Put those away tradutor Turco
194 parallel translation
You can put those away now, Lestrade.
Artık şunu çıkartabilirsin, Lestrade.
You better put those away in my chequebook drawer behind the box.
Bunları kutunun arkasındaki çekmeceye koysan iyi olur.
So put those away.
Yani onları kaldırın.
Put those away.
Sunları uzağa koy.
You can put those away.
Onları öylece bırakabilirsiniz.
Put those away.
Sokun onları yerine.
So why don't you put those away?
Öyleyse niçin onları yerine koymuyorsun?
Prue's coming down, put those away.
Prue aşağı iniyor, şunları kaldır.
Put those away.
Çekin şunları.
ANDY, PLEASE, PUT THOSE AWAY.
Andy, lütfen, şunları gözümün önünden kaldırır mısın?
And, Peter, put those away.
Ve Peter, bırak o şeyleri.
Dad, put those away!
Baba, şunları uzak tut!
Put those toys away.
Kaldır şu oyuncakları.
Put away those popguns and take me to the king.
Silahlarınızı indirin ve beni krala götürün.
- Put those guns away.
- Şu silahları sakla.
Honey, you remember those cigars I got put away? I could do with one now.
Tatlım, hani şu sigaralarımızdan içmenin tam zamanı değil mi?
Now put those guns away, and let's get down to business.
Şimdi şu silahları masaya koy, ve işe geri dönelim.
Put those papers away before I tear them up.
Ben yırtıp atmadan önce kaldır o kağıtları.
Put away those weapons and tell me where Satan is Skop.
Silahları bırak ve Bana Şeytan'ın Üsküp'ün nerede olduğunu söyle.
Put those cards away. young woman.
Şu kartları uzak tutun Bayan!
I suggest you put those in the hotel safe right away.
Size tavsiyem, bunları hemen otelin kasasına koyun.
May I suggest you put away the candlesticks... unlock the doors and make it easier for those who wish to pray to our Lord?
Yani şamdanları saklayıp kapıları kilitleyerek efendimize dua etmek isteyenlere yardımcı mı oluyorsunuz?
- Put away those sunflower seeds!
- Benden uzak tutun!
Put away those rubber bands, please.
Saç bantlarını kaldırın lütfen.
Put those cigarettes away!
Söndür sigaranı!
I put those pictures away.
Bu fotoğrafları saklarım.
How many times I got to tell you to put those damn bikes away?
Lanet bisikleti, kaldırman gerektiğini daha kaç kez söyleyeceğim?
Damn it, put those guns away.
İndirin şu silahları.
We don't need those. Put it away.
Bu gerekmez.Onu yerine koy.
The more tension we put on these vines, the further away those guys will think we are.
Bu dalları ne kadar gerersek adamlar o kadar uzaktayız zannederler.
Put those things away.
- Kenara koy şunu.
Can you put those dishes away?
O zaman, tabakları şuraya koyabilir misin?
Put those things away.
Şunları yerine koyun..
I want those motherfuckers put away for ever.
O alçakların içerde ölmesini istiyorum.
FINISH UP THIS CART AND THEN PUT THOSE NEW CARTONS AWAY.
Bu kaydı bitir ve bu yeni kutuları yerine koy.
Those guys are lookin'for any excuse to put us away.
Bu herifler bizi içeri atmak için bir bahane arıyor.
I'll put those sweets away.
Ben tatlıları kaldırayım.
So until the big fella packs his bags and hits the road, put away those sharp utensils and stay close to your loved ones.
Yani koca oğlan yollara koyulana kadar her şeyi bir kenara bırakın ve sevdiklerinizden ayrılmayın.
Those whose families could not care for them were put away into..... deathwatch facilities, where they waited for the end, sometimes for years.
Ailelerinin bakamadığı yaşlılar... toplanıp, "ölümgözleme" tesislerine konulup, sonun gelmesini, bazen yıllarca beklediler.
We could put those bio-units in, have them run roughshod over the enemy, then just stroll on in, freeze them up, and pack them away until the next time.
Bu biyo-birimleri içeri koyup, onları düşmanın üzerine dörtnala salabiliriz, sonra sadece içeride gezinip, onları dondururuz, ve bir dahaki sefere kadar onları paketleriz.
Put away those weapons.
O silahları bırakın.
Put those flowers away.
Kaldırın bu çiçekleri.
Well, after our 6 : 30 roundup and lockdown for our larger passengers we put away the celery and those disgusting, chalky shakes and bring out the real food.
Bakalım, 6 : 30'dan sonra iri yolcularla işimiz bitince, toplanıp kerevizden ve iğrenç kireçlenmelerden uzaklaşıp gerçek yiyecekler çıkarıyoruz.
So, I grew up and put away those childish things... and finally stopped holding my breath for a man.
Sonra, büyüdüm ve bu çocuksu şeyleri rafa kaldırdım. Ve sonunda erkekler için heyecanlanmayı bıraktım.
Put those things away.
ŞunIarı kaIdırın.
When are you guys gonna put those things away?
Bunları ne zaman ortadan kaldıracaksınız?
- Put those guns away.
İndirin silahları. - Özür dilerim hâkim bey.
Well, put those objects back on display right away.
O nesneleri hemen vitrinlerine yerleştirin.
But what about those people that I put away with alternate futures?
Peki ya hapse attığım değişik gelecekleri olabilen o insanlara?
So we should put away all those angry words the harsh, the strident rhetoric that that we have been dealing with for all these years that we've suffered through this sweet religion with this beastly stuff.
Tüm kızgın sözcükleri bir kenara bırakmalıyız. Tüm bu yıllar boyunca duymakta olduğumuz bu sert ve keskin retoriğe göre, bu tatlı dinin içinde şu rezil şeylerden çok çektik
Those photos are all we need to put you away for the rest of your life.
O fotoğraflar bile seni ömürboyu içeri tıkmaya yeter.
put those on 21
put those down 20
away 568
away from home 17
away with you 30
away from me 19
away you go 17
away from here 45
away present 49
away from you 37
put those down 20
away 568
away from home 17
away with you 30
away from me 19
away you go 17
away from here 45
away present 49
away from you 37
away party 43
put the kettle on 29
put the phone down 76
put this on 339
put these on 107
put the 21
put them up 37
put the camera down 18
put the bag down 18
put them on 95
put the kettle on 29
put the phone down 76
put this on 339
put these on 107
put the 21
put them up 37
put the camera down 18
put the bag down 18
put them on 95