Somewhere here tradutor Turco
3,909 parallel translation
The directions for reloading are somewhere here.
Yeniden yüklemek için yönergeleri burada bir yerdedir.
- Somewhere here? - Yeah.
- Burası iyi mi?
Or the kid stashed it somewhere here at school.
Ya da okulda bir yere sakladı.
Do you think there's somewhere here that I could lie down just for a bit, hmm?
Acaba bir süreliğine buralarda bir yerde uzanabilir miyim?
He had a backup piece somewhere here.
Buralarda sakladığı bir emanet olacaktı.
I know I put it somewhere here but I cannot find it now.
Buralarda bir yere koyduğumu biliyorum ama bulamıyorum. - Ödeme istasyonu.
Your cross was loaded on a sub Somewhere here in this area.
Haç şuralarda bir yerde bir denizaltıya yüklenmiş.
Ohio is doing its best to keep a cool head, but down here somewhere in the middle, things are getting much, much hotter.
Ohio başını serin tutmak için elinden geleni yapıyor, ama şurada aşağılarda işler gittikçe gittikçe ısınıyor.
He's here... somewhere.
Buralarda bir yerdeler.
We're around here somewhere.
Buralarda bir yerdeyiz.
Well, he is around here somewhere.
Buralarda bir yerlerde olması gerek
So this, this woman, well she lives out here somewhere?
Pekala şu bahsettiğin kadın... Buralara yakın bir yerde mi yaşıyor?
Maybe buy us a little old ranch around here somewhere you know...
Belki buralara yakın biryerden eski küçük bir çiftlik alırız
Oh, she's here somewhere, fending off admirers.
Buralarda bir yerde, hayranlarından kaçıyordur.
It's here somewhere.
Buralardaydı.
There's gotta be a patrol around here somewhere.
Buralarda biryerde petrol olmalı.
I got it here somewhere.
Buralarda olacaktı.
I do get the feeling my folks and I used to eat around here somewhere.
Arkadaşlarımı ve buralarda bir yerde yemek yediğimizi hatırlıyorum.
Yeah.'Round here somewhere.
Evet, buralarda bir yerdedir.
It's our house, somewhere far away from here, where everything is green and the sun is almost set.
Bizim evimiz. Buralardan çok uzakta. Her yer yemyeşil ve güneş batmak üzere.
Oh... she's here somewhere. Hmm.
- Buralarda bir yerdedir.
It's around here somewhere.
Buralarda bir yerlerde vardır.
I can feel we're getting somewhere over here.
Bir yerlere varmaya başladığımızı hissedebiliyorum.
And... if we were to take here somewhere else for treatment?
Peki... Onu tedavi ettirebileceğimiz uzman birilerine götürürsek?
Most definitely not, my good sir, but, uh, Krull, the tour manager should be around here somewhere.
Büyük olasılıkla hayır bayım ama tur menajeri Krull buralarda bir yerde olmalı.
She's gotta be around here somewhere.
Buralarda bir yerlerde olmalı.
- Yeah? The Feds are here somewhere.
Polisler burada bir yerde.
It's somewhere within 100 yards of here.
Hazine 100 metre içinde bir yerlerde.
Me, neither, but, look- - it's gotta be here somewhere.
Bende de bir şey yok. Buralarda olmalı.
With all this falling ash, they must be around here somewhere.
Yağan küllere bakarsak burada bir yerlerde olmalılar.
The killer is standing somewhere out here, only...
Katil orda bir yerde, ancak...
Somewhere in here there's a hand grenade...
- Buralarda bir yerde bir el bombası var. - Yüce Tanrım.
Are you here to baby-sit me? Don't you have somewhere else to be?
Olman gereken başka bir yer yok mu?
We'll find him around here somewhere.
Buralarda bir yerlerde onu buluruz.
I know those receipts are around here somewhere.
Makbuzu buralarda bir yerlerde biliyorum.
Anyway, I know that I've got some fabric in here somewhere. Oh.
Her neyse, buralarda bir bez olduğuna eminim.
I just started running and I just needed to be somewhere, I needed to come here where... where me and Rick used to...
Sadece koşmaya başladım ve bir yere gitmeye ihtiyacım vardı buraya gelmem gerekiyordu, Rick ile olduğumuz yere...
Snakeweed's lair should be around here somewhere.
Snakeweed'in sığınağı burada bir yerlerde olmalıydı.
He's somewhere in here.
Burada bir yerde.
Uh... I-I have a receipt here somewhere.
Şurada bir yerde makbuzu olacaktı.
I'm sure she's around here somewhere.
Buralarda bir yerlerdedir herhade.
Actually, they were all shot by a single shooter standing or crouching somewhere around here.
Aslında bunların hepsi tek bir adam tarafından vurulmuş. Buralarda bir yerde, ayakta ya da çömelerek duruyormuş.
Yeah, but there's no blood on the deck so he was probably killed somewhere else and dumped here.
- Ama yerde kan yok. Muhtemelen başka yerde öldürülüp buraya atıldı.
I seem to remember the frames being Back here somewhere.
Çerçeveyi buralarda bir yerlerde görmüştüm sanki.
She's got to be round here somewhere.
O buralarda bir yerde olmalı.
Similar marks running the length of the corridor, meaning she was dragged here from somewhere else.
Benzer izler koridor boyunca devam ediyor. Başka bir yerden buraya sürüklenmiş olduğunu gösteriyor.
- He's around here, somewhere.
Buralarda bi'yerdedir.
Somewhere not here.
Buradan başka, bambaşka bir yere.
Come with me to somewhere that is not here!
Gel haydi benimle. Buradan başka, bambaşka bir yere.
Somewhere that is not here!
Buradan başka, bambaşka bir yere!
"Somewhere that is not here"?
"Buradan başka, bambaşka bir yere." demek?
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here's my 20
here we 20
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here's my 20
here we 20