She came in tradutor Turco
1,623 parallel translation
Margaret Thatcher program, when she came in, had for planks cut government spending, cut tax rates, reduce government ownership and operation of industries or regulation of industry and have a moderate stable monetary policy and bring down inflation.
Margaret Thatcher'ın programı hükümet harcamalarında kısıtlama, vergi oranlarında indirim,... devlet mülkiyetini azaltmak, sanayi veya sanayi düzenlemesi çalışmalarını azaltmak,... ve ılımlı, istikrarlı bir para politikasını ve enflasyonu düşürmeyi destekliyordu.
She came in for breast augmentation.
Göğüs büyütme operasyonu için geldi.
No. She came in voluntarily.
Hayır, kendi isteğiyle geldi.
'Cause she came in screaming', said Tony had been foolin'around on her.
Çünkü çığlık çığlığa geldi. Tony'nin onunla bununla oynaştığını söyleyip kedi gibi üstüne atladı.
It Seems He Or She Came In Through The Bathroom Window, Went Straight Into The Bedroom And Waited There To Seize Carmelita.
Öyle görünüyor ki, adam veya kadın banyo penceresinden girmiş doğruca yatak odasına girip Carmelita'yı yakalamak için orada beklemiş.
I was just sitting at home watching cartoons, playing video games with my cousin, and she came in there.
Evde oturmuş çizgi film seyredip kuzenimle oyun oynuyordum ve o geldi.
And she came into my office one day and said she knew that I was a fake, but was in love with me nonetheless, and I married her three months later.
Birgün ofisime geldi ve benim sahte olduğumu bildiğini söyledi, fakat yine de bana aşık olmuştu, ve 3 ay sonra onunla evlendim.
She came in person, just to see me die!
Bizzat, öldüğümü görmek için gelmiş.
She came in through the bathroom window.
Banyonun camından girdi.
Then she came in for glasses.
Ve sonra gözlük almak için bana geldi.
She looked tragically cute in her uniform, and years later, I was doing my residency and she came in with an emergency ovarian cyst.
Üniforması içinde inanılmaz sevimli görünüyordu. Yıllar sonra ihtisasımı yaparken acil bir yumurtalık kisti şikayetiyle geldi.
She came in, I put a single veneer on her she tells me she's got this obsession- -
Geldi, ona bir kaplama yaptım bir saplantısı olduğunu söyledi...
She came in when I was first starting at the Center.
Merkez'deki işime yeni başladığımda gelmişti.
She came in with needle punctures all over both arms.
Getirdiklerinde iki kolunun da her tarafında iğne izleri vardı.
I'll try to get to the bottom of that with Paula. But Sylvia has been a very bad influence on her since she came in to my house.
Paula'yla kendim konuşmayı tercih ederim ama Sylvia evime geldiğinden beri onu çok kötü etkiledi.
Not to mention, I saw her throwing herself all over Tyler before she came in the house.
Onu eve gelmeden önce Tyler'a yaltaklanırken gördüm.
She did have the glasses on when she came in.
Buraya gözlükle geldi.
She, she, uh, she came in here on Wednesday and she returned a dress, a wedding dress.
Buraya çarşamba gelmiş ve elbisesini iade etmiş. Gelinliğini.
She came in with nurse Gülizar.
Gülizar hemsire ile gelmisti.
She came in, grabbed her stuff and left through the back door.
İçeri girdi, eşyalarını aldı ve arka kapıdan çıktı.
She left after she came in contact with Absolute Models.
Bıraktı, sonra gözde oldu ve Saf Modeller ile anlaşma yaptı.
Mixing romance and work is a bad idea. Just the other day, she asked me if bullets came in different sizes. Veronica...
İşi ve aşkı karıştırmak, Gerçekten kötü bir fikir.
Actually, I came here to see my lovely wife and to ask her, A, who she slept with B, what secrets she sold, or C, which combination of the above led her to her new, highly coveted diplomatic post in London?
Aslında, güzel karımı görmeye, ve ona ; A : Kiminle yattığını, B :
Joseph came by, and she's in all his pictures, too.
Joseph uğradı, onun da tüm resimlerinde varmış.
so she and her cousin Came in here about 30 minutes ago, and that was the last time Anyone saw Katie?
Kuzeniyle birlikte 30 dakika önce buraya gelmiş... ve bir daha görülmemiş mi?
They found 80 times the toxic levels in her bloodstream. She never came out of the coma.
Kan dolaşımında normalin 80 katı zehir buldular.
Poor Martha came to me in some distress, because she rather hoped you might have guessed at what will come to pass.
Zavallı Martha sıkıntılı şekilde bana geldi. çünkü neyin olacağını tahmin edebileceğinizi sanıyordu.
She came to me in a dream, but she's growing weaker and weaker.
Rüyama girdi, ama artık gittikçe güçsüzleşiyor.
It was one of the first places Az scorched when she came to power.
Burası Az'in güce kavuştuktan sonra ilk yağmaladığı yerlerden.
