kez.
I'd understood that a long time ago.
Bunu uzun zaman önce anlamıştım.
I had to come back and put something to rest here, something that happened a long time ago.
Buraya, uzun zaman önce yaşanmış bazı şeyleri unutmaya geldim.
What I should've done a long time ago.
Uzun zaman önce yapmam gerekeni.
- a long time ago. - Marcus! Stop!
- Marcus, yeter!
Veronique, I'm so sorry. Don't be sorry. It was a long time ago.
Veronique, çok üzgünüm üzülme uzun zaman önceydi.
It was a long time ago.
Bu uzun zaman önceydi.
- It was such a long time ago.
Bu çok uzun zaman önceydi.
Was such a long time ago?
... çok uzun zaman önceydi?
A long time ago, you ruined my life.
Uzun zaman önce hayatımı mahvettiniz.
I stopped caring a long time ago.
Ona değer vermeyi bırakalı çok oldu.
I would've been out a long time ago if it hadn't been for Fine.
Fine olmasaydı çok uzun zaman önce vazgeçmiştim.
It was a long time ago.
Uzun zaman önceydi.
[jessie] well, I learned a long time ago, never trust a weirdo in a mask!
Ben de uzun zaman maskeli bir ucubeye asla güvenmemem gerektiğini öğrendim.
long time ago.
Uzun zaman önce.
It's a spirit who used to live in this building a long time ago.
Uzun süre önce bu binada bir zamanlar yaşamış bir ruh.
In a short time... this will be a long time ago.
Kısa bir süre sonra bu olay çok uzaklarda kalmış olacak.
That was a long time ago.
- Uzun zaman önceydi. - Özür dilerim, meraklı biriyim.
You lost that right a long time ago!
Çok uzun zaman önce kaybettin!
I did, a long time ago.
- Evet uzun zaman önce.
Yeah, I know I should have gotten rid of those, - Like, a long time ago.
Evet, onlardan uzun süre önce kurtulmalıydım.
Yeah, that seems like a long time ago.
Evet, çok uzun zaman önceymiş gibi geliyor.
It's a long time ago, another life.
Bu uzun zaman önce yaşadığım başka bir hayattı.
When I think of my grandmother whom I loved a lot and who died a long time ago, I tell myself memories soon fade.
Yıllar önce ölmüş, çok sevdiğim büyükannemi düşündüğümde kendime anıların solup gittiğini söylerim.
Oh, I gave up trying to impress girls like you a long time ago.
Ah, senin gibi kızları etkilemeye çalışmayı uzun zaman önce bıraktım.
Oh, I finished my feelings a long time ago.
O aşamayı çoktan geçtim.
That was a long time ago.
Bu uzun zaman önceydi.
Albeit, a long time ago.
Tabi çok zaman önce olsa da.
This happened a long time ago.
Bu çok uzun süre önce olmuş.
It's just a little failsafe that we had built in a long time ago.
Uzun zaman önce tasarladığımız küçük bir güvenlik önlemi.
He came here a long time ago.
Çok uzun zaman önce geldi buraya.
Yeah, it's... something I should've done a long time ago.
Evet, bu, çok uzun zaman önce yapmam gereken bir şeydi.
But without it, we would've lost this place a long time ago.
O olmasaydı, bu evi uzun zaman önce kaybetmiş olurduk.
A long time ago, yes.
Evet, uzun zaman önce.
A long time ago, he and I were friends.
Uzun zaman evvel onunla arkadaştık.
I mean, it was a long time ago.
Üzerinden uzun zaman geçse de.
You know, I feel sure I've told you before, but it was a long time ago, so, I mean, I could be wrong.
Önceden sana bahsetmiş olmalıyım ama üzerinden uzun zaman geçti, yanılıyor da olabilirim.
I know it happened a long time ago, but what happened on the day Mom left?
Üstünden çok zaman geçtiğini biliyorum ama annemin evi terk ettiği gün neler yaşandı?
My theory is That somebody a long time ago in fortitude Came across a bag of gravel
Benim teorim birinin uzun zaman önce Fortitude'a bir torba çakılla gelip onları kahve çekirdeği sandığı.
There was a time not too long ago, when I saw my whole life stretched out before me.
Çok önce olmayan bir an vardı, ailemin benden önce gittiğini gördüğüm.
I didn't want... some lady a long time ago told me
Din'i istememiştim.
Once upon a time, long, long ago- - Well, more like 20 years ago- - Belle married her beast in front of 6,000 of their closest personal friends.
Bir zamanlar, çok uzun zaman önce yani 20 sene kadar önce Belle 6 bin samimi arkadaşının huzurunda canavarla evlendi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]