English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ P ] / Pretty big

Pretty big tradutor Turco

1,804 parallel translation
- It's pretty big.
- Daha fazla yürüyemeyeceğim.
So I'm suggesting something that's pretty big where I come from,... and it's a game called "Chicken."
Bu işi bizim oralardaki yöntemle halletmeyi öneriyorum, buna "korkak tavuk" oyunu deniyor.
I think I've got some pretty big news for you.
Sana büyük bir haberim var.
It's a pretty big deal for me, so...
Benim için önemli bir şey.
Some pretty big ones, honey.
Bazı önemli sorunların, tatlım.
Yeah, well, you made a pretty big promise in there, Detective. I hope you can keep it.
İçeride büyük bir söz verdin, Dedektif.
The Genesis... it's a pretty big ship, son.
Genesis son derece büyük bir gemi, evlat!
Really pretty big foot
Gerçekten bayağı büyük ayağın
Now, last summer, we received a dynamite young woman here from Cornell, and she had some pretty big ideas that she challenged me with.
Geçen yaz aramıza Cornell mezunu zehir gibi bir genç kadın katıldı ve önüme koca koca fikirler koydu.
Pretty big detail.
Çok büyük bir teferruat ama.
This is a pretty big room.
Burası bayağı büyük bir salon.
Looks like this guy Jay was a pretty big deal in the'70s.
Jay denen bu adam 70'lerde harikaymış.
A pretty big one.
Büyük bir tane.
So this is a pretty big day for our family.
Yani ailemiz için büyük bir gün
Now, just fyi, I have a guy looking for a pretty big chunk.
Şimdi, bilginiz olsun, Büyük bir külçe arayan müşterim var.
'Cause it's a pretty big risk.
Çünkü büyük bir risk alıyorsun.
That guy was pretty big.
Adam bayağı iriydi.
Well, that was a pretty big bombshell you dropped on me back there.
Orada üstüme büyük bir sürpriz bomba bıraktın.
Hmm. You got some pretty big expectations.
Epey büyük beklentilerin var.
Yeah, but, you know, sometimes when you're recovering from a quadruple bypass, something that seems small can be pretty big.
Evet, ama bazen dörtlü baypas ameliyatının nekahet devresinde önemsiz görünen bir şey çok önemli olabilir.
Turns out you guys have made a pretty big dent in the Dunder Mifflin sales.
Sizin Dunder Mifflin'in satışlarında büyük engel olduğunuz ortaya çıktı.
'Cause this is a pretty big case.
Çünkü bu büyük bir dava.
I mean, even if we do track Heather down, which is a pretty big "if," why would she give a damn if I'm one of the ones who found her?
Demek istediğim, Heather'ın izini bulsak bile ki burdaki kocaman bir "bile" onu bulanlardan biri olduğumda, niye beni umursasın ki?
Gonna put a pretty big stain on her pretty little record.
Kızın, oldukça küçük rekoruna oldukça büyük bir leke süreceğim.
I'ma pretty big to understand one out.
- Reddedildiğim zaman anlarım.
It's a pretty big timeline.
Büyük bir zaman çizelgesi olmuş.
I would say owing 15,000 to a bookie named'The'monkey who's gonna have you killed unless you pay him I would say that's a pretty big problem, wouldn't you?
Şunu söyeleyebilirim ki, eğer ödeyemezsen seni öldürecek olan adama 15.000 dolar borçlu olmak bence oldukça büyük bir problem, sizce de öyle değil mi?
- I hit it pretty big at the track last year.
Geçen yıl at yarışından oldukça büyük bir para kazandım.
I mean, I sense a pretty big divorce settlement in his future.
İçimden bir his oldukça büyük bir evlilik anlaşmasının onu beklediğini söylüyor.
Guess I have some pretty big shoes to fill then.
Sanırım yerini doldurmam gereken kişi oldukça iyiymiş.
It's pretty big...
Oldukça büyükler.
That's a pretty big word for some street cat.
Bu sokak kedileri için güzel söz gibi geliyor.
It would have to be a pretty big cut, or maybe a bloody nose.
Ama oldukça büyük bir kesiği ya da burun kanaması filan olmalı.
That's pretty big.
Yeterince büyüktü.
Thats a pretty big coincidence a bit to Swallow.
Bu gerçek olmayacak bir tesadüf.
Five years ago she was co-defendant in a pretty big sweat shop case in Denver.
5 yıl önce, Denver'da bir mağazada hırsızlık yapmaktan sanık olmuş.
He's become a pretty big player in downtown Phoenix real estate the last few years.
O ismi nereden biliyorum? Son birkaç yılda Phoenix gayrimenkul işinde çok başarılı oldu.
Pretty big.
Biraz büyük.
Pretty big.
Oldukça büyük.
Yessenia is not as pretty as your Mom was but she has a big heart.
Yessenia, annen kadar iyi değildir elbette. Ama kocaman bir kalbi vardır.
Comprehensive, which means, like, big with lots of pretty pictures, right?
Kapsamlı dediğin kocaman ve bol fotoğraflı mı oluyor?
Pretty soon, we're playing the big time.
Bir süre sonra büyük işlere başlayacaktık.
I'm getting some pretty strong vibes that Erwen didn't have the big one while he was exfoliating his armpits.
Erwen'in, koltukaltı pul pul dökülürken buna cesaret edemeyeceğine dair güçlü bir titreşim alıyorum.
Mr. big bad prison guard, And Jimmy McMook gives you the slip? Yeah, it's pretty funny.
Hücreye kapattığın mahkumunun gece kaçması oldukça komik.
Actually, it is! You know, if big Carlos is tired, that pretty much rules out little Carlos, too.
Biliyorsun ki, büyük Carlos yorgun olduğunda, bu durum küçük Carlos'u da etkiliyor.
So I'm pretty much at the precipice here, and my big dick is all I've got.
Anlayacağın uçurumun kenarındayım ve büyük aletim ise elimde olan tek şey.
It was a pretty big event.
Oldukça büyük bir olaydı.
And that would be a big surprise, because I'd forget about it pretty quick.
Ve bu büyük bir sürpriz olurdu, çünkü bunu oldukça çabuk unuturdum.
If you remember one single number above all else, 2 " × ¡ C make it two degrees, now everyone in the world pretty much, the European Union, big multi-national corporations, Greenpeace, political parties,
Eğer hatırlarsanız herhangi bir sayıdan farklı bir sayı, 2 derecelik bir sapmaya sebep olur, ve artık Avrupa Birliği, çok uluslu şirketler Greenpeace, politik partiler hepsi birden, ısıyı 2 derecelik endüstri öncesi seviyede sabitlememiz gerektiği konusunda hemfikir oldular.
yeah, he was pretty jealous of my big arrow.
Tabii, kocaman okumu acayip kıskandı.
Seems like a pretty big change to me.
Bana oldukça büyük bir değişim gibi göründü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]