She knows about us tradutor Turco
74 parallel translation
- I think she knows about us.
- Sanırım bizi biliyor.
She knows about us now.
Artık bizi biliyor.
She knows about us!
Bizi biliyor!
My God, she knows about us!
Tanrım, bizi biliyor!
- Yes. - So she knows about us?
Yani "biz" i biliyor mu?
- Yes, she knows about us, I think.
Evet, biliyor. Galiba. Bizim hakkımızda ne biliyor?
- She knows about us.
- Bizi biliyor.
Do you think she knows about us?
Sence ilişkimiz olduğunu biliyor mu?
She knows about us?
Bizi biliyor mu?
I think she knows about us, Ellis.
Sanırım ikimizi biliyor Ellis.
She knows about us, about how we really met.
Bizi biliyor, gerçekte nasil tanistigimizi.
She knows about us.
Bizden haberi var.
She knows about us.
Bizim ne olduğumuzu biliyor.
She knows about us...
Bizi biliyor- -
Isabella to divulge everything she knows about us?
- Ne için? Isabella'nın bizim hakkımızda bildiklerini söylemesini mi?
She knows about us, it's cool.
Hakkımızdakileri biliyor, rahat ol.
Think she knows about us?
Bizi biliyor mu dersin?
She knows about us.
Bizi biliyor.
Nick, she knows about us and she's still with you.
Nick, bizi biliyor ve hâlâ seninle.
So you think she knows about us?
Seni bizi biliyor mudur?
She knows about us.
O bizi biliyor.
She knows about us.
İkimizden haberi var.
That doesn't mean that she knows about us.
Bu ne olduğumuzu bildiği anlamına gelmez.
She knows about us. It's the last piece of the puzzle.
New York, 212.
She knows about us, Bill.
Bizi biliyor Bill. Bunu hissedebiliyorum.
She knows about us.
Bizi biliyormuş.
Look, she knows all about us, and, uh, she's not the kind of person... who would go along with it.
Bak, o ilişkimizi biliyor ve bunu sorun etmeyecek türde bir insan değil.
I wonder if she knows. What, about us?
- Acaba biliyor mudur?
Who knows how much she's found out about us already.
Bizim hakkımızda ne kadar şey bulduğunu kim bilebilir.
- Where's your mom? She's upstairs with Brad. My dad knows about us.
Yukarıda Brad ile beraber, fakat babam bizi biliyor.
Fred can help us. She knows a lot about the portals.
Fred bu konuda bize yardım edebilir.
Yeah, but now she knows about us, thanks to you.
- Sadece yerini biliyor.
Let us supose that Elinor Carlisle was most anxious about the return of Mary Gerrard, for there is much talk of her beauty and she knows that her fiancé and Mary were close in the past.
Elinor Carlisle'ın, Mary Gerrard'ın dönecek olmasından endişelendiğini varsayalım. Kızın güzelliğinden çok söz ediliyordu ve nişanlısı ile Mary'nin geçmişte çok yakın olduklarını biliyordu.
She knows more about the clitoris than either of us.
Klitoris hakkında ikimizden fazlasını biliyor.
She may be senile, yes, but that doesn't explain how she knows so much about all of us.
Bunamış olabilir, evet, ama bu hakkımızda bu kadar çok şey bilmesini açıklamıyor.
She knows a lot about us.
Bizim hakkımızda çok şey biliyor.
Well, she knows about keela and-and us?
Keela'yı ve bizi biliyor, değil mi?
She knows all about us. Like what?
- Hakkımızdaki her şeyi biliyor.
- Don't worry, she knows all about us.
- Meraklanma, bizi biliyor.
Yep, she knows all about us.
Evet, hepsini biliyor.
She knows everything about us
Bu kadın bizimle ilgili her şeyi biliyor.
He knows who she is and he's told us about places as well.
Onun kim olduğunu biliyormuş. Bize mekanları da söylemiş.
I don't know who this chick is, but it's obvious she knows way too much about us.
- Bu kadının kim olduğunu bilmiyorum ama hakkımızda çok şey bildiği belli.
She knows about you, about us.
Seni biliyor, bizi.
She knows nothing about us.
O bizi hiç tanımıyor.
She thinks nobody knows about us.
Bizi kimse bilmiyor sanıyor.
Think he knows something about his mother, something she's not telling us?
Annesine olanları, annesinin anlatmadığı bir şey olduğunu mu düşünüyorsun?
He asked us to come up with something nice to say about Heather to her mom for after she knows.
Annesine ileride hatırlaması için Heather hakkında söyleyebileceğimiz güzel bir şey bulmamızı istedi.
- She knows about us.
- Senin Robert Zane'in kızı olduğunu, firmada kalmak istiyorsan bir yeminli ifade imzalamanı istiyor. - İlişkimizi biliyor.
What if she's got a mark on her back or her thigh, some shit that Spinks knows about that's gonna trip us up.
Ya sırtında veya kalçasında bir leke filan varsa, Spinks'in bildiği, bize zorluk çıkaracak bir şey.
She knows she can get away with it because there is no way I'm going to let her have her say about "us".
Bununla paçayı kurtarabileceğini biliyordu çünkü hiçbir şekilde "biz" diye bir şeyin olmayacağını söylemesine izin vermedim.
she knows what she wants 19
she knows it 34
she knows 359
she knows everything 48
she knows me 38
she knows that 44
she knows what she's doing 46
she knows you 19
she knows him 17
she knows something 38
she knows it 34
she knows 359
she knows everything 48
she knows me 38
she knows that 44
she knows what she's doing 46
she knows you 19
she knows him 17
she knows something 38
she knows nothing 24
about us 203
she knew 114
she killed herself 108
she knew that 17
she knew it 21
she killed him 64
she kissed me 86
she kept saying 25
she knew him 16
about us 203
she knew 114
she killed herself 108
she knew that 17
she knew it 21
she killed him 64
she kissed me 86
she kept saying 25
she knew him 16