Sorry to disturb tradutor Turco
786 parallel translation
Sorry to disturb you.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm.
Sorry to disturb you, Mr. Westhus.
Sizi rahatsız ettiğim için kusura bakmayın, Bay Westhus.
I'm sorry to disturb you, but I'm frightened.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim ancak korkuyorum.
I'm sorry to disturb you.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim.
Sorry to disturb you, Inspector, but we need your signature here.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm ama bir imzanız lazım.
Sorry to disturb you at home.
Evden aradığım için özür dilerim.
- I'm sorry to disturb you.
- Rahatsız ettim, bağışlayın.
Sorry to disturb you.
Böldüğüm için üzgünüm.
I'm, uh, sorry to disturb you at this hour, Monsieur Madeleine... but I have a duty - an urgent duty to perform.
Sizi bu saatte rahatsız ettiğim için özür dilerim Bay Madeleine ama çok önemli bir durum söz konusu.
And sorry to disturb.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm.
- Sorry to disturb you, sir, but...
- Ben Callendar. Ben, Poole ve Simmons'a, Philadelphia'ya trenler için mal yüklüyorum.
Sorry to disturb you like this.
Seni böyle rahatsız ettiğim için kusura bakma.
I'm sorry to disturb you at this hour, Herzoff, but we have to alter our plans.
Bu saatte rahatsız ettiğim için özür dilerim ama planımızı değiştirmeliyiz.
Thank you. I'm, uh, sorry to disturb you... but, uh, it's just a formality.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama sadece formalite icabı.
We're awfully sorry to disturb you.
Sizi rahatsız ettiğimiz için son derece üzgünüz.
I'm mighty sorry to disturb you, Mrs. Kingsmill.
Rahatsız ettiğim için çok özür dilerim Bayan Kingsmill.
I'm sorry to disturb the harmony of this occasion but our enemies are no respecters of flower shows.
Bu güzel havayı bozmak istemem ama düşmanın çiçek yarışmasına saygısı yok.
Sorry to disturb you.
Rahatsız ettiğim için kusura bakmayın.
I'm sorry to disturb you so early, Mr. Newland... but I had to see you.
Böyle erken saatte rahatsız ettiğim için üzgünüm Bay Newland ama sizi görmem gerekiyordu.
I'm sorry to disturb you, Doctor, but I'd like to see Mr. Talbot and everybody else in the house at once.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm Doktor, ancak Bay Talbot'u ve evdeki herkesi derhal görmeliyim.
I'm sorry to disturb you but I was unfortunately delayed from arriving in time to bid on certain articles, which I was rather anxious to obtain.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim fakat maalesef zamanında gelemedim. Açık arttırmadaki bazı parçalara pey sürecektim. Bu parçaları almayı çok istiyordum.
Sorry to disturb your privacy, ma'am.
Sizi rahatsız ettiğim için bağışlayın.
- Sorry to disturb you, Mr. Emmerich.
Rahatsız ettiğimiz için özür dileriz Bay Emmerich.
I'm sorry to disturb you, sir.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim efendim.
I'm sorry to disturb this so pleasant family meeting... but time presses.
Böyle mutlu bir aile toplantısını böldüğüm için özür dilerim ama işimiz var.
Sorry to disturb you so early, but the Senora has gone.
Bu saatte rahatsız ettiğim için üzgünüm ama hanımefendi gitmiş.
I'm sorry to disturb the game.
Oyunu engellediğim için özür dilerim.
Sorry to disturb you, ma'am. I've brought the pictures.
Rahatsız ettiğim için kusura bakmayın, resimleri getirdim.
Sorry to disturb you, but I have to talk to you.
Rahatsız ettiğim için lütfen bağışla. Başka çarem yoktu.
Sorry to disturb you so abruptly.
Majesteleri! Teklifsiz girişim için çok özür diliyorum.
- I'm sorry to disturb you.
- Affedersiniz, rahatsız ediyorum.
I'm sorry to disturb you, but the door was open.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama kapı açıktı.
Sorry to disturb you, Father.
Rahatsız ettiğimiz için özür dileriz, Peder.
Sorry to disturb you, King.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm, Kral.
Sorry to disturb you, but there's so much to do and so little time.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm ama yapacak çok şey ve az zaman var.
I'm so sorry to disturb you, sir, but there's been an accident to a friend of yours, Count Victor Mattoni.
Rahatsız ettiğim için çok üzgünüm, efendim, fakat arkadaşınız, Kont Victor Mattoni bir kaza geçirdi.
I'm sorry to disturb you, we shan't keep you long.
Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm, Sizi fazla tutmayacağız.
Sorry to disturb you, Professor, but she was one of your students and I'm talking to all the teachers.
Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm, Profesör, fakat o sizin bir öğrencinizdi. Ben bütün öğretmenlerle konuşuyorum.
Sorry to disturb you, Professor.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm, Profesör.
Sorry to disturb you, miss.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm, bayan.
- Sorry to disturb you in your chambers.
- Sizi odanızda rahatsız etmek istemezdik.
Sorry to disturb you, Father, but it's 7 : 30 and the Mission Society is waiting for you.
Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm, Peder, fakat saat 7 : 30 ve Misyon cemmati sizi bekliyor.
Sorry to disturb you but you'll have to pull over.
Rahatsız ettiğimiz için üzgünüz fakat kenara çekmeniz gerekecek.
Sorry to disturb you, sir, but captain's orders.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm efendim. - Ama Kaptanın emri.
Sorry to disturb you at this hour.
Kusura bakmayın, bu saatte rahatsız ediyoruz.
Again, sorry to disturb you.
Rahatsız ettiğimiz için tekrar özür dileriz.
- I'm sorry, sir, but... since Mr. Sebastian asked me not to disturb him...
Özür dilerim efendim ama bay Sebastian kendisini rahatsız etmememi istediği için...
I'm sorry to disturb you so early but I have this for you
Macbeth'ten bir alıntı.
I'm sorry, parson, I don't want to disturb the services...
Kusura bakmayın, peder. Ayininizi bozmak istemezdim.
Sorry, we're not to disturb him.
Çok üzgünüm. Kesinlikle rahatsız edilmek istemediğini söyledi.
Sorry to disturb you.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim.
sorry to disturb you 153
sorry to bother you 488
sorry to interrupt 698
sorry to hear that 198
sorry to bother 18
sorry to have bothered you 32
sorry to trouble you 44
sorry to waste your time 18
sorry to keep you waiting 279
sorry to interrupt you 16
sorry to bother you 488
sorry to interrupt 698
sorry to hear that 198
sorry to bother 18
sorry to have bothered you 32
sorry to trouble you 44
sorry to waste your time 18
sorry to keep you waiting 279
sorry to interrupt you 16