English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / Short and sweet

Short and sweet tradutor Turco

136 parallel translation
My politics are short and sweet... like the old woman's dance.
Benim siyasetim yaşlı bir bayanın dansı gibi kısa ve özdür.
Let's make it short and sweet for him.
Hemen bitirelim işini.
- Well, sir, that was short and sweet.
- Kısa ve güzeldi efendim.
"This will be short and sweet... "... as we're shoving off in about two minutes. "
"Kısa keseceğim çünkü iki dakika... sonra demir alıyoruz."
So I'll make it short and sweet.
Kısa ve nazik bir şekilde anlatayım.
That was short and sweet.
Kısa ve özdü.
Short and sweet, in my opinion, is the best.
Bence az ve öz olması en güzelidir.
So I'm gonna give it to you short and sweet.
Size kısa ve öz bir açıklama yapabilirim.
But it will be short and sweet, - l'm leaving for London at 8 : 00. - What?
Az ve öz olsun ama,... saat 8'de Londra'ya gidiyorum.
- Make it short and sweet, huh?
- Kısa kes, olur mu?
I'll make this short and sweet.
Bunu kısa ve öz tutacağım.
It's short and sweet :
Posta pulu kadar yer tutar.
- Yeah, short and sweet.
- Evet, kısa ve şirin.
You tried to make it short and sweet?
Bunu kısa ve öz şekilde mi yapmaya çalıştın?
What I have to say will be short and sweet.
Söyleyeceğim, kısa ve öz olacak.
Let's keep it short and sweet.
Bu işi hızla ve tatlılıkla halledelim.
Uh, Bud, I'm going to make this short and sweet.
Bud, kısa ve açık konuşacağım.
I'll make it short and sweet.
- Doğrudan konuya gireceğim.
Short and sweet.
Bu kadar. Kısa ve öz.
I protested at that time I was not allowed legal representation during that very short and sweet hearing.
Bu benim yüzüm, ama buraya eklenmiş. Gerisi ben değilim. Ben fotoğrafçılıktan anlarım.
So I will make this short and sweet.
Bu yüzden konuşmayı kısa ve öz yapacağım.
Okay, short and sweet.
Tamam, kısa ve öz tutayım.
Let's make this short and sweet.
Bu işi kısa ve tatlıca yapalım.
So it goes short and sweet They were wed down the street
İşte böyle kısa ve tatlı Evlendiler
Let's make this short and sweet so we can all go home for Christmas.
Konuyu kısa keselim de, hepimiz Noel için evlerimize gidebilelim.
I'll keep it short and sweet.
Kısa ve öz konuşacağım.
- Exactly how we like it, short and sweet.
Bizimde sevdiğimiz bu.
Let's make this short and sweet.
Hadi bunu kısa ve tatlı yapalım.
Just do some damage in this round and it will be short and sweet.
- Evet, yapacaksın. İlk Raund'da sadece biraz hasar ver, sonra herşey kolay ve eğlenceli olacak.
Don't worry, this'll be short and sweet.
Merak etmeyin kısa ve rahat geçecek.
A short and sweet war.
Kısa ve güzel bir savaş oldu.
- Short and sweet.
- Kısa ve nazikçe.
Short and sweet.
Kısa ve nazik.
Okay, but keep it short and sweet.
Tamam, ama kısa ve tadında bırakın.
Since you've been here many times, I'm gonna make it short and sweet.
Burayı zaten görmüşsünüzdür o yüzden kısa keseceğim.
Let's make this short and sweet.
Bunu kısa ve tatlı tutalım.
So I'll keep this short and sweet.
Az ve öz konuşacağım.
Short and sweet.
Kısa ve tatlı.
Oh. "Why?" Short and sweet.
Oh. "Neden?". Kısa ve tatlı.
Little Roxane, a sweet tyrone with short skirts and long hair.
Küçük Roxane, uzun saçlı, kısa etekli tatlı bir fırtına.
Short and sweet.
Kısa ve öz.
Now listen, sweet pants, Mr. Fillmore's trip is a short one and this whole thing has to be over and done with by the time he gets back.
Bak şekerim, Bay Fillmore'un seyahati kısa sürecek o dönene kadar her şeyi halletmemiz gerekiyor.
I don't really know why there are bluetits in the world, but their existence is a joy, and it's a sweet consolation to hear, their tweets from a short distance over the wall.
Dünyanın neden bozulduğunu gerçekten bilmiyorum, ama onların varlığı bir sevinç, ve bunu duymak tatlı bir tebessüm, duvarın üzerinden kısa bir mesafeden olsada.
Short and very sweet.
Kısa ve çok tatlı.
Sweet... and short.
Hoş... ve kısa.
So keep them short and, hopefully, sweet.
Soruları güzel ve kısa yanıtlayın.
- Short and sweet.
- Kısa ve öz.
A short, thick, and oval sweet cucumber, eggplant, or melon?
Sakın kıpırdama! Yoksa tüm kemiklerini kırarım!
A short, thick, and oval sweet cucumber, eggplant, or melon?
Buraya bak, Soonchun. Anlaşılan şenlik gece boyu sürecek.
I wouldn't exactly use his name and "sweet" in the same... short story.
Aynı kısa hikaye içinde "tatlı" kelimesini ve onun adını kullanmazdım.
She told me to be short, to be sweet and be circumscribed.
Bana kısa, hoş ve ölçülü olmamı söyledi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]