Serves her right tradutor Turco
38 parallel translation
Serves her right.
Bunu hak etti.
Serves her right!
Belasını buldu! Oh olsun!
It serves her right!
Bu onun hakkı!
It serves her right.
İyiliği için.
Serves her right.
Sağ tarafıyla idare ediyormuş.
It serves her right for making us take our garbage back.
Çöplerimizi bize geri çıkarttırdı, ona az bile.
Serves her right.
Keyif sürüyor.
Serves her right for bein'a'60s radical!
60'lı yıllarda radikal görüşlü olduğu için. Beter olsun.
Oh, baby! Serves her right!
- Göğüslere bakın!
Serves her right!
İyi olmuş!
It serves her right!
Ona yarıyor!
Serves her right. She was a terrible singer.
Çok iyi olmuş, zaten sesi berbattı.
Serves her right.
Hakediyor.
Serves her right.
Oh olmuş ona.
Serves her right for fucking me up the way she did!
Hakettiğni almış olur bana yaptıklarından dolayı!
It serves her right.
Bu onun iyiliği için.
Serves her right.
Bunu hak ediyor.
Way I see it, serves her right.
Bana soracak olursan,... ona müstehaktır.
Serves her right!
Hak yolunu buldu!
And you know what? It serves her right.
Biliyormusun bu durumda kendi doğrularını sunsun yemek için.
But, you know, serves her right.
Ama o buna müstahak.
That serves her right.
Gerçi hiç umursamamış da olabilir.
I was locked up for four months. You know, I always knew there was something off about her. Serves her right, getting killed.
dort aydir kilitliyim herzaman Onunla ilgili birseyler oldugunu biliyordum onun yuzunden hapis yatmak, sonra oldurulmek keske kendim yapsaymisim.
- Serves her right.
- Ağzının payını aldı.
Fucking pill head, serves her right.
Hapçı karı. Hak ettiğini buldu.
Serves her right.
Cezasını çekmesini istedim.
Serves her right for, like, running a stem cell baby factory.
Kök hücre bebek fabrikası yürütmekle hak ettiğini buldu.
Serves her right.
Tam uymuş bence.
Serves her right.
Oh olsun.
That's right, you only see her when she serves the guests, she is not generally asked to join us for dinner.
Doğru, hizmetliyi sadece misafirlere servis yaparken görürsün, genelde yemekte bize katılması istenmez.
Oh, well, serves me right for letting her buy me all those awful clothes.
Bana bu korkunç kıyafetleri almasına izin verdiğime göre bunu hak ediyorum.
Well, it serves me right for trusting someone who talks about being good all the time.
Peki, bu her zaman - iyi- olmakla ilgili konuşan birine güvendiğim için hemen icabıma bakıyor.
( Grunts ) then, serves him right for his wickedness, my father died and my brother straight behind, so I...
Ve erkek kardeşim de öldü, böylece... her şeyi ben miras aldım.
It serves us right We did let her run free I guess she's a slut
Hak ettik bunu. Sokağa saldık onu. Sürtük oldu galiba.
My milliner has let go of three of her girls and it serves you right if you lose the footman vote, too.
Tuhafiyecim üç kızını kovdu. Oy hakkı yüzünden uşağınızı kaybederseniz, size hizmet ederler.
Serves her right.
Hak ettiğini buldu.
Her right ear is slightly deformed, which she is very ashamed of, and of course, this serves to isolate her even more.
Kızın sağ kulağı biraz hasar görmüş. Bundan da ciddi şekilde utanıyor ve elbette bu da kızı soyutlamada işe yarıyor.
Serves her right.
Hak etmişti.
right 138679
right now 7642
rights 33
righteous 110
righty 73
righteousness 17
righto 145
right back at you 108
right here 3759
right on 537
right now 7642
rights 33
righteous 110
righty 73
righteousness 17
righto 145
right back at you 108
right here 3759
right on 537
right there 2847
right behind you 176
right on time 239
right back at ya 34
right foot 41
right as rain 57
right in the middle 29
right on schedule 82
right or wrong 91
right away 1349
right behind you 176
right on time 239
right back at ya 34
right foot 41
right as rain 57
right in the middle 29
right on schedule 82
right or wrong 91
right away 1349