English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ P ] / Perhaps not

Perhaps not tradutor Turco

2,474 parallel translation
Perhaps not to you.
Seninle konuşamıyor olabilir.
Perhaps not, but trust me when I tell you this.
Belki değil ama sana bunu söylerken bana güven.
It cannot spoil! Perhaps not. But how did it stay warm all these years?
Belki, ama bu kadar yıl boyunca nasıl bu kadar sıcak kalabildi?
And kind, like his brother, the King,... but perhaps not so talkative.
ve kardeşi gibi kibardı, kral, pek konuşkan değildi.
I think perhaps not in the present circumstances.
Belki de bu koşullarda mahvetmez diye düşünüyorum.
Perhaps not.
Ama olmayabilir de.
Perhaps not for her. This official is elegantly dressed with an impressing bearing.
Ancak onun için, etkileyici tavırları olan bu şık giyimli yetkili kişiye karşı hiç de güçlü değiller.
Or perhaps not fast enough.
Olmasaydım keşke hızlı bu kadar da.
But you, perhaps not.
But you, perhaps not.
Perhaps not the kind you wanted, but it was never a trick.
Belki istediğin şekilde olmadı ama bu asla bir düzmece değildi.
Perhaps not.
Sanırım kalmamış.
Perhaps not with your rational mind.
Belki de düşüncelerinde yer almadı.
I'm headed to a place called Monte verde, a tiny hamlet of no real significance at all, were it not for the fact it's the site of perhaps the most important archaeological discovery in the whole of the Americas.
Monte verde denilen, sanki tüm Amerika Kıtası'nın muhtemelen en önemli arkeolojik keşif alanı, değilmiş gibi görünen hiç de önemi olmayan küçük bir mezraya gidiyorum.
Not in your tuxedo, perhaps?
Belki smokinin üzerinde değilken.
Perhaps. I would still prefer not to get...
- Belki ama yine de...
Because, perhaps, they don't give me an appointment, to not create the problems with the teams that have to go home.
Çünkü bana görev vermediler, Bir problemim de olmadı, evine dönecek olan takımlarla.
- Perhaps I'm unclear because I'm childless, but they're not.
Belki de çocuğum olmadığı için ben pek iyi anlatamıyorum. Ama onların var.
We think, perhaps, of Jesus who is hidden away in the manger so that Herod will not be able to get to him. Or of Moses who is hidden away in Egypt.
Herod'un İsa'ya ulaşamaması için bir yem teknesinde saklandığına yada Musa'nın Mısır'da saklandığına inanırız.
Perhaps proximity is not a factor in this equation.
Bu denklemde yakınlık, bir faktör olmayabilir.
And then perhaps you can tell me why my scanner has been reading you as not really human?
O zaman bana tarayıcımın senin neden gerçek bir insan olmağını gösterdiğini söyleyebilirsin?
Perhaps Thor is not so powerful after all.
Belki de Thor o kadar güçlü değildir.
Perhaps if you were to visit your cousins for a while. To show people that we're not rushing into anything.
Belki bir süre kuzenlerini ziyarete gitsen insanlara hiçbir şeyi aceleye getirmediğimizi göstermiş oluruz.
Perhaps, but not here.
Belki, ama burada değil.
Perhaps the fault is not hers.
Belki hata onun değil.
Perhaps that's not such a bad idea.
Belki o kadar da kötü bir fikir değildir.
Perhaps it would be better had I not said anything.
Belki de bir şey söylemesem daha iyi olurdu.
Perhaps he will grumble, but he might not think this way.
Muhtemelen homurdanacak, ama öyle düşünmeyecektir.
Perhaps the world is not made.
Belki dünya yapılmadı.
Not much, perhaps.
Belki çok fazla değil.
To might he not perhaps take offence in such wealth since you are a Protestant?
Böyle bir servetini olması onu gücendirebilir. Sonuçta Protestansınız.
Perhaps if her heart had not been broken, she would have not become who she is.
Belki de kalbi kırılmasaydı böyle bir kadın olmayacaktı.
Perhaps we need not discard them.
Belki de onları hiçe saymamalıyız.
Perhaps I did not say, but I thought the beginning of your poem something very perfect.
Belki söylemedim, ama şiirinizin başlangıcında bir şeyler öyle mükemmel ki.
" Perhaps you had better not come before tomorrow evening.
"Yarın öğleden sonradan önce gelmesen belki daha iyi olur."
- Well, not all my life, perhaps...
- Tamam, bütün hayatım olmayabilir, belki...
Perhaps I did not think that through.
Belki de bunu düzgün düşünmedim.
Perhaps I cry out in my dreams, or do not, a-and she wishes to reassure herself that I am not dead.
Belki de uykumda konuşuyorum. Belki de konuşmuyorum. Belki de ölmediğimden emin olmak için geliyordur yanıma.
Perhaps I'm not supposed to talk about these things.
belki de bu konularda konuşmamam lazım.
Perhaps I should not have indulged in a refill.
Belki yeni bir kadehin zevkinden mahrum kalsam iyi olacak.
She had not made, perhaps, a visit to the studio here, with a sweetheart?
Sevgilisiyle birlikte stüdyonuza gelmiş olamaz mı?
Perhaps we are not the ones in need of forgiveness. - No!
Belki de bağışlanması gerekenler bizler değiliz.
- Perhaps we're not.
Belki bizler değiliz.
Well, as you're not going to be my daughter-in-law, perhaps you'd consider becoming an apprentice with the company.
Madem gelinim olmayacaksın, belki şirkette çırak olmayı düşünürsün.
Or perhaps not.
Ya da yazmam.
Perhaps you'll discover that being outside is not as free as being inside.
Belki de dışarıda olmanın içeride olmak kadar serbest olmadığını keşfedersin.
Someday, perhaps, but not with the planets in their present conjunction.
Bir gün olabilir belki, ama gezegenler şu anki konumlarındayken olmaz.
- Perhaps I can delay it. Do not expect too much.
- Kapatmayı durdurmayı bir denerim ama çok umutlanma.
Hopefully there will still be people, not perhaps the same persons who were there from the beginning.
Umarım hala insanlarda olacaktır, - - Muhtemelen başka insanlar gelecektir.
Perhaps he is not that he lied.
belki yalan söyleyen o degildi.
of course not, except in pleasure... a fine meal, vintage champagne... an orchestra perhaps.
Tabii ki hayır, sadece zevkle iyi bir yemek bazen şampanya belki de orkestra.
Perhaps you will not want to see.
Belki de görmek istemezsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]