She came to me in a dream, but she's growing weaker and weaker.
Bana rüyamda göründü, ama güçsüzleşmeye devam ediyor.
And the doctors came in and let us know that she had expired.
Doktorlar geldiler ve bize öldüğünü haber verdiler.
You never used to interrogate her when she came home in the middle of the night.
Gece geç saatlerde eve geldiği zamanlar onu hiç sorguya çekmezdin.
She came to this country with $ 4 in her pocket and a newborn baby.
Buraya 4 dolar ve yeni doğmuş bebeğiyle gelmiş.
- Tania's not here yet? - She came in the evening.
- Tania gelmedi mi hala?
She had her eye on that wheatgrass since we came in.
Geldiğimizden beri buğdaylarda gözü vardı.
Okay, look, I passed out and then I came... back in here and she was dead.
Tamam, bak şimdi, kendimden geçtim ve sonra gözümü tekrar açtığımda o ölmüştü.
Look, I know my wife came in here so tell me where you're hiding her or where she went so I can kill you and get it over with and then I'll know where she is.
Bak, karımın buraya geldiğini biliyorum. Onu nereye sakladığını veya nereye gittiğini söyle, ben de seni öldürüp bu ızdıraptan kurtarayım.
Major dyke, major dyke. She came out big time in 2000.
Geylerin en büyüğü, 2000'de açılmıştı.
She came to see me in France for 24 hours.
Fransa'dayken 24 saatliğine beni görmeye gelmişti.
He rang the bell for Barrett from outside in the passage after his row with Camilla, so that when Barrett came down, she'd see him leave, and thus he'd have his alibi.
Camilla'yla tartıştıktan sonra, çıngırağı koridordan çalarak Barrett'i çağırmıştı. Barrett aşağıya inerken onun evden çıktığını görecek ve tanık olacaktı.
Just off Trieste, we chased the enemy sail until we were close enough to fire on her, at which she returned our salute with a broadside that came scouring along the decks, tore through the foresail, made a large dent in a brass gun, rebounded away into the open sea.
Hemen Trieste'yle ateş için yeterince yaklaşıncaya kadar, düşman yelkenlisini kovaladık, selamımızı güverte boyunca gelen bir borda ateşiyle karşıladı, top ön yelkeni boylu boyunca yırtarak prinç topta büyük bir delik açtı ve denize düştü.
I call Nasira Khaldi was born in Syria and, I came to Brooklyn with my parents, when she was five years.
ben nasira suriye de khaldi de dogdum, 5 yasindayken ailemle birlikte brooklyn e geldik
I asked her to get in touch, but she never came.
Bağlantıyı kesmemesini istemiştim ama hiç gelmedi.
She came here in the'30s, trying to find fame and fortune.
30'larda buraya şöhret ve para için gelmiş.
Right after she came to see you in your house.
Seni evinde görmeye geldikten sonra.
My grandma called, and she thought that there was this really big mouse in the house, so I came home, and then this whole place was sort of a mess.
Büyükannem çağırdı ve sanmış ki, evde dolaşan büyük bir sıçan var. Ben de eve geldim ve ortalık darmadağın olmuştu.
We know she's up in Seattle right now at her sister's but the word came down :
Şu anda Seattle'da olduğunu da biliyoruz. Ama emir geldi :
She came up empty, but the NSA picked up a conversation between McCarthy and Fayed.
Hayır, bir şey çıkmadı. Ama 15 dakika önce, NSA McCarthy'yle Fayed'in bir konuşmasını yakaladı.
After having so much trouble for being bi-racial in Korea she came back here.
Kore'de melez olarak yaşamanın büyük sıkıntısını çektikten sonra buraya geri döndü.
Summer says she's not worried. But I can tell she is, which is why I dug into the archives and came up with evidence that we are, in fact, destined to be together.
Summer da meraklanmadığını söyledi, fakat öyle olduğunu söyleyebilirim, işte bu yüzden arşivlere daldım ve aslında beraber olmamız gerektiğini gösteren bir kanıt buldum.
She just said this Jim guy came in, saved the day, got the Britney woman kicked out.
Anlattığı tek şey ; Jim denen herifin ortaya çıkıp günü kurtardığı ve Britney görünümlü kadını kovdurduğuydu.
she came back 47
she came 41
she came to me 61
she came here 21
she came home 17
she came to see me 23
came in 20
ines 33
in fact 10253
internet 115
she came 41
she came to me 61
she came here 21
she came home 17
she came to see me 23
came in 20
ines 33
in fact 10253
internet 115
india 252
invite 16
invasion 24
inter 39
instagram 35
interior 21
inside 950
indian 84
indiana 185
intelligent 217
invite 16
invasion 24
inter 39
instagram 35
interior 21
inside 950
indian 84
indiana 185
intelligent 217
indeed 4544
instant 24
international 47
intel 28
interpol 81
independence 32
incredible 769
indians 76
insight 19
instead 1488
instant 24
international 47
intel 28
interpol 81
independence 32
incredible 769
indians 76
insight 19
instead 1488