Perfection tradutor Turco
1,386 parallel translation
"A Season of Faith's Perfection."
İnancın Pekiştiği Mevsim.
An essay titled "Baseball's Best Year" with a subtitle that reads "A Season of Faith's Perfection."
Beyzbol'un En İyi Yılları başlıklı bir deneme... alt başlığı şöyle : İnancın Pekiştiği Mevsim.
This is perfection.
İşte mükemmellik bu.
You tell me, is that perfection?
Hisset onu ve bana mükemmelliğin ne olduğunu söyle?
- Hi. - Did you pick perfection or what?
Yani mükemmeli mi seçtin?
I hope you find your perfection.
Umarım hak ettiğini bulursun.
The fish banquet was a tremendous success... even though the sauce lacked perhaps that touch of perfection.
Soslar mükemmellikten biraz uzak olsa bile balık ziyafeti oldukça başarılı oldu.
Harnessing that aggression into a team effort to achieve perfection!
MUKEMMELLiYETE ULASMAK iCiN SALDIRGANLIGINIZI TAKIM RUHUNA YANSITMAKTIR!
Perfection!
KUSURSUZLUK!
Here is your "perfection."
İşte senin "mükemmelliğin".
To push him to that absurd perfection he seeks in all things.
O saçma mükemmelliğe onu zorlamak için herşeyi arıyor.
I spend hours and hours practicing trying to improve... seeking perfection.
Ben mükemmelik arayışını geliştirmek için saatlerce.. prova yapıyorum.
Face it, girls, we are looking at perfection.
Kabul edelim ki kızlar, mükemmel birine bakıyoruz.
Well, uh, why tamper with perfection?
Neden kusursuzluğunla oynuyorsun ki?
THE PROBLEM WITH PERFECTION
Sadece seks yapmadığınız zamanda öyle değil.
Mr. Strombold will be cutting the diamond this evening... to mozart's viersehntes quartet in g, an appropriate piece for an act of... beauty and perfection.
Sayın, Elmas kesici Strombold edilecektir bu akşam..., mozart viersehntes dörtlüsü g için i bir hareket için uygun bir parça... güzellik ve mükemmellik.
This basil is perfection.
Fesleğen harika.
You will add to our perfection.
Mükemmelliğimize ekleneceksin.
The unity of the collective... common goals... the quest for perfection... I have not forgotten.
Ortak bilincin birliği... ortak amacımız... mükemmelliği aramak... Unutmadım.
It's the epitome of perfection.
Bu, mükemmelliğin somut bir örneği.
I don't understand how anyone could prefer a crude environment to Borg perfection.
İlkel bir ortamı, Borg mükemmelliğine nasıl tercih ederler, anlamıyorum.
An object of endless fascination and relentless obsession, it is a quest through time and space to pivotal moments in human history as well as the dark side of man`s longing for perfection.
Sonsuz büyülenmenin ve merhametsiz sabit fikrin bir hedefi, insanoğlunun tekamül özleminin karanlık yönü kadar, insanlık tarihinde, eksensel hareketlere... zaman ve mekan boyunca uzanan bir maceradır.
By building it in circles, he allows it to manifest that geometrical perfection that he finds the world really exhibits, even if we don`t see it every day.
Daireler şeklinde inşa tarzı, her gün görmesek de, dünyanın gerçekten sergilediği bu geometrik mükemmeliyeti... açıkça itiraf etmektedir.
A mirage sought in every age, it has been a medieval paradise of infinite riches, the cradle of our most ancient civilisations, an undersea ruin that captivated the world, and a mystical homeland where humanity`s highest aspirations and most dangerous fantasies of perfection meet.
Her çağda aranan bir serap, ortaçağa ait sonsuz... zenginlikler cenneti, çoğu antik medeniyetlerin beşiği, dünyayı büyüleyen bir sualtı harabesi, insanlığın en yüksek arzuları ile mükemmelliğin en tehlikeli... fantezilerinin buluştuğu mistik bir anavatandır.
