English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / Secrets and lies

Secrets and lies tradutor Turco

86 parallel translation
Secrets and lies.
Sırlar ve yalanlar.
A place where you're free to discuss your secrets and lies.
... sırlarınızı ve yalanlarınızı rahatça tartışabileceğiniz bir yer...
E. R. 8x16 "SECRETS AND LIES"
"Sırlar ve Yalanlar"
Secrets and lies!
Sırlar ve yalanlar!
It's always secrets and lies!
Hep yalanlar ve sırlar vardı!
I know it's gonna hurt, and my timing is crummy but having a relationship that's built on secrets and lies is doomed to fail.
Onu inciteceğini biliyorum, ve zamanlamam çok kötü ama sır ve yalan üzerine kurulu bir ilişki yok olmaya mahkumdur.
You have all these... secrets and lies.
Tüm bu sırların ve yalanlarınla.
Secrets and lies, Monsieur.
Sırlar ve yalanlar, bayım.
It was predicated a lot on secrets and lies.
Yalanlara sırlara katlanmak gerekiyordu.
I was in debate club. This week's topic is... 'Secrets and lies'?
- Bu haftanın konusu...
I actually do feel like a hundred tons of secrets and lies... have been lifted off my shoulders.
Üzülme. Aslında omuzlarımdan tonlarca sır ve yalan kalkmış gibi hissediyorum.
Neighbors, the time has come to put the past to rest, to bring old secrets and lies out into the open and then bury them once and for all, in that there grave.
Komşular, geçmişe sünger çekebilmek için eski sırları ortaya sermenin vakti gelmiştir böylece onları kesin olarak bu mezara gömebiliriz.
Secrets and Lies
Sırlar ve Yalanlar
Olive wanted to let loose the secrets and lies she'd been force-fed by her friends - that Chuck was still alive, that Lily was her mother.
Olive haykırmak istedi... Arkadaşları tarafından zorlanan sırları ve yalanları,.. ... Chuck'ın hayatta olduğunu, Lily'nin annesi olduğunu.
Why break the family tradition of secrets and lies?
Sırlar ve yalanlardan oluşan aile geleneğini niye yıkalım?
I really don't have any time for secrets and lies.
Sırlar ve yalanlarla uğraşacak vaktim yok.
When it comes to affairs of the heart, everyone uses secrets and lies to protect the ones they love.
Olay aşk olunca herkes sevdiğinde korumak için yalan ve sırlara başvurur.
And despite all your little secrets and lies,
Bütün küçük sırlarına ve yalanlarına rağmen?
You destroyed Lex with your secrets and lies.
Lex'i sırların ve yalanlarınla sen yok ettin.
This is about secrets and lies and a direct threat to the security you claim responsibility for.
Sırlar, yalanlar ve doğrudan senin sorumluluğunda olan güvenlik tehlikesi hakkında.
Secrets and lies...
Sırlar ve yalanlar.
Secrets and lies.
- Sırlar ve yalanlar.
Our family has relied on secrets and lies for way too long.
Ailemizin güveni uzun zamandır sırlara ve yalanlara dayanıyor.
After a lifetime of your secrets and lies, we will finally have the truth!
Bir ömür senin sırların ve yalanlarınla geçti, nihayet gerçekler ortaya çıkacak!
But you will see how the world is better off, without Nick Fury's secrets and lies.
Ama Nick Fury'nin sırları ve yalanları olmadan Dünya'nın daha iyi olduğunu göreceksin.
Okay, Hanna, there is no more room for secrets and lies in this house.
Tamam, Hanna, bu evde yalanlar ve sırlar için daha fazla yer yok.
The key to a happy marriage is a giant web of secrets and lies.
Sır ve yalanlardan oluşan devasa ağ mutlu bir evliliğin anahtarıdır.
There's nothing for me here but secrets and lies.
Benim için burada yalan ve sırlardan başka bir şey yok.
Secrets and lies- - standard procedure.
Sırlar, yalanlar... standart prosedür.
