English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ P ] / Put the word out

Put the word out tradutor Turco

228 parallel translation
I'll put the word out on Davis.
Ben Davis hakkında haber yayacağım.
Now I put the word out.
Bakın söylüyorum.
Okay. So we'll put the word out, find the girl, have her taken care of.
Tamam, tamam.O zaman kızı bulup icabına bakmaktan başka çare gözükmüyor.
Lieutenant, we can keep our eyes and ears open, put the word out on the streets.
Teğmenim, gözlerimizi ve kulaklarımızı açık tutarız, sokaklara haber salarız.
- I put the word out.
- Sokakaları araştırdımt.
Put the word out!
Bütün tabelaları kaldırın!
I've got to put the word out.
Gerçeği bulmalıyım.
I put the word out to every snitch we know to find out what's going on with this crime in Metropolis.
Metropolis'de neler olup bittiğini anlamak için tanıdığımız tüm muhbirlere haber saldım.
I want you to put the word out.
Baklayı azından çıkarmanı istiyorum.
- I know. I put the word out.
Sözümü bozdum.
- Jesus! Look, the reason why nobody... fucks with you is'cause Big Time Willie put the word out, all right?
Sana kimsenin bulaşmamasının nedeni Big Time Willie'nin...
And P.S., I put the word out on the street and Betty Boop can look for work in Squiggle-vision!
Ek olarak, caddeyle ilgili bilgiyi yaydım ve Betty Boop animasyonlarda mı çalışmak ister?
We'll put the word out.
Haberi yayacağız.
Terry went crazy. He put the word out on the street.
Bu onu deli etti.
I put the word out that anyone that comes through with a bar code tattooed, he should drop a dime and, well, he did.
Söyledikleriniz o olduğunu açıkça ortaya koyuyor barkotlu dövmesi var, Maskesini düşürdü, aslında, yaptı.
You can put the word out.
Beni bazı yerlere önerebilirsin.
Well, I put the word out so high school chicks would come.
Ben liseli kızlar gelebilir diye haber saldım.
I had this friend, needed to get rid of some jewelry, so, I put the word out.
Birkaç mücevheri elinden çıkarması gereken bir arkadaşım vardı ben de bunu millete yaydım.
I'm saying we put the word out that you ready to talk a truce.
Yani, etrafa bir barış yapmak istediğimizi söyleyelim.
And I want you to put the word out there that we're back up.
Gidip millete söyleyin, artık geri döndük.
What I want you to do now is put the word out there.
Şu an da yapmak istediğim tek şey, milletin duyması.
I want you to put the word out, Winthrop.
Şunu duyurmanı istiyorum Winthrop.
D.A.'s too embarrassed to put the word out on the news yet.
Savcılık bu haberi kamuya sunmaya utanıyor herhalde.
We put the word out that Lionel was getting better... guessing it would draw you out.
Lionel'ın iyileştiği haberini yayıp seni buraya çekmeyi planlamıştık.
You put the word out yet?
Ne zaman yayınlanacağı belli mi?
I'll put the word out.
Haber saldım her yere.
You put the word out to the real Sark.
Siz de bu haberi gerçek Sark'a ilettiniz.
Max, I'm going to put the word out that you did tell us... and I know everybody in this business.
Max, herkese bize söylediğini anlatacağım... ve bu işteki herkesi de tanırım.
- Put out the word.
- Herkese haber ver.
Just say the word. I'd love to put him out of his misery.
Söyleyin yeter. Sefilliğine memnuniyetle son veririm.
I put out the word.
Haber saldım.
We put word out on the street that we wanna find these punks.
Bu serserileri bulmak istediğimizi sokaklara yayıyoruz.
And I think the key word here is "put out".
Zannediyorum buradaki en önemli kelime "ne kadar ürettiğin"
Studly Bundy can put out the word.
Bize gereken biraz bilgi.
Put out the word. - I know somebody's got our money.
Başka konuşulacak bir şey yok.
You stop to think that the man who gave you his word has made an art out of sabotage and defying authority and is probably the same man who put that, tha-that bullet through my windshield?
Tek anladığı şey sabotaj ve kanunlara meydan okumak olan bir adam mı sana söz verdi? Ve muhtemelen de arabamın ön camına o kurşunu sıkan kişi.
In fact, we are gonna put out the word that Gary's Shoes is a friend to the large.
Gary'nin ayakkabıları iri kadınların dostudur diyeceğiz her yerde.
We want to put out the word to others of our kind... have them gather here in safety.
Türümüzün diğer mensuplarına da gelmelerinde bir sakınca olmadığını haber vermek istiyoruz.
There's no word on Teal'c yet, but Maybourne put out a bulletin to the state and local police.
Teal'c ile ilgili bir haber yok, ama Maybourne eyalet ve yerel polisler için duyuru hazırladı.
Word on the street is Sonny Talia put the hit out on Agent 11.
Herkes Sonny Talia'nın Ajan 11'i öldürteceğinden bahsediyor.
But I put word out on the Informant Net.
Ama Bilgi Ağı'na bu konuda bir şeyler yazdım.
Start running known pedophiles... through DMV for van owners. Put out the word to other houses.
Öbür karakollara bildirin.
Have our brokers get the word out on this and you might want to put a call in to that weirdo law firm in L.A.
Bu konuda avukatlarımızın fikrini alalım ve belki L.A.'deki tuhaf hukuk şirketimizi aramak istersin.
We should put out the word for any kids blowing cash.
Nakit ödeyen gençler konusunda uyarı yapalım.
Put out the word.
Laf ağızdan çıkar.
I put word out on the street to get some info on the stones.
Taşlar hakkında birşeyler öğrenmek için caddeye haber saldım.
Put out the word, Eric.
Haberi bildir, Eric.
And put out the word that nothing else is ever to happen to her again.
Ve onun başına bir daha bir şey gelmeyeceğine dair söz ver.
Then I want you to put word out on the street.
Sonra, bütün şehre haber salmanı istiyorum.
Yeah, actually, I'd like to put word out to be on the lookout for similar victims coming in.
Evet, aslında benzer kurban vakalarının olabileceğini söylemek istiyorum.
I'll give you my word that the second you put your hand on your zipper, I'm out the door.
Elini bir daha fermuarına attığın an, bu kapıdan çıkacağıma söz veririm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]