Possibly not tradutor Turco
499 parallel translation
Possibly not.
- Muhtemelen hayır.
Possibly not.
Öyle görünüyor.
- Possibly not, no.
- Sanırım değil, hayır.
Could you possibly not go?
Gitmemen mümkün mü?
No, I could not possibly not go.
Hayır, bu mümkün değil.
Possibly not, I don't know.
Muhtemelen yapmaz bilmiyorum.
- No, well, possibly not.
- Hayır, tanışmadın herhalde.
Well, possibly not, but... it will pass.
Evet, şuan öyle görünüyor ama bunu birlikte aşacağız
Possibly not, but that's where you are going.
Büyük ihtimalle değil, ama siz oraya gidiyorsunuz.
Possibly not human but not ghosts.
Ama bu muhtemelen insan da değil.
When I think of myself with anything I could possibly hope for... not a care in the world, and you here in this horrid jail. And not even a human jail, Rhett, a horse jail!
Kendimi düşünüyorum da, istediğim herşeye kavuştum hiç derdim yok, ama sen bu korkunç hapishanedesin üstelik insan hapishanesi bile değil, at hapishanesi!
What I can do possibly is to clear up a few misapprehensions... that have seems to have crept into the public discussion of this movement... and revise some of the epithets that have been applied to us... by some who have not gone as deeply into the matter as they might.
Benim yapabileceğim şey ise bu hareketin toplumsal tartışmalarına yerleşmiş bir kaç yanılgıyı açıklığa kavuşturup meseleye bakmaları gerektiği kadar derin bakmayan bazıları tarafından bize karşı öne sürülen bir takım yakıştırmaları düzeltme olacaktır.
Of course, I could not believe this report could possibly be true!
Böyle bir haberin doğruluğuna... tabii ki de inanmam mümkün değil!
If it could not possibly be true, Madame, I wonder you gave yourself the trouble of coming so far.
Madem doğru olduğuna inanmıyorsunuz Madam... neden o kadar yolu tepme zahmetine katlandınız ki.
I could not possibly sell such a rare book for such a price.
Böylesine az bulunur kitapları o kadar düşük fiyata satmam mümkün değil.
So, with possibly the help of a little plastic surgery, not forgetting the considerable resemblance to Barham in the first place, the deception was carried through.
Ve, plastik cerrahinin de ufak yardımlarıyla ama en baştaki muazzam benzerliği unutmayın hile amacına ulaşmış oldu.
Whatever happens, if anything happens, the reality can't be possibly be as bad as your imagination has painted it. Why not?
Ne olursa olsun, eğer bir şey olursa gerçek, senin hayalgücünün renklendirdiği kadar kötü olamaz.
Possibly, but you're not the only one.
Belki, ama bir tek sen değilsin.
- I couldn't, not possibly.
- Söyleyemem, mümkün değil.
Could not possibly understand the sacrifice you were making.
Yaptığınız fedakârlığı anlayamadı. Sizi görmedi bile.
Not possibly.
Mümkün değil.
Back to a story that may sell and very possibly will not?
Satacağı bile belli olmayan bir hikayeye mi?
Possibly, sir, you may not like your employer, either.
Herhalde efendim, işverenden de hoşnut değilsinizdir!
The victim's car, possibly with Myers in it, has not yet been found.
Muhtemelen Myers'in içinde olduğu kurbanın arabası, henüz bulunamadı.
No, not possibly.
Hayır, mümkün değil.
Not possibly.
İmkanı yok.
This morning I realized you could not possibly have taken me seriously.
Bu sabah belki de beni ciddiye almadığını anladım.
The real king is on the throne, Jean is my very own, and life couldn't possibly, not even probably, life couldn't possibly better be!
Tahtında gerçek kralım, Jean benim öz varlığım, ve hayat mümkün olamazdı, muhtemelen bile olamazdı, hayat muhtemelen daha iyi olamazdı!
The only way I could possibly survive in this so-called civilization is not to see anything unpleasant.
Bu sözde uygarlıkta yaşamımı sürdürebileceğim tek yol hoş olmayan hiçbir şey görmemektir.
Not possibly, that's what you've done.
- Olabilir değil. Yaptığınız şey bu.
Quite possibly, but not now.
Muhtemelen öyle, fakat şimdi olmaz.
If you please, Mr. Keller, demonstrate to the Court and the jury that State's Exhibit "B" could not possibly have been fired in the manner claimed by the defendant.
