Right outside tradutor Turco
2,139 parallel translation
I'm gonna be right outside, OK?
Hemen dışarıda olacağım, tamam mı?
Okay, it's bad enough that he is getting married, But does he have to do it right outside my window?
Tamam, evleniyor olması yeterince kötü, ama bunu penceremin önünde yapmak zorunda mı?
Right outside that window.
Hemen dışarıda.
It's right outside the window.
Pencereden dışarı bak.
He was right outside my door!
Adam kapımdaydı!
Parole officer says he lives right outside the park.
Şartlı tahliye memuru, parkın hemen dışında yaşadığını söyledi.
We'll be right outside.
Hemen dışarıda olacağız.
There was one right outside our hotel-room window.
Oteldeki penceremizin hemen karşısında bir tane vardı.
Right outside the circle, dude.
Dairenin dışına geldi, dostum.
Right outside the theater.
Hemen amfinin önünde.
A couple months ago, these drug dealers showed up in town, started selling heroin right outside our front door.
Bir kaç ay önce bu uyuşturucu satıcıları çıktı ortaya, Kapımızın önünde uyuşturucu satmaya başladılar.
They're right outside the door.
Kapının dibindeler.
It's right outside.
- Dışarıda.
Right now, with the adjustable bed and the nurses right outside the door?
Hemen mi? Kapının önüde hemşireler varken ve ayarlı yataklarda mı?
I think he's waiting right outside.
Sanırım dışarıda bekliyor.
I'll be right outside.
Hemen dışarıda olacağım.
So it's me, Eleanor and the baby, with the thunder booming right outside the window.
Ben, Eleanor ve bebek birlikteydik ve dışarıda gök gürlüyordu.
We'll be right outside that door.
Hemen bu kapının arkasında olacağım.
I can hear plan "b" right outside.
"B" planını hemen dışarıda duyabiliyorum.
Cops are right outside.
Kapının önünde polisler var.
There are cops right outside.
Ama polisler dışarıda.
So I got a guy right outside the room.
O yüzden kapıya bir adam koydum.
Right outside your house, in fact.
Doğrusu evinizin hemen dışında.
I'll be right outside.
Ben hemen dışarıda olacağım.
But if you have any questions, I'll just be right outside.
Sorunuz olursa dışarıdayım.
We met right outside of Spencer's barn.
Spencer'ların ahırının hemen arkasında buluştuk.
It's right outside your house.
Evinizin hemen dışında.
A step, right outside the back door, 24 inches above the driveway.
Bir basamak, Arka kapının dışında, Sürüş yolundan 40 cm yukarıda.
Our two victims went to high school together right outside Boston.
İki kurbanımız da Boston dışındaki bir liseye birlikte gitmişler.
He runs a big debt collection agency right outside of Boston called financial support associates.
Boston'un hemen dışındaki, Finansal Destek Anonim Şirketi adındaki vergi tahsil şirketinin sahibi.
We were right outside his room.
Tam odasının önündeydik.
Right outside the district.
Hemen şehrin dışında.
- He's right outside.
- Hemen dışarıda.
When the sun goes down, I will be right outside that window, watching... -...
Güneş batınca, şu camın dışından röntgenciyi izliyor olacağım.
I'll be right outside if you need me.
İhtiyacınız olursa dışarıdayım.
- Yeah, and that part right there is supposed to be on the inside of the membrane, not the outside.
- Evet, ve şu kısmının da aslında zarın dış kısmında değil iç kısmında olması gerekiyor
Uh, I'm... the guy Boris turned outside the bar, right?
Boris'in barın çıkışında dönüştürdüğü elemansın, değil mi?
Family that's outside right now getting very suspicious.
Şu an dışarıda bekleyen aile iyice şüpheleniyor.
Eric, we're outside Brandon Booth's residence right now.
Brandon Booth'un evinin önündeyiz.
All right. I'll take it outside.
- Tamam, dışarıda yaparım.
Crunchy on the outside, right-wing nut job on the inside.
Dışı çıtırı çıtır, ama içi sağcı delilerle dolu.
All right, Patty, when we get outside, it's probably best you keep your mouth shut.
Pekala Patty, çıktığımız zaman, en iyisi, çeneni kapalı tutman.
Dean's outside rowe's apartment, right?
Dean, Rowe'un dairesinin dışarısında değil mi?
You did see that helicopter outside, right?
Sende dışarıda bir helikopter gördün, değil mi?
All right, just wait outside.
Sen dışarıda bekle sadece.
I understand you're a little freaked out right now, but if you'll notice the sign outside says the word "spooky."
Anlıyorum, şu an birazcık korktun ama dikkat edersen, dışarıda üzerinde "ürkütücü" yazan bir işaret var.
But if you're right about the outside source, then Fargo's damping field should prevent that.
Ama dışarıdan bir kaynak konusunda haklıysan o zaman Fargo'nun sönüm alanı bunu engelleyecektir.
The guy who was yelling about bus sex outside of her condo, right?
Onun dairesinin dışında otobüs seksi hakkında bağıran adamsın, değil mi?
Okay, just, uh... just patrol outside, all right?
Dışarıda devriye gezin, olur mu?
Then can you tell me why Agent Walker's niece and her entire third-grade class are standing outside the Smithsonian right now wondering why no one has arranged a tour?
Peki söyler misin, Ajan Walker'ın yeğeni ve onun sınıfı Smithsonian Müzesi dışındalar. Şu an neden kimsenin onlara refakat etmediğini merak ediyorum.
But, uh, I'm not taking on any outside clients right now.
Ama, uh, bu aralar dışarıdan müşteri kabul etmiyorum.
outside 883
outsiders 26
outside of work 17
outside now 21
outside the government 18
right 138679
right now 7642
rights 33
righteous 110
righty 73
outsiders 26
outside of work 17
outside now 21
outside the government 18
right 138679
right now 7642
rights 33
righteous 110
righty 73
righteousness 17
righto 145
right back at you 108
right here 3759
right on 537
right there 2847
right behind you 176
right on time 239
right foot 41
right back at ya 34
righto 145
right back at you 108
right here 3759
right on 537
right there 2847
right behind you 176
right on time 239
right foot 41
right back at ya 34