Down here tradutor Turco
26,794 parallel translation
and if she doesn't trust me, she can come down here and clip this thing herself.
Bana güvenmiyorsa buraya gelip kendisi klipsleyebilir.
Get down here.
Buraya gel.
You think I would've come down here if I knew they were there?
Burada olduklarını bilseydim buraya gelir miydim dersiniz?
Now we're stuck down here with none of our gear.
Malzemelerimiz olmadan burada sıkıştık.
We need to remember the reason we're down here. 1.5 million lives.
Buraya geliş nedenimizi unutmayın. 1,5 milyon kişinin hayatı.
I got some properties down here.
Orada birkaç mülküm vardı.
Well, I, I went down here.
- Evet, buraya indim.
That's funny, because I came down here to talk to you about your brother. By all means.
Çok tuhaf, çünkü buraya abin, hakkında konuşmak için geldim.
Ah! How'd the Goblins track us down here?
Nasıl oldu da Goblinler bizi buraya kadar takip edebildi?
There's something going on down here.
İçeride bir şeyler oluyor demek ki.
I did. But I didn't come down here to play Pin the Blame on the Harvey.
Ama buraya suçu Harvey'e yık oyunu için gelmedim.
I came down here to figure out what the hell we're gonna do.
- Buraya ne yapacağımızı bulmaya geldim.
You call me down here for an emergency, and then you take the time to order Chinese food?
- Yok artık, beni buraya acil bir durum için çağırıyorsun ama kendine yemek söyleyecek vakti mi ayırıyorsun?
- Are you saying you didn't come down here to tell me Harvey can go to hell?
Buraya,'Harvey cehennemi boylayabilir'demeye gelmediğini mi söylüyorsun?
- I'm saying I came down here to tell you, if Harvey wants to go... we should let him.
Buraya,'Eğer Harvey gitmek istiyorsa, gitmesine izin vermelisin'demeye geldiğimi söylüyorum. - Louis.
You don't like what I'm stealing, you come down here and get it yourself.
Çaldıklarımı beğenmiyorsan buraya gelip kendin alırsın.
We have a highly combustible Meth lab down here.
Aşağıda her an tutuşmaya hazır bir metamfetamin laboratuvarı var.
If I hold you down here, you might not ever come back
Tutarsam seni burada Hiç geri dönmezsin diye
We'll need at least two full NICU teams - down here for the transport.
- Buraya nakledilmeleri için iki NICU ekibi hazırlamalıyız.
Just tell them we're trapped down here.
Burada sıkıştığımızı söyle.
The doctor hasn't been brave enough to come down here for quite some time.
Doktor uzun süredir buraya inecek kadar cesur davranmamıştı.
Henry, what were you doing down here?
Henry, burada ne yapıyordun?
Um, my wife and I were down here drinking, and, uh, I got tired, so I decided to go upstairs.
Eşim ve ben burada içiyorduk ve ben yoruldum ve yatmaya karar verdim.
Your employees know about this? You think I'd be toting fat down here by myself in the dark if I was okay letting someone else know?
Birinin bilmesine izin verseydim karanlıkta, kendim bunları topluyor olur muydum?
Uh, you come all the way down here just to lie to me?
Bunca yolu, bana yalan söylemek için mi geldin?
Funny, that it would go down here.
Burada bitecek olması komik.
What are you doing down here?
Burada ne işin var? Güzel.
You down here or what?
Burada mısın?
Well, when she comes back down here, can you let her know that Dan ran out to grab more milk? I'll be back in, like, ten minutes.
Tamam, buraya gelirse ona Dan'in dışarıya süt almaya gittiğini on dakikada burada olacağını söyler misiniz?
You don't have a lot of undamaged skin left down here.
Burada pek zarar görmemiş yer kalmamış.
Toby, get down here! We're leaving!
- Toby, buraya gel gidiyoruz!
- down here it kind of sucks.
- Aşağısı ise biraz boktan.
He's going to be looking from down here.
O aşağıdan bakıyor olacak.
Let's sit down right here.
Hemen burada oturalım.
Here, lay down.
İşte, uzan.
We need to call down and get some ice packs up here.
Sakin olmamız gerek. Buz paketlerinden getirin.
Maybe they climbed down from up here.
Belki buraya kadar tırmandı.
We shouldn't be down here!
Burada olmamalıyız.
If we drill down into the numbers, you've got a solid popularity arc here.
Numaralara indirecek olursak burada sağlam bir popülerlik artışın var.
But here comes the youngster, Shrimp Burns, down the stretch!
Ama düzlükte genç adam Shrimp Burns geliyor!
Warren's married to the Chief, so he's scrubbed in down there on a surgery while we're stuck watching up here.
Warren şefle evli ve aşağıda ameliyathanede. Biz oturup izlemek zorundayız.
Really? Warren's married to the chief, so he's scrubbed in down there on a surgery while we're stuck watching up here.
Warren şefle evli ve aşağıda ameliyathanede.
Now, here's how it's gonna go down.
Şimdi, durum şöyle olacak.
I'm gonna hold down the fort here.
Evimi burada kuracağım.
Looks like they struggled across the street and made their way over here, where the victim went down.
Sokağın karşısında bir boğuşma olmuş ve kurban buraya kadar gelmiş gibi.
It's no wonder Jane comes down here all the time.
Jane'nin neden sürekli buraya geldiği anlaşıldı.
Hey, I'm just trying to hold down the fort here, okay, pal? We're under siege.
Sadece kaleyi korumaya çalışıyorum, tamam mı dostum?
Drew wanted to be here, too, but he's with the family down in New Zealand.
Drew de burada olmak istiyordu ama yeni zellanda'da ailesiyle birlikte.
The next month, President Kennedy is here, traveling down Elm Street, past the Book Depository and, unfortunately, there's an assassination attempt on his life and this one is successful.
Sonraki ay, Başkan Kennedy buradaydı, Elm Sokağından aşağıya doğru gidiyordu, kitap deposunu geçti ve bir suikast girişimi oldu. Maalesef, bu seferki başarılıydı.
I gotta get Bucky outta here before they bring the whole place down.
Onlar burayı başımıza yıkmadan önce Bucky'yi buradan dışarı çıkarmalıyım.
The owner here wanted to close this place down, too, but she's giving me a shot to turn it around.
Buranın sahibi de burayı kapatmak istedi... -... fakat işleri iyileştirmem için bir şans daha veriyor.
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here we 20
here's my 20
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here we 20
here's my 20