English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ M ] / Mind if i

Mind if i tradutor Turco

13,130 parallel translation
You mind if I ask you something real quick?
Mahsuru yoksa çabucak bir şey sorabilir miyim?
Mind if I take a pew?
Size katılmamın sakıncası var mı?
Do you mind if I take a look around?
Etrafa bakabilir miyim?
Debakey. Sorry, do you mind if I...?
Sakıncası var mı?
Mind if I hitch a ride?
Otostop çeksem sorun olur mu?
You mind if I use your restroom real quick?
Tuvaletinizi kullanabilir miyim?
Sorry, do you mind if I take this?
Affedersin, açmamda bir sakınca var mı?
While we're here, you mind if I re-up?
Hazır buradayken, mal alabilir miyim?
- I don't suppose you mind if I freshen up.
Biraz tazelenmemin sakıncası var mı?
I'm not busy today, mind if I tag along?
Bugün meşgul değilim.Eşlik etmemde bir sakınca var mı?
Mind if I ask for directions?
Adres sorabilir miyim?
You mind if I borrow this?
Ödünç alsam sorun olur mu?
Hey, do you guys mind if I join you?
Hey, size katılmamın sakıncası var mı?
Do you mind if I wait inside?
İçeride beklememin bir sakıncası var mı?
You mind if I use the bathroom?
Banyoyu kullansam sorun olur mu?
Do you mind if I put my hands on your hips?
Ellerini kalçana koymamda bir mahsur var mı?
Do you mind if I have a go next?
Sonraki ben olsam sorun olur mu?
Do you mind if I don't come to the harbour?
Limana gelmem sakıncası yok mu?
Ash, when you are at work today, would you mind if I made a few... .. tiny tweaks around the flat?
Ash, sen bugün işteyken dairede ufak tefek değişiklikler yapsam sorun olur mu?
Do you mind if I counter?
Konuşmanızı bölebilir miyim?
- Do you mind if I...
- Sakıncası var m...
Do you mind if I sit with you?
Yanına oturabilir miyim?
Hey, do you mind if I share a cab with you?
Taksiyi seninle paylaşmamda bir mahzur var mı?
Mind if I take a picture?
Fotoğrafını çekebilir miyim?
Mom, do you mind if I cook dinner tonight?
Al, bu da seninki. Anne, bu gece size yemek yapsam olur mu?
If you're not going to do anything with this bottle of perfume over here, would you mind if I gave it to the girl, seeing as how it was her lifelong dream and all.
Buraya parfümün bu şişe ile bir şey yapmak için gitmiyoruz ıf, I kıza verdi sakıncası olur, Onu ömür boyu rüya ve tüm nasıl olarak görüyorum.
Mind if I take back?
Geri alabilir miyim?
Listen, Otto, would you mind if I asked Laura Sutton to join us here for a while, help me track down someone on the Internet?
Dinle Otto, Laura Sutton'dan birinin internetten izini bulmak için burada bize katılmasını istememin bir mahsuru var mı?
Would you mind if I used the telephone?
Telefonu kullanmamın sakıncası var mı?
You mind if I take a little peeksie?
Şöyle biraz baksam olur mu ya?
Do you mind if I...
İzin verirsen...
Actually, I asked Dr. Webber if he wouldn't mind taking some time this morning to show me around.
Dr.Webber'dan bana etrafı göstermek için biraz zaman ayırmasını rica etmiştim.
Hey, before we go to the airport, you mind if we swing by Tickler's Barbecue so I can grab some of that white barbecue sauce to go?
Havaalanına gitmeden önce Tickler's Barbecue'ye uğrayıp beyaz barbekü soslarından alabilir miyiz?
I don't mind if you guys come.
Gelmeniz benim için sorun değil.
And I'm guessing you're not, either, so if you don't mind, I'd like to get back to work, continue showing I have more to offer than just my sexuality.
Tahminime göre sen de öyle değilsin, eğer sakıncası yoksa iş başına dönüp, cinsel tercihimden daha fazlasını verebileceğimi göstermeye devam etmek isterim.
One that I'm gonna have to live with for the next year if I don't lose my mind first.
Önümüzdeki yıl birlikte yaşamak zorunda olduğum bir hata tabii önce aklımı kaybetmezsem.
I don't even know your name, so if you don't mind...
Adını bile bilmiyorum, bu yüzden kusura bakmazsan...
So if you don't mind, I just want to go back to work and concentrate on moving forward.
İzin verirseniz, işime geri dönüp ve ilerleme kaydetmeye odaklanmak istiyorum.
And hope to do it again sometime, and, if you don't mind, I have to talk with my son.
Bir ara yine görüşmeyi umarım ve sakıncası yoksa oğlumla konuşmam gerek.
I heard no one stays in that house, if you don't mind I will stay there.
Bu evde kimsenin kalmadığını duydum, eğer sizin için sorun olmazsa burada kalacağım.
I doubt Robin hood will mind if you step on a few toes.
Robin Hood'un ayağına basılmasına bir itirazı olmayacaktır.
And if you've a mind to, I know what you can do to help make your sister all better.
Ve bir şansın olsa kardeşini kurtarmak için neler yapabileceğini biliyorum.
So, if you don't mind, as long as you don't love me, I have a noose to step into.
Müsaade edersen, beni sevmediğin için boynumu geçireceğim bir ilmik var.
I hope you don't mind if we just go to sleep tonight.
Bu gece hemen uyusak sorun olmaz umarım.
I want to know everything in your mind. What you're thinking. If you're happy.
Aklındaki her şeyi, düşündüklerini mutlu olup olmadığını bilmek istiyorum.
No, I don't mind if you use the telephone.
Hayır, telefonu kullanmanı hiç dert etmem.
I think if you replay our conversation in your mind, our bargain was only at best implied.
Konuşmamızı hatırlatayım, anlaşmamız üstü örtülü bir anlaşmaydı.
Lorenzo, would you mind terribly if I had a moment alone with Valerie.
Lorenzo, izin verirsen Valerie ile biraz konuşabilir miyiz?
Now, if you don't mind, I have to get ready to go bury my son.
Eğer izin verirsen oğlumu gömmek için hazırlanmalıyım.
I'm sure he won't mind if we break in and borrow it.
Eminim ki, mekanına girip onu almamızı sorun etmez.
If there's anything that Klaus likes about me, it's my mind, that I can understand him, and you, you are beautiful, and you are powerful, and you do have a long history together,
Klaus'un bana dair hoşuna giden bir şey varsa o da zekam, onu anlayabilmen ve sen, sen güzelsin, güçlüsün ve birlikte uzun bir geçmişiniz var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]