Somewhere along the way tradutor Turco
189 parallel translation
Somewhere along the way, I got fed up, and in order not to be deceived, I started deceiving others.
Öyle bir an geldi ki, canıma tak etti ve artık aldatılmamak için ben başkalarını aldatmaya başladım.
Somewhere along the way I must've failed.
Bir yerlerde hata yapmış olmalıyım.
We all meet death somewhere along the way.
Eninde sonunda bir yerlerde ölümle tanışacağız.
It's either at the library or somewhere along the way.
Ya kütüphanededir ya da yolun üstünde.
Somewhere along the way, you just faded right out of the big picture of life.
Yolda bir yerlerde, hayatın büyük resmini canlandırıyordun.
If I let you go you will tell somebody, somewhere along the way and you know what we look like.
Gitmenize izin verirsem yol boyunca bir yerde birilerine neye benzediğimizi söyleyeceksiniz.
You know, of course, you'll have to deliver the baby somewhere along the way.
Ayrıca bildiğin gibi, yolunuz üzerinde bir yerde çocuğu doğurması gerek.
You can't reach that far without stumbling somewhere along the way.
Yolunuz üzerinde tökezlemeden çok uzağa gidemezsiniz.
Somewhere along the way, I seem to have lost my husband.
Bulunduğum yere gelirken, sanırım bir yerlerde kocamı kaybettim.
I misplaced Jimmy Ryan somewhere along the way.
Jimmy Ryan'ı yolda biryerlerde kaybettim.
Somewhere along the way, my name just happened to come up.
Bir yerlerde benim de ismim anıldı herhalde.
Somewhere along the way they lost the meaning.
Görevlerinin anlamını kaybederler.
Now, there are many other factors that press in the same direction. If people try to enter the system who don't have that point of view, they're likely to be excluded somewhere along the way.
Bizim yalanladığımız şey imha programı ve imhanın kendisi özellikle de gaz odaları ve gaz vagonları.
And I guess somewhere along the way, we all sort of lost our minds.
Galiba bu işe kendimizi kaptırınca da hepimiz aklımızı kaybettik.
All kids start out cute, then somewhere along the way, they get into that know-it-all stage.
Tüm çocuklar aynıdır. önce şirin olurlar. Sonra bir yerde uyuz, ukala bir hale dönüşürler.
Even a button will deflect a.22, so it could get screwed up somewhere along the way and miss the target.
Ama bir düğme dahi 22'liğin yönünü değiştirebilir. Dolayısıyla hedefini şaşırabilir.
"And somewhere along the way, he learned the true meaning of Christmas."
Bu arada bir yerlerde Noel'in gerçek anlamını öğrenmiş.
Somewhere along the way, it all got personal.
Ama arada bir yerde olay kişisel bir duruma dönüşmüştü.
Then somewhere along the way I lost sight of that.
Fakat bir ara adalet fikrini kaybettim.
Somewhere along the way, I screwed up.
Bir yerlerde, işleri batırdım.
Though he most likely had it surgically removed somewhere along the way.
Şu ana kadar büyük olasılıkla ameliyatla aldırmıştır.
Just somewhere along the way I developed a problem with watching you die.
Ama seni ölürken izlemek bana bir sorun getirir.
Somewhere along the way, Brian seemed to get lost in the lie.
Oradalarda biryerlerde, Brian yalanların arasında kaybolmuş gibi görünüyordu.
Then somewhere along the way we're drawn to conform.
Programlanmış tepkilere şartlanmışız.
Waiting there somewhere along the way
Orada bekleyerek yol üzerinde bir yerde
- You know, like I've been able to recapture a feeling that I lost somewhere along the way.
- Ben de öyle. - Bilirsin, sanki bir yerde kaybettiğim o duyguyu tekrar yakalamış gibiyim.
Or somewhere along the way did you just lose your nerve?
Veya oralarda bir yerlerde cesaretini mi kaybettin?
Somewhere along the way my priorities, decayed.
Gittiğim yol boyunca önceliklerim, bozuldu.
And as for my part, I've realized that somewhere along the way we crossed a line... where... pulling down your pants in public is really no longer that funny.