Oh, Marge, let the kid have his embarrassing secrets and lies.
Marge bırak çocuk rahat rahat kendi utanç verici sırlarını ve yalanlarını içinde tutsun.
Then there's another mole, or a double agent, on and on, it's all just secrets and lies, man!
Sonra başka bir köstebek, ya da bir çift taraflı ajan ve dahası... tamamen gizem ve yalanlarla dolu, dostum!
You have a pile of secrets and lies, and you're calling it love.
Sırlarla yalanlardan başka hiçbir şeyin yok ama buna aşk diyorsun.
This neighborhood is fueled on secrets and lies.
Bu mahalle sırlar ve yalanların üzerine kurulmuş.
There were no lies, no secrets, and I assure you I had nothing to do with the accident in Engineering.
Yalanlar yoktur, sırlar yoktur, ve sizi temin ederim ki, Makine Dairesi'nde meydana gelen kaza ile ilgili, hiçbir şey yapmadım.
No, I'm just trying to do my job, only it gets hard to do if the person you're working with is keeping secrets and telling lies.
Hayır. İşimi yapmaya çalışıyorum. Ama iş ortağım sır saklayıp yalan söyledikçe işimi yapmam zor oluyor.
Every couple has its lies and little secrets...
Biliyorsun ki her çifttie birbirinden sakladığın şeyler, sırların vardır.
But that's just more secrets and more lies, and at some point, it's all gonna blow up in our faces.
Daha çok sır ve daha çok yalan. Bir noktada hepsi yüzümüze patlayacak.
For despite all the secrets, despite all the lies and a... a terrible loss, only thing really matters now.
Bütün sırlara rağmen bütün yalanlara ve kayıplara rağmen artık önemli olan tek bir şey var.
Lies and Secrets
Yalanlar ve Sırlar
At this point, when we consider the lies and the secrets that are key to these events, then we have to consider it was you, Donna Noble.
Bu noktada, yaşananları çözüme ulaştıracak yalanlar ve sırları hesaba katarak neticeye gelirsek, o sendin Donna Noble.
She can ferret out lies, And heal the rifts that come from keeping secrets
Yalanları ortaya çıkarıp sırlardan dolayı meydana gelen anlaşmazlıkları çözebilir.
It seems like in order to do the right thing lately, there has to be all these lies and secrets attached.
Sanırım doğru şeyleri yapmak için yalan söylemek ve sır saklamak gerekiyor.
On the upper east side, that tradition is upheld with a bountiful harvest of secrets, lies and scandals.
Doğu yakasındaki Şükran Günü geleneği genelde sırlar, yalanlar ve skandallardır.
With all the lies and the secrets.
- Bütün bu yalanlar ve sırlarla...
A man, or men, a woman, or women, perhaps pets, possibly feline, unwelcome in this house, searching high and possibly low for something that Herb Wilkins, a man of many secrets and potentially lies, was hiding.
Bir adam veya adamlar, bir kadın veya kadınlar belki ev hayvanları, kedi olabilir bu evde istenmeyen birisi bir çok sırrın ve muhtemelen yalanların adamı Herb Wilkins'in sakladığı bir şeyi didik didik aramış.
Because of my history, I know the games, the secrets, and the lies.
- Geçmişim dolayısıyla oyunları biliyorum. Sırları, yalanları.
I know its rotten secrets, its filthy lies and secrets.
Bu çürümüş sırları biliyorum, Bunlar pis sırlar ve yalanlar.
So from now on, no more lies, no more secrets, no more rule bending, and no more elders.
Artık, daha fazla yalan, sır.. .. kural çiğneme.. .. ve kıdem farkı yok.
I guess I'm just worn out from keeping secrets and spinning lies.
Sanırım, yalanları savurmaktan ve sırlarımı saklamaktan bitkin düşmüştüm.
All around you, people utter lies and hold secrets that make men shudder.
Etrafınızdaki herkes insanı ürperten yalanlar söyler, sırlar tutar.
Nah, screw the lies and the secrets.
Yok, boşver gizliyi saklıyı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]