She knows everything tradutor Turco
304 parallel translation
She knows everything.
O her şeyi bilir.
She knows everything.
O her şeyi biliyor.
She says she knows everything. You needn't say a word.
Her şeyi bildiğini, tek kelime bile etmene gerek olmadığını söyledi.
She knows everything.
Her şeyi biliyor.
Mrs. Whitcomb lives across the street from the Stampers and she knows everything that goes on in their house.
Bayan Whitcomb, Stamper'ların sokağının köşesinde oturuyor ve o evde yaşanan her şeyden haberi var.
She knows everything about you and me.
İkimizin hakkında her şeyi biliyor.
- She knows everything.
- Herşeyi biliyor.
Since she knows everything now and wants to share this love with you, you're bound to do that.
Madem ki şimdi o senin kendisine aşık olduğunu biliyor ve de bu sevgiyi seninle paylaşmak istiyor o halde bu aşkını onunla bölüşmeye mecbursun.
She knows everything, and she puts it to good use.
Her şeyi bilir, ve bunları iyi kullanır.
She knows everything that's going on.
Bu kız her bir boku biliyor.
- Mrs Mado, she knows everything...
- Bayan Mado, o her şeyi bilir....
She knows everything about everyone.
Herkes hakkında her şeyi bilir.
How else do you think she knows everything?
Öyle olmasa, her şeyi nasıl bilebilir sence?
I don't know what Augustus knows, but she knows everything.
Augustus'un ne bildiğini bilmiyorum, ama Livia'nın her şeyden haberi var.
I mean, she knows everything.
Zaten her şeyi biliyor.
The wife is sort of a witch. She knows everything.
Piémontai ailesinden, kadın Baptistine, tüm bitkileri biliyor.
Masha, she knows everything.
Masha, hepsini biliyor.
Reckons she knows everything.
Her şeyi bildiğini sanıyor.
She knows everything about cars.
O, arabalar hakkında her şeyi bilir.
She remembers me, she knows everything.
Beni hatırlıyor, Herşeyi biliyor.
She knows everything about painting.
Resim konusunda herşeyi bilir.
She knows everything I'm ever gonna do before I know it myself.
Yapacağım her şeyi o benden önce biliyor.
She knows everything about Jesus.
İsa hakkında her şeyi biliyor.
She's shy, but she knows everything about you.
Utangaçtır, ama hakkınızda her şeyi biliyor.
Well she knows everything.
Yani her şeyi biliyor.
She knows everything.
O herşeyi bilir.
She knows everything
Sally Struthers!
She thinks she knows everything about everyone.
Herkes hakkında her şeyi bildiğini zannediyor.
She thinks she knows everything.
Herşeyi bildiğinizi sanıyorsunuz.
I taught her everything she knows.
Ona bildiği herşeyi ben öğrettim.
Everything she knows, she learned from me.
Bildiği herşeyi benden öğrendi.
Well, what won't she expect? She knows everything.
Peki ama, o neyi beklemez ki?
If that person does not tell us everything he knows, we shall assume that her death was political. That she was killed by a member of the Polish underground and that you are all accomplices.
O şahıs neler bildiğini bize anlatmazsa, kadının ölümünün siyasi olduğunu, ve bir Polonya direnişi üyesince öldürüldüğünü, suç ortağı olduğunuzu varsayacağız.
She knows everything Sally knows.
Sally'nin bildiği her şeyi bilir.
She just knows everything about underwear.
İç çamaşırı hakkında çok şey biliyor.
My wife has already told the police everything she knows several times.
Karım zaten bildiği her şeyi polislere birkaç kere anlatmıştı.
She hears everything, sees everything, knows everything.
O her şeyi duyar, görür, bilir.
My wife has tried everything she knows to get this thing to grow.
Karım bu şeyi yetiştirmek için bildiği her şeyi denedi.
She... Pamela knows everything.
Pamela her şeyi biliyor.
She knows a lot, but she doesn't know everything.
Çok şey bildiği doğru, ama her şeyi değil.
She knows where everything is.
Her şeyin nerede olduğunu biliyor.
SHE KNOWS I'M CLAIMING DAVID, BUT SHE JUST BATS THEM EYES AT EVERYTHING IN PANTS.
David ile ilgilendiğimi biliyor, ama gözleri deli gibi pantolunun her yerinde. Biliyorum.
I mean, Jules plies her with alcoholic beverages, instinctively... tells her everything he knows she wants to hear, flatters her, charms her... and then sticks his tongue down her throat before she has a chance to say "Ah."
Yani, Jules onu alkollü içkilerle işletiyor, içgüdüsel olarak duymak istediğini bildiği her şeyi ona söylüyor iltifat ediyor, cezbediyor ve o "A" demeye fırsat bulamadan dilini boğazından aşağı sokuyor.
everything I'm trying to understand about love in my work, she knows.
Aşk hakkında her şeyi... anlamaya çalışıyorum.
I know everything your wife knows and she knows you.
karının bildiği herşeyi biliyorum ve o seni biliyor.
- She knows everything.
Ama bu planın bir parçası değil.
On this eve, before she's torn from everything she knows- - kidnapped... hurled into deep space against her will- - what thoughts fill the mind of the daring space captive?
Bildiği her şeyden kopartılıyor- - Kaçırılıyor... Rızası dışında derin uzaya fırlatılıyor- -
I taught her everything she knows.
Bildiği her şeyi ben öğrettim ona. Sıradaki!
And she knows what? Everything?
Her şeyi biliyor mu?
I think we know everything she knows.
Onun bildiği her şeyi öğrendik.
Detective, Miss Crock has told you everything she knows.
Detektif bey, Bayan Crock size bildiği her şeyi anlattı.
she knows it 34
she knows what she wants 19
she knows 359
she knows me 38
she knows about us 17
she knows what she's doing 46
she knows that 44
she knows you 19
she knows him 17
she knows something 38
she knows what she wants 19
she knows 359
she knows me 38
she knows about us 17
she knows what she's doing 46
she knows that 44
she knows you 19
she knows him 17
she knows something 38
she knows nothing 24
everything is fine 327
everything 4202
everything will be fine 299
everything is awesome 16
everything's gonna be okay 291
everything will be alright 53
everything is good 35
everything is possible 23
everything okay 1482
everything is fine 327
everything 4202
everything will be fine 299
everything is awesome 16
everything's gonna be okay 291
everything will be alright 53
everything is good 35
everything is possible 23
everything okay 1482
everything is perfect 26
everything is wrong 17
everything is ok 38
everything is great 31
everything is okay 87
everything is alright 24
everything is gonna be okay 39
everything ok 306
everything good 79
everything's fine 1373
everything is wrong 17
everything is ok 38
everything is great 31
everything is okay 87
everything is alright 24
everything is gonna be okay 39
everything ok 306
everything good 79
everything's fine 1373