English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ S ] / Sorry to intrude

Sorry to intrude tradutor Turco

181 parallel translation
I'm sorry to intrude, but I'm leaving for the Sahara in the morning and I just came to say good-bye
Böldüğüm için özür dilerim. Sabah Sahara'ya doğru yola çıkıyorum. Sadece hoşça kal demeye gelmiştim.
I'm sorry to intrude like this, general, but it's a matter of the utmost importance.
Bu şekilde izinsiz geldiğim için özür dilerim, General, fakat son derece önemli bir sorun var.
Sorry to intrude, Your Majesty.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim Majesteleri.
Sorry to intrude.
Rahatsız ettiğimiz için üzgünüz.
I'm sorry to intrude, but I must see you, Christine.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm, Christine.
I'm very sorry to intrude this way...
Kusura bakmayın, zorla girmiş gibi olduk...
I'm sorry to intrude on this tender scene.
Bu duygusal sahneyi bozduğum için beni affedin.
I'm sorry to intrude, Helen.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim, Helen.
- Sorry to intrude- -
- Davetsiz geldiğim için...
- I'm really sorry to intrude on you in this way. Not at all.
Sizi bu şekilde rahatsız ettiğim için üzgünüm.
I'm sorry to intrude, but we have to check whenever the presiding physician can't determine the cause of death.
Araya girdiğim için üzgünüm, ama baş pratisyenin ölüm nedenini belirleyemediği durumlarda bizim araştırmamız gerekiyor.
Sorry to intrude. I don't mind you two Wrestling around, but as everyone knows, Wrestling is all a fake.
Yerinde olsam emin olmazdım. Rahatsız ettiğim için özür dilerim. Biraz güreşmenizin sakıncası yok.
Sorry to intrude in this fashion.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm.
I'm so sorry to intrude.
Böldüğüm için üzgünüm.
We are sorry to intrude.
İzinsiz girdiğimiz için üzgünüm.
I'm sorry to intrude like this, but it is a very urgent matter.
Bu şekilde rahatsız ettiğim için çok üzgünüm ama çok acil bir konu vardı.
I'm sorry to intrude... but there are important developments.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama birkaç önemli gelişme yaşandı.
I'm awfully sorry to intrude but I was so struck with your beauty that I thought I could offer you a glass of champagne.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm ama güzelliğiniz beni öyle çarptı ki size bir kadeh şampanya teklif etmek istedim.
- I'm sorry to intrude like this but I understand you're a friend of David Robertson.
- Böyle geldiğim için özür dilerim ama sanırım David Robertson'un arkadaşısınız.
I'm sorry to intrude like this.
Bu şekilde araya girdiğim için özür dilerim.
I'm sorry to intrude.
Uygunsuz zamanda geldiğim için özür dilerim.
- I'm sorry to intrude. - Uncle Andrew.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm.
We're sorry to intrude.
Asıl biz davetsiz geldik, siz kusura bakmayın.
Sorry to intrude SirArnold, Sir Humphrey, if you could just OK the Minister's speech, I can get it straight to the House.
Böldüğüm için özür dilerim Sör Arnold, Sör Humphrey Bakanın konuşmasını onaylarsanız Meclis'e göndereceğim.
Well, I'm sorry to intrude, Mr. Thornton.
Sizi sıktığım için üzgünüm bay Thornton.
Sorry to intrude.
Çok özür dilerim.
I'm sorry to intrude. I came here.
Araya girdiğim için üzgünüm.
I'm sorry to intrude, but Mrs. Gordon's frustrated.
Habersiz geldiğim için özür dilerim ama Bayan Gordon berbat durumda.
Sorry to intrude, but I'm impelled to speak.
Böldüğüm için üzgünüm ama söylemem gerekenler var.
Sorry to intrude.
Affedersiniz.
I'm sorry to intrude.
Ben-ben rahatsız ettiğim için özür dilerim.
- I'm so sorry to intrude.
Davetsiz geldiğim özür dilerim.
- Sorry to intrude on you like this.
- Bu şekilde rahatsız ettiğim için üzgünüm.
- I'm sorry to intrude.
- Davetsiz geldiğim için özür dilerim.
Sorry to intrude.
Araya girdiğim için özür dilerim.
I'm so sorry to intrude, but I wondered if I might beg a moment of your time.
Araya girdiğim için özür dilerim ama bir dakikanızı alabilir miyim?
I'm sorry to intrude, but I was passing this way.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim, ama buradan geçiyordum da.
So sorry to intrude, but I have news.
Kestiğim için bağışlayın, haberlerim var.
- Jess. - Sorry to intrude.
- Rahatsız ettiğim için üzgünüm.
Mrs. Cavanaugh, we're very sorry to intrude.
Bayan Cavanaugh, rahatsız ettiğimiz için özür dileriz.
Sorry to intrude on you like this. What are you doing here?
- Bu şekilde rahatsız ettiğim için üzgünüm.
Hi, I'm so sorry to intrude.
Merhaba, İzinsiz girdiğim için özür dilerim.
Sorry to intrude.
Davetsiz girdiğim için üzgünüm.
I'm so sorry to intrude on you and Sass.
Seni ve Sass'i rahatsız ettiğim için özür dilerim.
Sorry to intrude.
İzinsiz girdiğim için üzgünüm.
I'm very sorry to intrude.
Davetsiz geldiğim için özür dilerim.
- Sorry, we didn't mean to intrude.
- Pardon, rahatsız etmek istemedik.
I don't want to intrude, but I'm sorry.
Araya girmek istemem, ama çok üzüldüm.
I'm terribly sorry. I didn't mean to intrude.
Rahatsız etmek istememiştim.
I'm sorry to intrude, but- -
- Merhaba. Habersiz geldiğim için özür dilerim.
Sorry to intrude.
Zorla girdiğim için özür dilerim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]