English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ N ] / Nervous laugh

Nervous laugh tradutor Turco

35 parallel translation
I let out a nervous laugh that relieved me.
Ağlamayla karışık bir kahkaha attım.
( nervous laugh ) Lester Corncrake there, good friend of mine. Whoo!
Lester Corncrake burada, iyi bir dostum.
I haven't done this in a long time. ( nervous laugh )
Uzun zamandır yapmıyordum bunu.
That's not good. [Nervous Laugh]
Bu iyi değil.
- [Nervous Laugh] - Somebody help!
Birisi yardım etsin!
[Nervous Laugh] Seriously, sorry I'm late.
Geç kaldığım için üzgünüm.
[Nervous Laugh] Oh, yeah. He's got the good stuff.
Tabii ya, süperdir o.
[Nervous Laugh] Okay.
Onu, bir de gece görmelisin.
That, you know, when you're insecure, you're self-conscious, that little very loud, nervous laugh?
Bu, biliyorsun, sen ne zaman güvende olmasan, sıkılgan oluyorsun, bu küçük, çok sesli, sinirli bir gülüş?
- My great-grandfather, Adolph! - [Nervous Laugh]
Büyük büyükbabam, Adolph!
[nervous laugh]
Hayır.
( nervous laugh ) Wow, you look great.
Wow, harika görünüyorsun.
I mean, tear your heads off! [Nervous laugh]
Hadi, bitirin şu işi!
- Look at that. - [Nervous laugh]
Şuna bak.
But if you feel the need of a nervous laugh, well, that's fine too.
Ama çığlık atmak isterseniz, sorun değil.
EVEN THOUGH MY TUSKS ARE QUAKING... [nervous laugh]
Dişlerim birbirine vuruyor olsada...
Oh, my--oh, m--oh, my gosh. [nervous laugh]
Aman tanrım.
[Nervous laugh] You're joking me.
Şaka yapıyorsun.
( nervous laugh ) oh, that's weird.
Bu çok tuhaf.
( Nervous laugh ) Um, anyway, uh, how did this start?
Her neyse, bu nasıl başladı?
Uh, well... all right... ( nervous laugh )
Peki madem.
This is so weird. ( nervous laugh )
Bu çok tuhaf.
- [Nervous Laugh ] - [ Grunts] - But, Amber, I can change. - Will you shut up?
- Fakat, Amber, değişebilirim.
Sorry. I always laugh when I get nervous.
Affedersin, gergin olduğumda gülerim
Look, Sophie. This is a hell of a laugh, and all, and I love horseplay and light-heartedness and having a great time, but there's codes of conduct, and disciplinary procedures, and it just makes me very nervous.
Bak Sophie, bu çok keyifli bir şey ben de eğlenceden, şamatadan ve iyi vakit geçirmekten hoşlanırım ama biliyorsun ki, etik kurallar ve disiplin diye bir şey var ve bu beni çok geriyor.
Sorry. I laugh when I'm nervous.
Üzgünüm, gergin olduğumda gülerim.
[nervous laugh] No, no, no.
Hayır!
I'm just so nervous these Vocal Adrenaline kids are gonna laugh at us.
Vocal Adrenaline'deki çocuklar bizimle alay edecekler diye kaygılanıyorum.
I don't know what my problem is, but for some reason I always laugh when I'm nervous.
Sorunumun ne olduğunu bilmiyorum ama nedense gergin olduğumda hep gülerim.
Look, I'm just glad we can laugh about it, Because I was a little nervous about coming to work here With, you know, our history.
Bu konuda gülebildiğimize sevindim çünkü geçmişimiz yüzünden buraya gelmeye çekiniyordum.
You know, we're all nervous, but you kind of have to, sort of have a little joke and a laugh.
Ailenin geri kalanıyla ve diğer eşlerle birlikte endişeyle izliyoruz o zamanlar biraz espri yapıp gülmem gerekir
Sometimes I laugh when I get nervous.
Bazen gergin olduğumda gülerim.
I laugh when I get nervous.
Gerginleşince gülüyorum.
Hey, don't laugh, but I'm kind of nervous.
Hey, sakın gülme, ama biraz gerginim.
( Nervous laugh ) Do you know anything about the hale family?
Hale ailesi hakkında bir şey biliyor musunuz?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]