English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / Shut her down

Shut her down tradutor Turco

497 parallel translation
We'll shut her down in five minutes.
Beş dakikaya kadar kapatırım.
- We'll never be able to shut her down now.
- Onu hiç kapatamayabiliriz.
Shut her down.
Aleti kapatın.
Shut her down!
Motoru kapatıyorum!
CAL : Okay, Shana, shut her down.
Tamam, kapatabilirsin.
WE HAD TO SHUT HER DOWN.
Bu yolu kapatmak zorundayız.
They want to shut her down.
- Her neyse, tek taraflı olarak onun mekânını kapatmak istiyorlar.
Shut her down, man.
Makinaları kapat.
We may have to shut her down.
Moya'yı kapatmak zorunda kalabiliriz.
Everything's shut down.
Her yer kapalı.
The only way I can shut her up is to sit down and write.
Onu susturabilmemin tek yolu oturup yazmaya başlamak.
The place is shut down for a week and she's completely on her own.
Müessese bir haftalığına kapalı ve kız tamamen yalnız başına.
They're gonna shut your brain down any minute now.
Beynini her an kapatabilirler.
Well I guess I shut down her hot little motor.
Herhalde hararetli motorcuğunu stop ettirdim.
I'm gonna shut down everything but the emergency power systems.
Emniyet güç kaynakları dışında her şeyi kapatacağım.
The 24-hour curfew had shut everything down.
Bildin. 24 saat sokağa çıkma yasağı her şeyi durdurdu.
It's all shut down.
Her şey kapanmış.
So they had to transfer their stored information and shut down until it passed.
Bu nedenle kaydettikleri tüm veriyi transfer etmeleri... ve her şey düzelene kadar bilgisayarı kapatmaları gerekiyordu.
Mr. La Forge, have we shut down non-essential energy?
Bay La Forge, zorunlu olmayan her şeyi kapattık mı?
One blast of everything for a microsecond to beat the inertia and then we shut down, except for life-support and two thrusters.
Eylemsizliği yenmek için bir mikrosaniyelik patlama... sonra da yaşam destek ve iki rota iticisinden başka her şeyi kapatıyoruz.
I have a wealth of information about her dear beloved Neil that I would love to share with her Sit down and shut up.
Hakkında pek çok şey bildiğim sevgili Neilciğimi biraz anlatmak isterim.
We'll shut them down a few at a time.
Her seferinde birkaç tanesini kapatacağız.
I plan to shut down my cognitive functions for a brief period each day.
Bilişsel fonksiyonlarımı her gün kısa periyotlar halinde kapatmayı planlıyorum.
It's so strange. It's almost as if her brain has shut down.
Sanki, beyni neredeyse kendini kapatmış durumda.
Now, I designed her to shut down in the event that the truth was discovered.
Geçeğin ortaya çıkması durumunda kapanması için tasarladım.
Either we shut'em down at the same instant or we don't collect hazard pay.
Her zaman havaya uçarak ölmek istemiştim. Riske girmemek için ikisini de aynı anda susturmalıyız.
We should let her shut it down.
Kapatmasına izin vermeliyiz.
Shut her down.
Onu hemen durdurmanızı istiyorum.
Shut up. Or I will throw you down. Don't kill her, if you want to kill, kill me.
Olur, istersen şu pencereden aşağı bırakayım.
But it does shut down every known power source, all electrical devices, cars, aeroplanes, toasters, computers, everything...
Fakat tüm güç kaynaklarını, elektrikli araçları, arabaları, uçakları, bilgisayarları, her şeyi kapatıyor... pilleri bile.
The second they get here, shut everything down.
Buraya geldikleri anda her şeyi kapatın.
Shut everything down!
Her şeyi kapatın!
Whatever this sensor was supposed to do it did it and then shut down.
Bu algılayıcı her ne yapması gerekiyor ise yaptı ve kapandı.
The Captain is prepared to shut down the system one minute from now, if you don't agree to her terms.
Şartları kabul etmezsen, Kaptan sistemi bir dakika sonra kapatmaya hazır olacak.
We're shut down. Everything is shut down.
Her yerin elektriği kesildi.
We should shut down and retool.
Her şeyi kapatıp yeniden düzenleyelim.
Shut down everything but the ship's essential functions.
Gerekli fonksiyonlar hariç, her şeyi kapat.
Decks 1 1 through 15 are completely shut down.
Güverte 11'den 15'e kadar bütün her yer kapatıldı.
They've shut down all they can.
Kapatabildikleri her yeri kapatmışlar.
Basically, it's shut down her body... while it continues to grow.
Temel olarak, büyümeye devam ederken vücudunu kapatıyor.
She's overwrought. Someone wants to shut down her mud-wrestling club.
Birileri, can sıkıcı bir iddiayla onun çamur güreşi kulübünü kapatmaya çalışıyor.
And her kidneys have shut down.
Ve... böbrekleri durdu.
There was so much buying and selling in the Alliance that the entire planetary communications grid shut down.
Birliğin her yerinde o kadar çok alışveriş yapıldı ki, bütün gezegensel iletişim şebekesi çöktü.
- Just before midnight, local time, they'll shut down the mainframe in each zone for 30 seconds.
Ana makineye bağlı her bölüm 30 saniyeliğine kapanacak.
There was an explosion... and, um... everything shut down.
Bir patlama oldu. Ve... Ve her şey kapandı.
You see factories shut down every day.
O kadar karmaşık değil, her gün kapanan bir fabrika var.
Doctor said her brain just shut down.
Doktor beyninin kapandığını söyledi.
Her kidneys have shut down.
Böbrekleri çalışmıyor.
Throwin'her down the steps to shut her up.
Ona tecavüz ettin. Susturmak için onu merdivenlerden ittin...
- We could just let her shut down.
Öylece onun kapatmasına izin verebilrdik.
And now we're shut down, and I am fucked!
Şimdi her şey bitti. Mahvoldum!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]