Numb tradutor Turco
1,426 parallel translation
And I'm not gonna take those drugs any more. They left me completely fuckin'numb.
Artık o ilaçları almayacağım.
I have felt so fucking numb to everything I have experienced in my life, okay?
Yaşadığım her şeye karşı hissizleştim tamam mı?
- Anything with Lucy is, numb-nuts.
- Lucy'yle her ilişki, bir geceliktir.
It's just numb, is all.
Sadece uyuşmuş, o kadar.
You're a numb-nut!
Takip et beni!
If my arm wasn't numb right now... I'd knock your head off.
Ben de senin kafanı bu hale getirmeliyim.
I'm dying because I'm so numb.
Ölüyorum çünkü öyle hissizim ki.
Now you're all numb.
Şimdi duyarsızsın.
Back home, you can eat it till your teeth go numb
Eve dönünce, dişlerin uyuşuncaya kadar yiyebilirsin
My feet are numb and can't stand up
Ayağım uyuştu, kalkamıyorum.
I am completely numb.
Tamamen uyuştum.
Now Cheryl's all numb in her vagina.
Cherly'nin vajinası iyice uyuştu.
- The numb vagina?
- Ne? - Uyuşmuş vajina?
And my wife's vagina is completely numb.
Karımın vajinası tamamen uyuştu.
I would hardly call the dull, numb, floating feeling I experienced "relief."
Üstüme çöken sersemliğe ve ağırlığa ferahlama diyemeyeceğim.
Oh, we've abused ling-ling to the point where the little guy is just numb.
Ling-lingi hissizleşinceye kadar sömürdük.
We're going to numb it up so it won't be too bad.
Uyuşturacağız pek fazla bir şey hissetmeyeceksin.
- My fingers are numb.
- Parmaklarım uyuşuyor.
She says it makes her soul numb.
Ruhunu uyuşturduğunu söylüyor.
My hands are getting numb.
Ellerim donmaya başladı.
No, you numb nut. it is I, Tommy.
Hayır, salak, benim, Tommy.
I... I can feel myself... going numb.
Uyuşmaya başladığımı hissedebiliyorum.
My hand is numb, I can't move it.
Elim uyuştu, kımıldatamıyorum.
So you can numb your pain for a couple of hours?
Acını birkaç saatliğine dindirebilmek için mi?
Numb it with 10 cc's of lidocaine.
10cc. Lidocaine ile uyuşturun.
Seriously, your body goes numb so there's no pain.
İnsanın vücudu hissizleşiyor, acı çekmiyorsunuz.
The way I felt up on that hill, during that storm... my body was totally numb... but on the inside I was on fire.
Zirvedeyken, fırtına sırasında... vücudumu hiç hissetmedim. Ama içimde büyük bir yangın vardı.
I'd take a numb nose over a numb soul any day.
Hissiz bir burnu, hissiz bir ruha her zaman tercih ederim.
Just enough so your lips and tongue feel numb.
Dudaklarınızın ve dilinizin hafif uyuşması için.
My leg just went numb.
Bacaklarım uyuştu.
My legs went numb, but we're cool.
Bacaklarım uyuştu ama çok iyiyiz.
I was crying a lot and then I got really emotionally numb.
Ben çok ağladım. Sonra da duygusal olarak hissiz oldum.
I'm talking to you, numb-nuts.
Hey, konuşuyorum burada, salak herif!
Most of the time, I just- - l just feel numb.
Çoğu zaman kendimi hissiz hissediyorum.
Hands and arms are numb.
Ellerim ve kollarım uyuştu.
You're just too numb from your hellish life to feel the pain.
İğrenç hayatında yaşadığın acılardan dolayı şuan hissizleşmişsin.
It's just to numb your skin so you won't feel the stitches.
Dikişleri duymaman için derini uyuşturuyorum.
Your address, numb nuts.
Tam adresin, hıyar ağası.
I'm almost numb enough to start something on the rebound.
Neredeyse bu acıyı unutacak kadar hissizim.
I'm almost numb enough to start something on the rebound. What do you say?
Neredeyse bu acıyı unutacak kadar hissizim.
I'M NUMB TO THAT NOW.
O durum şu anda beni etkilemiyor.
" I absorb sex indiscriminately, numb and impartial.
" Seksi gelişigüzel, duygusuz ve tarafsızca özümsüyorum.
To numb the pain?
Acıyı dindirmek için mi?
I've signed so many autographs, my hand is numb.
Çok imza dağıttım, ellerim uyuşmuş.
Shakey Winfield and Numb Finger Pete.
Shakey Winfield ve Numb Finger Pete.
- Numb Finger Pete thought he was smarter than everybody else and was quick to bring up the point.
Numb Finger Pete, herkesten daha akıllı olduğunu düşünüyordu.
I'm numb.
Duyarsızım.
He drinks so much to numb the intensity of his feelings.
Duygu yoğunluğunu uyuşturmak için içiyor.
My foot's numb
Ayaklarım uyuştu.
My foot is still numb, if you'll excuse me...
Ayağım hâlâ uyuşuk durumda, eğer izin verirsen...
I got you. Now, we'll just give it a minute till we're nice and numb.
Bir dakika bekleyelim de iyice uyuşsun.
number 1543
numbers 179
number one 624
number seven 54
number nine 43
number four 112
number two 453
number five 132
number three 234
number eight 35
numbers 179
number one 624
number seven 54
number nine 43
number four 112
number two 453
number five 132
number three 234
number eight 35