My pursuit of perfection was relentless.
Mükemmele ulaşma isteğim sonsuzdu.
It was so heavy hearing the music played to perfection.
- Müziğin mükemmelliği harikaydı.
For two days, I did everything to perfection.
İ ki gün boyunca her şeyi mükemmel yaptım. Hiç hata yoktu.
- We want perfection.
Mükemmellik istiyoruz.
I subscribe to the premise that this flawed perfection is sufficient and complete... in every single, ineffable moment.
Her bir kutsal andaki kusurlu kusursuzluğun yeterli ve tam olduğuna inanıyorum.
Perfection Valley Ranchettes.
Perfection Vadisi Çiftlik Arazileri.
I'm enforcing an immediate ban on hunting of graboids in Perfection Valley.
Perfection Vadisi'nde Kapangil avını yasaklıyorum.
If we discover there is a threat to public safety we're prepared to evacuate Perfection Valley and seal it off.
Halkın güvenliğini tehdit edecek bir durum sezersek... Perfection Vadisi'ni boşaltıp mühürlemeye hazırız.
His level of quality control was just astronomically near perfection.
Zor ve talepkardı. Kalite kontrol düzeyi, aşırı derecede mükemmelliğe yakındı.
It's hard to improve on perfection
Mükemmelken ilerlemek zor oluyor.
Menus are prepared in advance... timed to perfection.
Menüler önceden hazırlanır, tam vaktinde sunulur.
And when it comes to your performance in this class, my expectations are going to be no different than the Borg Queen herself - perfection.
Ve bu sınıfın performansını gösterme zamanı geldiğinde hakkınızda ki beklentilerim Borg Kraliçesinin mükemmeliyet beklentisinden farklı olmayacak.
This is perfection.
Bu mükemmeliyet.
We pay a photographer to be in our faces to capture all that perfection.
Yüzümüzdeki mükemmeliyeti yakalasın diye fotoğrafçıya para verdik.
Did it ever occur to your people that you may have been taking this whole physical perfection thing a bit too seriously?
Fiziksel olarak mükemmele ulaşmayı fazla ciddiye aldığınızı düşündün mü hiç?
$ 40 a pound, only grown a couple of times a year on the Big Island, hand-picked to perfection.
Büyük Ada'da yılda sadece birkaç kez yetişir ve elle toplanır. - İyi.
Art isn't about perfection.
Sanat mükemmelikle ilgili bir şey değil.
In my eyes, she approached perfection.
Bana göre, mükemmele yakın birisiydi.
It's that quest for perfection which ultimately defeats you because the perfect woman does not exist.
Sorun kusursuz kadın arayışın. Bu seni bertaraf ediyor çünkü kusursuz kadın yok.
- Really? - I have hit a level of perfection... that's rarely seen outside the Victoria's Secret catalog.
- Victoria's Secter kataloğundan başka yerde görülmeyecek kadar iyiyim.
Talk about perfection.
Mükemmellik hakkında konuş.
Al knows how to pick perfection.
Al, mükemmeli çok iyi bilen biri.
You demanded perfection.
BiZDEN MUKEMMELLiYET iSTEDiNiZ.
He's perfection.
O mükemmeliyet.
[Horn honks]
Perfection Vadisi Çiftlik Arazileri Altına Hücuma Katılın!
'Tis perfection, but extremely hot.
- Enfes!
NOT PERFECTION.
Mükemmeliyet değil.
perfecto 44
perfect 4495
perfectly 231
perfect match 27
perfect fit 27
perfect timing 287
perfectly normal 30
perfectly all right 21
perfectly fine 32
perfectly safe 17
perfect 4495
perfectly 231
perfect match 27
perfect fit 27
perfect timing 287
perfectly normal 30
perfectly all right 21
perfectly fine 32
perfectly safe 17