Sorry to trouble you tradutor Turco
276 parallel translation
Your Majesty, we're sorry to trouble you... but Her Majesty isn't in here, is she?
Majesteleri, rahatsız ettiğimiz için özür dileriz ama majesteleri burada değiller, değil mi?
Sorry to trouble you.
Sıkıntıya girdiğiniz için mahcubum.
Sorry to trouble you.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim.
I'm sorry to trouble you, but I thought I'd better return your wife's nightgown.
Başınızı ağrıttığım için üzgünüm. Karınıza geceliğini vermek doğru olur diye düşündüm.
I'm sorry to trouble you again.
Tekrar rahatsız ettiğim için özür dilerim.
Sorry to trouble you again, Mr Byrne, but you probably realize the case is far from being closed.
Sizi tekrar rahatsız ettiğim için üzgünüm, Bay Bryne ama bu davanın sonuçlanmaktan çok uzak olduğunu anlamışsınızdır.
I'm sorry to trouble you.
Rahatsız ediyorum.
I'm so sorry to trouble you, but an old friend of your Uncle Homer phoned, his dearest friend, in fact the Duke of Lippoli. He would like to meet you.
Özür dilerim ama Homer Amca'nın yakın arkadaşı Lippoli Dükü telefon etti ve sizinle görüşmek istedi.
I'm sorry to trouble you, but if the master should mention me to you, would you please say that we're engaged to be married?
Çok özür dilerim fakat eğer efendi benim hakkımda soracak olursa nişanlı olduğumuzu ve evleneceğimizi söyleyebilir misin ona?
I'm sorry to trouble you when you're only my son's wife.
Sen sadece oğlumun eşiyken sana yük olmaktan üzgünüm.
Sorry to trouble you.
Size de zahmet verdik.
Sorry to trouble you, pal... but I find myself temporarily out of funds.
Rahatsız ediyorum dostum ama bu sıralar kendimi biraz şanssız hissediyorum.
Sorry to trouble you.
Sıkıntı verdiğim için üzgünüm.
I'm sorry to trouble you. That's quite all right.
Yani hala ondan hiçbir iz yok mu?
Sorry to trouble you, but I brought these for my little girl.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim şunları kızıma getirdim.
Sorry to trouble you all today.
Affedin, bütün gün başınızı ağarttık.
I'm sorry to trouble you.
Sizi rahatsız ettiğim için kusura bakmayın.
Yeah? I'm sorry to trouble you, Mr. Dude, but the count just asked me to telephone the Spanish consul.
- Rahatsız ettiğim için özür dilerim, Bay Züppe ama Kont İspanya Konsolosu'na telefon etmemi istedi.
I'm sorry to trouble you.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim.
- Morning, Bond. Sorry to trouble you, but I need some information.
Bu saatte rahatsız etmek istemezdim.
Sorry to trouble you.
Size zahmet verdiği için özür dilerim.
Sorry to trouble you.
Sizlere de zahmet oldu.
Sorry to trouble you last night.
Geçen akşam için tekrar özür dilerim.
Sorry to trouble you.
Rahatsızlık vermeyeceksem, olur.
Sorry to trouble you.
- Teşekkürler.
It's really a good time, sorry to trouble you.
Çok mutluyum be! Kusuruma bakmayın artık.
I'm really sorry to trouble you.
- Bugün yaptıklarınız için size çok teşekkür ederim.
I'm sorry to trouble you, sir, but this lady has some information...
Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm ama bu bayanın konuşmak istediği...
Miss Yone... sorry to trouble you... but I need you to make sure this gets to the intendant.
Bayan Yone... Başınızı belaya sokuyorum, üzgünüm..... ama bu mektubun Valinin eline geçmesi gerekiyor.
I'm sorry to trouble you.
Kusura bakmayın.
I'm sorry to trouble you.
Sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim.
My dear Duke, I'm sorry to trouble you, but I need a helping hand.
- sevgili Duke, sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm ama yardıma ihtiyacım vardı.
Sorry to trouble you, Mrs. Hendrix.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim, Bayan Hendrix.
I'm awfully sorry to have put you to so much trouble, Mr Hickok.
Başınıza gerşekten bela açtığım için üzgünüm Bay Hickok.
And you can never be sorry for the trouble you took to learn them.
Ve bunları öğrendiğin için, hiçbir zaman pişman olmayacaksın.
Sorry you went to all that trouble. I've already called them.
Bu kadar zahmete girdiğin için üzgünüm, ama ben zaten hepsini aramıştım.
Sorry you've been put to the trouble of coming here.
Buraya gelme zahmetine girdiğiniz için üzgünüm.
I'm sorry to cause you all this trouble.
Başına bu belayı açtığım için özür dilerim.
I'm sorry I put you to all that trouble.
Başınıza gelenler için üzgünüm.
I am sorry to put you all this trouble.
- Size zahmet verdim, üzgünüm.
I'm sorry to have caused you all this trouble, but I do get nervous at night, and...
Bu kadar zahmet verdiğim için kusuruma bakmayın ama geceleri korkuyorum ve...
Brother John, I've come down from town... to tell you that I'm very sorry... for all the trouble I have given you... and that I fully intend... to lead a better life in the future.
Kardeşim John, kasabaya sana yaşattığım tüm sorunlar için üzgün olduğumu söylemeye geldim. Gelecekte daha iyi bir yaşam sürme konusunda niyetim gerçekten ciddi.
I am sorry to have caused you trouble, Uncle.
Başına iş açtığım için üzgünüm, amca.
Sorry to put you to so much trouble, ma'am, but it was for your own good.
Size rahatsızlık verdiğimiz için özür dileriz, Ancak bu sizin iyiliğiniz için.
I'm terribly sorry to cause you all this trouble.
Ben bu korkunç kargaşa için çok özür dilerim.
Sorry to fatigue you even more, but may I trouble you with a question?
Seni daha da yorduğum için bağışla, ama bir soru daha sorabilir miyim?
I'm sorry she was so much trouble to you.
Başınıza açtığı dertler için özür dilerim.
Why, I am so sorry to give you all this trouble, Mr. Enderby.
Sizi üzdüm, kusura bakmayın, Bay Enderby.
I'm sorry for putting you to all this trouble.
Sana sorun yarattığım için üzgünüm.
Roger, I'm sorry. I didn't mean to make all this trouble. Everything you do makes trouble.
Roger, Üzgünüm.Bela açmak istememiştim.Yaptığın herşey bela.
I'm sorry you're being put to all this trouble.
Bu kadar sorun çıktığı için özür dilerim.
sorry to bother you 488
sorry to interrupt 698
sorry to hear that 198
sorry to disturb you 153
sorry to bother 18
sorry to have bothered you 32
sorry to waste your time 18
sorry to keep you waiting 279
sorry to interrupt you 16
sorry to intrude 38
sorry to interrupt 698
sorry to hear that 198
sorry to disturb you 153
sorry to bother 18
sorry to have bothered you 32
sorry to waste your time 18
sorry to keep you waiting 279
sorry to interrupt you 16
sorry to intrude 38
sorry to disappoint you 99
sorry to call so late 16
sorry to wake you 60
sorry to have troubled you 22
sorry to disappoint 42
sorry to barge in 37
sorry to disturb 29
sorry to be late 20
sorry to say 31
sorry to hear it 27
sorry to call so late 16
sorry to wake you 60
sorry to have troubled you 22
sorry to disappoint 42
sorry to barge in 37
sorry to disturb 29
sorry to be late 20
sorry to say 31
sorry to hear it 27