Say hi tradutor Turco
3,969 parallel translation
Mommy needs to say hi to Thomas, okay?
Annenin Thomas'a da merhaba demesi gerek, tamam mı?
Oh, you know, I know them, so I just popped in to say hi afterwards.
İşte, onları tanıyordum bir uğrayıp selam vereyim dedim.
So say hi to Harold for me before you figure out a way to screw him.
Onu mahvetmek için bir yol bulmadan önce Harold'a benim için merhaba de.
I was just calling to say hi.
Hâl hatır sormak için aradım.
- Say hi to Aunt Fiona.
- Merhaba de Fiona teyzene.
Say hi to Gotham P.D. for me. Have a nice night.
Gotham polis departmanına benden selam söyleyin.
She told me a bit about you and your situation and I thought it'd be a good time to stop by and say hi.
Seninle ve durumunla ilgili biraz bilgi verdi ve ben de uğrayıp selam vermek iyi olur diye düşündüm.
He wants to say hi.
Merhaba demek istiyor sana.
- Say hi.
- Merhaba deyin.
Say hi to Josh.
- Josh'a selam versene.
Say hi, Charlie.
Merhaba de, Charlie.
I'll say hi to Marinelli.
Marinelli'ye selamını ileteceğim.
Say hi, everybody.
Herkes merhaba desin.
You make the big move from Shin Bet to Mossad, or you just here to say hi?
Shin Bet'ten Mossad'a gelmek için çok uğraşmışsın. - Yoksa sadece selam vermeye mi geldin?
I'm gonna say hi to El. Yep.
- Ben El'e merhaba diyeyim.
Everybody say hi to Penny.
Herkes Penny'e selam söylesin.
It's my first day, so I thought I'd say hi.
İlk iş günüm, bir selam vereyim dedim.
Why didn't you say hi?
Niye merhaba demedin?
Say hi to Bucky.
Bucky'e "merhaba" de.
I just wanted to say hi.
Merhaba demek istemiştim.
I walk up and say hi.
Yanına gidip selam verdim.
Well, say hi for me. Tell her I was here.
Ona buraya geldiğimi ve selamımı iletin lütfen.
Gitte, I thought you'd want to say hi to Viktoria Nordgren. Hi.
Gitte, Viktoria Nordgren'le konuşmak isteyeceğini düşündüm.
It's your new brother, Sung-soo, say hi.
Bu yeni kardeşin Sung Soo, merhaba de.
- Okay, say hi to the kids. - Okay.
- Çocuklara selam söyleyin.
Say hi to McLeod for me.
McLeod'a benden selam söyle.
I got to talk Joe Cruz off the ledge, but I wanted to come say hi first.
Joe Cruz'u ipin ucundan almak için konuşmaya geldim ama öncesinde sana bir selam vereyim dedim.
Oh, hey, say hi to Jan for me.
- Oh, Hey, Jan'e benden selam söyle
Just wanted to generally sort of say hi, welcome, and all that.
Genel anlamda merhaba demek istedim sadece, o kadar.
Just trying to say hi!
Sadece merhaba demeye çalışıyordum!
Well, it's only polite to stop by and say hi.
Sadece kibarlıktan uğrayıp selam vereyim dedim.
Just, uh, you know, thought I'd come by and say hi.
Sadece... bilirsin işte gelip bir merhaba diyeyim dedim.
Say hi to Claudia when she gets out of the shower.
Duştan çıkınca Claudia'ya selamımı iletirsin.
Say hi to Mr. Braverman.
Mr. Braverman'a merhaba de.
Oh, you know, just in the neighborhood. Thought I'd stop by, say hi.
Bilirsin işte, bu taraflardaydım uğrayıp bir selam vereyim dedim.
- Say hi to Simon.
- Simon'a selam söyle.
Say hi to my mom!
Anneme merhaba deyin.
But right now, like it or not, we have to go say hi to Lauren.
Ama şu an, hoşuna gitsin ya da gitmesin, gidip Lauren'e merhaba demeliyiz.
And if he catches me, I can just say I came by to say hi.
Eğer beni yakalarsa selâm vermek için uğradığımı söylerim.
Okay, I'm done saving Vincent, but it seems that Sebastian isn't just here to say hi to his dad.
Tamam Vincent'i kurtarmaktan bıktım ama görünüşe göre Sebastian sadece babasına selam vermek için gelmemiş.
Say hi. This is Lee Bo Na's current boyfriend.
Selamla, bu Lee Bo Na'nın şimdiki erkek arkadaşı.
Oh, well, I just - - I just came by to say hi.
Ben öyle bir selam vermeye gelmiştim.
- No, I want to say hi.
- Hayır, bir selam vereceğim.
Go say hi.
- Selam versene.
What? I can't just go say hi.
- Öylece gidip selam veremem.
Say hi, Chaunce.
Merhaba de Chaunce.
Anyway, I just wanted to say hi. Enjoy your dinner.
Her neyse, gelip bir selam vereyim dedim.
- Say "hi."
- "Selam" deyin.
Say hi to Sabina.
Sabina'ya selam söyleyin.
I wanted to say hi.
Selam vereyim dedim.
( indistinct chatter ) Hi, uh, everybody, I'd like to say something, please. Uh, could I have your attention, please?
Millet, bir şey söylemek istiyorum.