Dilerseniz, Bay Keller, savunma tarafından iddia edildiği şekilde kanıt olan tabancanın hiçbir şekilde ateş almayacağını Mehkemeye ve jüriye gösterin.
Possibly, but not with the initials "P. C."
Muhtemelen, fakat harflerle görmediniz.
Not till Big Daddy lets go and maybe just possibly, not even then!
Koca Baba göçüp gidene kadar. Hatta belki o gittikten sonra bile.
You could not possibly leave them there.
- Onları burada bırakamazdık.
Suppose a person could not possibly scream?
Çığlık atamayan bir insan düşün?
Not possibly.
- Hayır.
You see, tennyson you could not possibly remain silent for a year. It's not in your nature.
Ama Tennyson, sen bir yıl boyunca sessiz kalamazsın öyle bir şey doğanda yok.
I wouldn't expect you to understand this... but it's a great comfort for a girl to know... she could not possibly sink any lower.
Bunu anlamanı beklemiyorum... ama daha fazla düşemeyeceğini bilmek... bir kız için büyük bir tesellidir.
Why these ladies have had, some of them..... most of them, if not all of them, for the first time in their lives..... contact, social contact, with a gentleman born and bred... .. whom under no other circumstances could they possibly have met.
Bu hanımefendiler, bazıları hepsi değilse de, pek çoğu, hayatlarında ilk defa hiç bir koşulda tanışma imkânı bulamayacakları doğma büyüme bir beyefendi ile ilişki, sosyal ilişki, kurdular.
Well, then, you could not possibly know who fired those shots.
Hayır! Demek ki, bu durumda o atışları kimin yapmış olabileceğini bilemezdin.
Possibly you wouldn't have looked at me, not even once.
Belki bir kere bile bakmayacaktın yüzüme.
You can't possibly reach the mailbox. And I'm not gonna help you.
Posta kutusuna asla ulaşamazsın ve ben de sana yardım etmeyeceğim.
Charlie's very existence proves, in fact, there must be some intelligent form of life on Thasus. He could not possibly have survived alone.
Charlie'nın hayatta kalması, Thasus'da gelişmiş canlılar olduğunu kanıtlıyor.
I was certainly not ready to admit that I could possibly miss Haydée.
Haydee'yi özleyebileceğim gerçeğine henüz hazır olmadığım ortadaydı.
I came by to make it as clear as I possibly can that I do not want that Negro officer taken off this case.
Birşeyi iyice anlamanızı sağlamak için uğradım buraya. O zenci polisin bu davadan alınmasını istemiyorum.
Should Varsh succeed, not only will the victim lose his freedom and possibly his life, but the international peace will be threatened.
Varsh bunu başarırsa, sadece mağdurlar özgürlüğünü kaybetmekle kalmayacak tüm uluslararası barış tehdit altına girecektir.
Indeed it is not. They may quite possibly be able to accomplish it.
Bunu pekâlâ başarabilirler.
Possibly, doctor, because my thinking processes are not as efficient as before.
Çünkü benim düşünme sürecim eskisi kadar güçlü değil.
"Otherwise, you run the risk of not only being on the wrong side... but possibly in the wrong war."
"Aksi halde, sadece yanlış tarafta değil, aynı zamanda büyük ihtimalle yanlış savaşta olma riskiyle de karşılaşırsınız."
But the assassin could not possibly have seen through the glass in order to aim.
Fakat muhtemelen suikatçi nişan almak için hedefini camdan görememiştir.
nothing 25771
not allowed 48
note 183
noth 18
not yet 7691
notes 105
notice 40
notebook 23
not really 5709
notorious 29
not allowed 48
note 183
noth 18
not yet 7691
notes 105
notice 40
notebook 23
not really 5709
notorious 29
not at all 5606
nottingham 42
noticed 24
nothin 482
notch 62
noted 237
nothing to see here 87
nothing else matters 82
not me 3274
nothing to hide 21
nottingham 42
noticed 24
nothin 482
notch 62
noted 237
nothing to see here 87
nothing else matters 82
not me 3274
nothing to hide 21
nothing much 304
not anymore 2246
nothing more 611
not tonight 725
not my type 47
nothing happened 754
nothing at all 597
nothing changes 92
not now 3813
nothing yet 509
not anymore 2246
nothing more 611
not tonight 725
not my type 47
nothing happened 754
nothing at all 597
nothing changes 92
not now 3813
nothing yet 509