More precisely tradutor Turco
131 parallel translation
The queen flies on, or more precisely, is borne by the winds until her need prompts her to seek a place to lay eggs.
Kraliçe uçar, daha doğrusu kanatları tarafından taşınır... ta ki yumurtlayacak bir yer arama ihtiyacı duyana dek.
More precisely, special gloves that use anti-gravity and could result in unheard-of...
Tam olarak çekim gücünü etkisiz kılan bir çift eldivenle ilgilidir ve bunun eşsiz faydaları ola... - Nerede peki bu eldivenler? Onlar hâlâ birer hayal.
Perhaps you could then make greater effort to choose your words more precisely.
Kullandığınız kelimeleri belki daha açık anlaşılması için daha dikkatli seçersiniz.
I'm unemployed, for 17 months... more precisely, 17 months and 6 days.
İşsizim. 17 aydır... doğrusu 17 ay ve 6 gün.
More precisely, Gauloises.
Kesinlikle, Gauloises.
It's what drives us to say things over and over again Differently, more tellingly, more precisely
Düşüncelerimizi başka şekillerde, etkin ve daha kesin olarak tekrar tekrar belirtmemizde bu güç bizlere yardımcı olur.
More precisely, a physician.
Net olarak bir tıp doktoru.
More precisely, in those Antonioni films that I Iike the most.
Kesin olarak söylersek, bu Antonioni'nin filmlerinde en çok hoşlandığım şey.
More precisely the remains of a newspaper for he had torn it to shreds.
Daha doğrusu, bir gazeteden geriye kalanlara. Çünkü onu paramparça etmişti.
Faraday. Can you pinpoint the location a little more precisely?
Faraday, konumu biraz daha kesin olarak belirleyebilir misin?
- More precisely, fresh blood?
- Daha doğrusu taze kana?
- More precisely...
- Daha kesin...
Or, to put it more precisely, you're going over the top, I'm getting out of here.
Ya da, daha net bir ifadeyle, siz saldırıya geçerken, ben de, buradan gidiyorum.
More precisely : we are at latitude 30 degrees, 12 ", 30'South, and longitude 51 degrees, 11 ", 23'West.
Daha hassas olarak : 30 derece, 12 dakika, 30 saniye kuzey enlemi ve 51 derece, 11 dakika, 23 saniye batı boylamındayız.
Or perhaps more precisely... they're a different species from men... with different wills and different purposes on Earth.
Ya da tam olarak farklı iradeleri ve farklı amaçlarıyla erkeklerden ayrılan, farklı yaratıklardır.
Very locally? More precisely, above the Kingdom Hospital?
Özellikle Kingdom Hastahanesi civarı.
Even this brief exposure, a few seconds apiece, confirms that the alien healing device is extremely dangerous and should not be used again. Even under extreme conditions until we can control it more precisely. - Computer, stop.
Çok kısa süre, birkaç saniye için bile maruz kalmanın etkileri yabancı cihazın çok tehlikeli olduğunu ve kontrol altına alınana kadar sıra dışı durumlarda bile kullanılmaması gerektiğini gösteriyor.
Even this brief exposure, a few seconds apiece confirms that the alien healing device is extremely dangerous and should not be used again. Even under extreme conditions until we can control it more precisely or it will result in the death of whoever uses it.
Çok kısa süre, birkaç saniye için bile maruz kalmanın etkileri yabancı cihazın çok tehlikeli olduğunu ve kontrol altına alınana kadar sıra dışı durumlarda bile kullanılmaması gerektiğini gösteriyor.
More precisely in Janina in Greece
Yerin yatalak bir hastanın yanı değil.
Instead, the focus of Lee's new approach to combat is on attack or more precisely, on intercepting the opponent's attack with an attack of one's own.
Bunun yerine, Lee'nin dövüşteki yeni yaklaşımı, saldırı üzerinedir ya da daha belirgin olarak, kendi saldırınla rakibinin saldırısını durdurmak üzerinedir.
Something terrible has happened... or, more precisely, will happen.
Dehşet verici birşeyler oldu.. ya da kesinlikle olacak.
I stumbled into it well, married into it, more precisely.
Daha çok, bu işin içine düştüm ya da işimle evliydim diyebilirim.
! More precisely, an evil wizard.
Daha doğrusu kötü bir büyücü.
It's math. More precisely, AP Statistics, which dictates that an all-or-nothing strategy has the best chance of beating the house.
Daha doğrusu, temel istatistik ki oyunda karşı tarafı yenmenin en iyi yolunun ya hep ya hiç stratejisi olduğunu ifade eder.
More precisely, oligarchy.
Tam olarak, oligarsi.
Or more precisely, evil.
Ya da daha açıkçası, kötü.
More precisely, afraid of drowning.
Daha doğrusu, boğulmaktan.
