English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ N ] / No one's

No one's tradutor Turco

25,779 parallel translation
I don't know if that's what is happening, but I want you to know that no one should ever have to live like that.
Bu doğru mu bilmiyorum ama hiç kimsenin bu şekilde yaşamak zorunda olmadığını bilmelisin.
No one's trying to pull anything, Ronnie.
Kimsenin bir şey çevirdiği yok.
No, them all girl, you see, but I'm on working on getting me a Curtis, and I will not quit until I get me one.
Ama Curtis yapmaya çalışıyorum. Bir tane olana kadar durmayacağım.
There's no-one here but ourselves.
Burada bizden başka kimse yok.
Look, Agent, I'm not one of those street-corner informants that you slip a few gringo dollars for a tip. No, sir.
Ben o eline birkaç Amerikan doları sıkıştırdığın sokak muhbirlerinden biri değilim.
No one's seen Velasco and no one knows where he is.
Velasco'yu gören de, nerede olduğunu bilen de yok.
No one walks in or out.
Kimse içine girmez, dışına çıkmaz.
So that's why no one called me?
Demek bu yüzden beni kimse haberdar etmedi.
There's no one out there.
Dışarıda kimse yok.
One month, 14 days and seven hours... with no sightings, no intercepts, nothing.
Bir ay, 14 gün ve yedi saat boyunca... Ne göründü ne ses çıkardı, sırra kadem bastı.
And while no one was named, it's not to say it wasn't cause for concern.
İsmini kimsenin zikretmiyor olması endişelenmemek için yeterli değildi.
- no one could find her PIN numbers, and all her money's locked up, so you must
Tüm parası kilit altında kaldı. O yüzden şifrelerimi bilmek zorundasın.
But there's no harm in seeing one.
Ama bir kere görmekten zarar gelmez.
I hope no one's vegetarian.
Umarım kimse vejetaryen değildir.
No one's going to recognize you.
Kimse seni tanımaz.
No one's heard from you in 26 days.
26 gündür kimse sizden haber almıyor.
There's no one here.
Kim?
There's no one here.
Burada kimse yok.
Because no one would think it's you.
Çünkü kimse senden şüphelenmez.
No one in the clan can stand them, but they're Genny's friends.
Klandan kimse onları durduramaz, ama onlar Genny'nin arkadaşları.
The weird thing is, no one's heard from her after that.
İşin tuhafı, o mesajdan sonra ondan haber alınamadı.
- There's no one here yet.
Hala kimse gelmedi.
No, that one's not you.
Hayır, bence bu senin işin değil.
Hey, Julie, so how's it feel knowing you went on TV and still no one thinks your husband is innocent?
Televizyona çıkmana rağmen insanların... eşinin suçsuz olduğuna hâlâ inanmaması nasıl bir duygu?
Careful planning, secrecy, handsome and quick-thinking, there's no one better than our young master.
Tam bir plan, gizem, yakışıklılık ve birazda keskin zeka bunların hepsi ve en iyisi kuşkusuz bizim genç efendide.
No one's heard from her or from anyone in her caravan.
Kimse ondan veya gruptaki kimseden haber alamıyor.
Jackson, I'm so sorry, but there's no one left to send.
Jackson, üzgünüm, ama gönderecek kimse kalmadı. Keşke yapabileceğim bir şey...
No one knows what's happened.
Kimse ne olduğunu bilmiyor.
There's no one picking up.
Kimse açmıyor.
You know, no one's used the stove since we've been here.
Buraya geldiğimizden beri kimse ocak kullanmadı.
No one in the government's even come close.
Hükümetin adamlarından bile kimse yaklaşamadı.
No one's gonna do anything.
Kimse bir şey yapmaz.
No one's done anything to you.
Kimse sana bir şey yapmadı.
She could still be there for all we know, just crying out for somebody, no one's there.
Hala orada bekliyor olabilirdi. Ağlayarak sesini duyurmaya çalışırdı ama kimse gelmezdi.
She is gonna find a crack in your shell. She is gonna slither in, and she's gonna start plucking at that one nerve no one else on the planet can reach.
Kabuğunda bir çatlak bulacak içeri sızacak ve sonra gezegende kimsenin ulaşamayacağı tek bir sinirine dokunup onu yolmaya başlayacak.
No game's worth playing without one.
Jokersiz oyun oynamanin anlami mi var?
Look, if you can't talk to anyone and I can't talk to anyone, no one's gonna know if we talk to each other, right?
Sen kimseyle konuşamıyorsan, ben de kimseyle konuşamıyorsam birbirimizle konuşursak kimsenin haberi olmaz değil mi?
No one's read that whole book.
Kimse o kitabın tamamını okuyamaz.
There's no one left to help you.
Sana yardım edecek kimse kalmadı.
Absolutely no one has any idea what's going on.
Kimsenin ne olduğuyla ilgili fikri yok.
It's like stealing, but no one yells at you.
Hırsızlık gibi ama kimse sana bağırmaz.
No, I mean, no, of course would care, if it's true, but my point is, I'm the one who decides how I live my life, not you.
Yani, hayır, elbette olur, yani eğer doğruysa ama demek istediğim, hayatımı nasıl yaşamam gerektiğine karar verecek kişi benim, sen değilsin.
Too bad no one got the message to the senators on the "torture panel."
Senatörlerin "işkence paneli" nde bunu anlamamış olması ne kötü.
- that I'm insane. - No, it's just a weird time, and any one explanation makes just as much sense as any other.
- Hayır, işler öyle garipleşti ki her açıklama doğru gibi görünüyor.
Besides, no one's got a head like yours.
Üstelik, sendeki zeka kimsede yok.
No, no one ever sees the Reaper's face.
Hayır, daha önce Reaper'ın yüzünü gören olmadı.
No one's allowed to pet me.
Benim sevişmeme kimse izin vermiyor.
So, no one's coming?
Yani, kimse gelmiyor mu?
- No, no, this one's mine.
Hayır, hayır, bu benim.
- No one's gonna want to look at your photospheres with their head cocked.
Kimse baş aşağı etrafa bakmak istemez.
Attack his building, like you did with Conte, so you'll all die and no one's left to go on.
Onun mekânına saldıracaksın, tıpkı Conte'ye yaptığın gibi yani bir sürü ölüm olacak ve geriye kimse kalmayacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]