Bana gelince, fark ettim ki toplum içinde pantolonunu indirmekle çizgiyi biraz aştım ve bu artık komik olmaktan çıktı.
I guess somewhere along the way I must have switched units.
Fakat sanırım bu yol boyunca taraf değiştirmiş olmalıyım.
But somewhere along the way, that vision was lost.
Ama biryerlerde uzakta, Bu görüş kayıptı.
It's like the movie's disappeared, just gotten lost. somewhere along the way, I don't know.
Sanki film yok oldu gitti. Yolda ilerlerken. kayboldu. Bilmiyorum.
I came to Washington to help my dog Bruiser... and somewhere along the way... I learned a really unexpected lesson.
Washington'a köpeğim Bruiser'a yardıma geldim, ve bu vesile ile hiç aklımdan geçmeyen bir şey öğrenmiş oldum.
Somewhere along the way, I think it was the nassau county cops, they showed me this magazine, and they said,
Bir ara, sanırım Nassau emniyetinden gelen polislerdi. Bana o dergiyi gösterdiler, "Bakın, işte bu dergi" dediler ve bana dergiyi gösterdiler.
Or maybe I did, and I just lost it somewhere along the way.
Ya da belki biliyordum ama yarı yolda onları unuttum.
Somewhere along the way they lost their ability to think correctly.
Bir şekilde, doğru düşünme yetilerini kaybettikleri düşünülür.
But somewhere along the way, I forgot how to be your son.
Ama nasıl senin oğlun olduğumu hatırlamıyorum.
But somewhere along the way he became lost to us.
Ama zaman içersinde onu tanıyamaz olduk.
Somewhere along the way, he, uh, he hit me with his gun.
Yolun bir yerinde tabancasıyla bana vurdu.
We can stop somewhere along the way and do some rehab.
Yolda bir yerde de durur, biraz yürüyüş yaparız.
Somewhere along the way we've strayed off the path.
Bir yerlerde yanlış yaptık ve yolumuzu kaybettik.
Here's another of our interesting heart-warming behaviours we came up with somewhere along the way!
İşte burada başka bir yürek ısıtan ilginç bir tavır daha var..... Yol boyunca bir yerlerde!
And yet, somewhere along the way we lost those glorious truths.
Ancak yine de, Bu yolda ilerlerken bir yerlerde Bu görkemli gerçekleri kaybettik.
Somewhere along the way, he found them, and was able to get the name and address of every child he fathered.
Bir şekilde onları buldu ve babası olduğu her çocuğun isim ve adresini ele geçirdi.
Somewhere along the line, doesn't someone get intelligent... and realize that your children have to grow up their own way?
Aklı başına gelip de çocukları kendi haline bırakan yok mu yani?
I'm not too schooled in these things, but I know somewhere along the line, your little hand's gonna find its way into my pocket.
Bu konularda deneyimli değilim. ... ama bir ara minik ellerinin cüzdanıma uzanacağını biliyorum.
But that means somewhere along the way... we're gonna need another seven gallons of gas.
Hey, Joe.
I don't know who started it first, Delenn but somewhere along the line... they both decided that their way was the right way, the only way.
Kimin başlattığını bilmiyorum ama bir yerlerde ikisi de kendi inançlarının doğru ve tek yol olduğuna karar verdiler.
But somewhere along the line, you lost your way.
Ama bir yerlerde, yolunuzu kaybetmişsiniz.
... you can roughly locate any community somewhere along a scale running all the way from democracy to despotism.
... her toplumu demokrasiden despotizme kadar uzanan bir ölçekte kabaca yerleştirebilirsiniz.
See, somewhere along the line, I veered off into the abyss... but I've managed to claw my way back.
Bak, yolda bir yerde, uçuruma sürüklendim ama tırnaklarımla geri çıkmasını da bildim.
somewhere along the line 34
along the way 24
the way i see it 340
the way you talk 19
the way of the future 27
the way i look at it 29
the way i figure it 33
the way things are going 26
the way things are 19
the way 34
along the way 24
the way i see it 340
the way you talk 19
the way of the future 27
the way i look at it 29
the way i figure it 33
the way things are going 26
the way things are 19
the way 34