More precisely, I'm losing energy as heat.
Daha doğru bir deyişle, enerjimi ısı olarak kaybediyorum.
Best we can tell, he - or more precisely it - was putting a lot of stock in that Übervamp thing, the Chaka Khan. Turok-Han?
Anladığımız kadarıyla "Über Vampir" e çok bel bağlamıştı.
More precisely, his mental health.
Özellikle de aklı sağlığı konusunda.
Or, more precisely... half of something you want.
Veya daha açıkçası istediğin şeyin yarısı.
More precisely, i offered to send trixie to new york with the child to make the appropriate introductions to my family, and to pay to see them established.
Daha doğrusu... Trixie'yi çocukla birlikte New York'a göndermeyi... aileme uygun bir dille durumu anlatıp yerleşmeleri için... ona para vermeyi teklif ettim.
I've brought some equipment that should align those relays... much more precisely.
Bu röleleri hizalayacak çok daha hassas... bazı donanımlar getirdim.
Or more precisely, our computer.
Daha açık konuşmak gerekirse, bilgisayarımızda.
More precisely, the surgical wing of hospitals,
Daha açık olursak, hastanenin cerrahi kanatından.
No, more precisely he's my clone.
Hayır, daha çok o benim klonum.
Can, or more precisely, has hacked his way into every system in the world... including your own.
Sizinki de dahil dünyadaki her sisteme kendi yöntemini sokabilir ya da daha doğrusu sokmuştur.
More precisely, you get her to talk.
Daha da önemlisi onu konuşturursun.
More precisely, you get her to talk.
O anlarda konuşursun. Daha da önemlisi onu konuşturursun.
It's precisely because I love you that I've done everything I can not to see you any more.
Her şeyi seni sevdiğim için yaptım. Seninle bir daha görüşemem.
It is precisely because the chairman is due that I'm going to make certain there is no more trouble.
Zaten ben de başkan nedeniyle başka bela olmayacağından emin olacağım.
you ingest, once or twice a day, rarely more, a fairly precisely calculable compound of proteins and glucosides, in the form of a piece of grilled beef, strips of potato quick-fried in boiling oil, a glass of red wine.
Günde bir ya da iki kez - nadiren daha fazla -... bir parça ızgara biftek, patates kızartması ve bir kadeh kırmızı şaraptan oluşan hesaplanabilir ölçüde protein ve glukozit bileşimi yutuyorsun.
If I'm reasoning more precisely.
Hiçbir şey anlamadım.
'The dolphins believed they were more intelligent than man'for precisely the same reasons.
Aynı sebeplerden dolayı, yunuslar da insanlardan daha akıllı olduklarını düşünmektedirler.
I've got more than 20 aunts and 26 uncles, precisely.
20'den fazla halam ve tam 26 tane amcam var.
And I love it even more, now that it has perished, precisely because of its tragic fate.
Ve insanlık trajik kaderi yüzünden yok olduğu için şu an daha da fazla seviyorum.
I used to precisely we want more to deviate from the task God has given to us.
Tanrı'nın verdiği vazifeden bizi saptırmak için sevdiklerimizi kullanır.
It is precisely by allowing Graham to continue his scientific studies in here that I've been able to wean him from morbid science towards a more responsible and humane application of his interests.
Burada, Graham'a bilimsel deneyleri için izin vermek onun bu ilgisini, ölümcül ve tehlikeli deneylerin dışında tutmasını ve tüm dikkatini normal, insani ilaçlara vs.. çekmesini sağladı.
That is precisely why I keep trying to get you managers who are in the trenches, more active on the committees.
İşte bu yüzden, olay yerinde olan siz müdürlerin komitelerde... ... daha aktif olmasını istiyorum.
There'll be one more in precisely 47.2 seconds. Followed by the biggest magilla of them all! Of course!
Tam olarak 47.2 saniye sonra bir tane daha var ardından en büyük dalga gelecek!
That's precisely why I said we needed a more cautious strategy that's suits 1492's image better but then...
Benim de tam olarak söylemek istediğim daha ihtiyatlı davranıp, 1492'nin imajına uyan farklı bir strateji belirlemekti, fakat sonra...
precisely 894
more or less 614
more than you know 97
more than you think 24
more drinks 21
more tea 49
more than you 43
more than ever 118
more than you can imagine 30
more than enough 37
more or less 614
more than you know 97
more than you think 24
more drinks 21
more tea 49
more than you 43
more than ever 118
more than you can imagine 30
more than enough 37
more than anything else 28
more than me 30
more than you'll ever know 22
more to the point 94
more than anything 252
more than likely 53
more than once 124
more often than not 48
more time 37
more than that 286
more than me 30
more than you'll ever know 22
more to the point 94
more than anything 252
more than likely 53
more than once 124
more often than not 48
more time 37
more than that 286