More drinks tradutor Turco
315 parallel translation
Hey, get some more drinks.
Git biraz daha getir.
More drinks, everybody?
Biraz daha içmek ister misiniz?
Mac, you'll have to buy more drinks.
Mac, daha çok içki ısmarlaman gerekecek.
Hey, two more drinks.
İki bardak daha!
When the man gets out of these, get more drinks.
Bir adam bunu atlatırsa daha fazla içmelidir.
A few more drinks, and... I'd tell you how much I'm gonna miss you. Tell me.
Birkaç tane daha içkiden sonra seni ne kadar arzuladığımı sana söylerdim.
May God make it hotter so we can sell more drinks!
İnşallah daha sıcak olur da biz de daha çok içecek satarız!
Just bring us two more drinks, will you?
Bize iki içki daha getir, lütfen.
But no more drinks.
Ama başka içki yok.
Two more drinks, and she'll float out.
İki içki daha, sonra uçuşa geçer.
He won't order any more drinks.
- Artık içki ısmarlayamayacak.
- you need any more drinks?
- Daha fazla içki ister misiniz? - Sanırım sıra bende.
Vanina! Serve more drinks.
Vanina, içkileri tazele.
- Marceau, more drinks here. - No.
- Marceau, içecek bir şeyler getir lütfen.
No more drinks, your Excellency.
Ekselansları! Artık içmemelisiniz, bu sağlığınıza zararlı.
We can use a couple more drinks here, Bob.
Buraya birkaç içki daha ver, Bob.
Don't be impertinent. We could've had two more drinks "in a moment."
Küstahlık etme. "Bir dakikada" iki iç ki daha yuvarlardık.
I tried to talk to my boss about it but all he wanted to do was buy me more drinks.
Patronumla bu konuyu konuşmaya çalıştım ama tek istediği bana bir içki daha ısmarlamaktı.
- Two more drinks, when you can.
- İki içki daha lütfen.
No more drinks, no more bong hits.
İçki yok, nargile yok.
No more distractions! No more drinks! No more bong hits!
Alkol yok, duman yok.
I'll get us some more drinks?
- Bir içki daha alayım.
Yeah. And we also need more drinks.
Evet, aynı zamanda daha fazla içkiyede.
So if they want to talk, they got to buy more drinks.
Eğer konuşmak istiyorlarsa, daha çok içki almaları gerekir.
Don't give that idiot no more drinks.
O ahmaklara daha fazla içki verme.
Three more drinks!
Üç tane daha içki!
That we need more drinks.
Biraz daha içki getireyim.
The more he drinks, the more mother scolds.
O daha çok içtikçe annem daha çok dırdır ediyor.
The more she scolds, the more he drinks.
Ve o daha çok dırdır ettikçe babam daha çok içiyor.
But that of a kind of high priest to a virgin goddess then my drinks grew deeper and more frequent, that's all.
Bir papazın bakire bir tanrıçayla yaşamasına benzemeliymiş böylece daha çok ve daha sık içmeye başladım, hepsi bu.
Uh, no, he's more likely mixing his drinks.
Hayır, o daha çok içkisini hazırlamakla meşgul.
- It's your job to serve drinks. And mine is to drink and I need more.
- İçki vermek senin içmek de benim işim ve biraz daha istiyorum.
I sold her six drinks myself, and then Barney got some more for her.
Ben ona altı kadeh verdim, sonra Barney de birkaç kadeh ısmarladı.
- He always drinks more than one bottle, always.
- Hep bir şişeden fazla içiyor, hep.
We have more than a couple of drinks we get drunk ¡ We stay drunk most of the time.
Bir iki kadehten fazla içiyoruz, sarhoş oluyoruz! Hep sarhoşuz.
Take a bottle of rum really strong... Because the more this man drinks, the more he speaks.
Bence güzel ve güçlü bir fıçı rom alın çünkü bu arkadaşımız içtikçe konuşuyor.
Two more drinks, please.
İki içki daha lütfen!
The more I won, the more they would buy me drinks... and let me go to the shows on the house and bring a guest.
Ben kazandıkça daha çok içki ısmarladılar evdeki gösterilere gitmeme ve yanımda misafir getirmeme izin verdiler.
Every time you get more than two drinks in you, you confront me.
Ne zaman iki kadehten fazla içsen hep bana karşı çıkıyorsun.
Bonnie drinks more than she should at these parties, so the newest on-air personality drives her home.
- Doğru. Bonnie bu partilerde biraz fazla içer. Ve radyonun en yeni elemanı onu eve götürür.
Another worked at a snack bar but spent more than she earned on drinks.
Diğer biri lokantada çalıştı ama kazandığından fazlasını içeceğe harcadı.
Why don't you... make yourself more comfortable... while I finish the drinks?
Ben içkileri hazırlarken sen neden keyfine bakmıyorsun?
Can you get some more beers and some soft drinks from the cold case over there?
Oradaki buz dolabından bir kaç tane daha bira ve... bir kaç tane de meşrubat getirebilir misiniz?
He lives from day to day and drinks more and more.
Günübirlik yaşıyor ve içtikçe içiyor.
No more free drinks.
Artık beleş içki yok.
No more mixed drinks.
Karışık içkiyi kes.
More drinks for everyone!
Herkese daha fazla içki!
Yeah, and we also need more, um, drinks. Hold on a second.
Evet ve daha fazla içki.
Some good drinks together, more like.
Daha doğrusu birlikte güzel güzel içtiniz.
I've had more than my share of free drinks.
Bedava içkilerle çok fazla şey paylaştım.
Oh, I served him a lot more than drinks.
İçkiden daha çok şeyin servisini yaptım.
drinks 220
drinks on me 39
drinks are on me 60
more or less 614
more than you know 97
more than you think 24
more tea 49
more than you 43
more than ever 118
more than you can imagine 30
drinks on me 39
drinks are on me 60
more or less 614
more than you know 97
more than you think 24
more tea 49
more than you 43
more than ever 118
more than you can imagine 30
more than anything else 28
more than enough 37
more than me 30
more than you'll ever know 22
more to the point 94
more than anything 252
more than likely 53
more than once 124
more often than not 48
more time 37
more than enough 37
more than me 30
more than you'll ever know 22
more to the point 94
more than anything 252
more than likely 53
more than once 124
more often than not 48
more time 37