Stand fast tradutor Turco
152 parallel translation
My Comrades... we stand fast together for our Germany... and we must stand fast together for this Germany.
Arkadaşlarım... Almanyamız için birlikte saf tutuyoruz... ve bu Almanya için birlikte saf tutmalıyız.
Take care, Vasily, stand fast against the Germans.
Kendine dikkat et Vasily, Cermenlere karşı hızlı davran.
You stand fast?
Hızlı mı gidiyorsunuz?
Stand fast.
Arkadan gelin.
Slattery, you get the B.A.R.s into position. Have the rest stand fast.
Slattery, silahları pozisyona getir.
Stand fast together, lest some friend of Caesar's should chance to...
Sıkı durun hepiniz, Sezar'ın bazı dostları belki tutar...
Stand fast in the ranks.
Yerlerinizde kalın.
Stand fast!
Olduğunuz yerde kalın!
Stand fast.
Yürü bakalım.
Stand fast, all of you!
Durun!
North rampart, stand fast!
Kuzey tarafı, bekle!
Stand fast!
Bekle!
Stand fast.
Hazır ol!
But since we see that avarice, anger, pride and stupidity... commonly profit far beyond charity, modesty, justice and thought... perhaps we must stand fast a little... even at the risk of being heroes.
Ama etrafımızda pintiliğin, öfkenin, gurur ve aptallığın... cömertlik, tevazu, adalet ve düşünceden çok daha fazla yarar sağladığını görüyorsak... belki biraz kendimizi zorlayıp dayanmalıyız. Hatta kahraman olmak pahasına.
Now, Frenchy, stand fast!
Bak Frenchy, kımıldama.
Do stand fast and keep us covered.
Etraf sarılı şekilde kıpırdamadan bekleyin.
Stand fast, boy!
Geri dön!
Stand fast with those steel fellows.
O adamlara karşı elini çabuk tut.
Stand fast, damn it!
Kaçmayın, lanet herifler!
Bradley platoon, stand fast.
Bradley Takımı, yerinde kal.
But we stand fast
Ama sürekli hazırolda bekliyoruz.
Men, stand fast and listen up.
Hızlı kalkın ve dinleyin.
All other units stand fast.
Tüm diğer birimler çabuk hazır olsun.
stand fast, if this is a Horde trick... no, wait!
Hemen geri çekilin, bu Horde'un numaralarından biri. - Hayır, bekleyin.
Stand fast! Secure the riggin'!
Sıkı durun.
Stand fast in the ranks!
Hizayı bozmayın!
Stand fast.
Sen kal.
Stand fast! Do not pursue that man!
O adamın peşinden gitme!
Stand fast, mister!
Olduğunuz yerde kalın, beyefendi!
I stand fast.
Sıkı duracağım.
Stand fast, Lieutenant.
Olduğun yerde kal, Teğmen.
Stand fast.
- Koşun! Dikkatli olun.
- Stand fast!
Atın! - Durun!
- Stand fast!
- Ateş etmeyin!
And he'd come so close and I'd stand fast, not moving a muscle.
Ve o çok yakına geldi, ve ben hiç kıpırdamadan, bir kasımı oynatmadan duruyordum.
In the daytime you shall stand and sustain their blow, halt the German wedge and hold fast until we crush them from the flanks.
Gün boyunca yerinizde kalmalı,.. ... onların hızını kesmeli, ve Cermenler mola verdiğinde biz kanatlardan onları sıkıştırıp mahvedene kadar dayanmalısınız.
- Stand by to take her down fast.
- Dönmesini bekleyin.
- Stand by to take her down fast!
- Dönmesini bekleyin!
The law was in the hands of whoever could shoot fast and straight except where there was somebody determined to stand for law.
Yasalar, onları uygulamakta kararlı birinin olmadığı yerler hariç hızlı ve isabetli ateş edebilenlerin elindeydi.
Stand fast!
Durun!
Fast. Stand up. - Judith, beware.
dikkat et.
Stand by to cast off lines and drift if we don't get steam up fast enough.
Hızlı buharlanmazsa, alarga etmeye ve sürüklenmeye hazır ol.
Tucked in nicely there is the sofa going very well with Joanna Southcott's box making a good run from hat stand on the rails, and the standard lamp is failing fast but it's wash basin definitely taking up the running now being strongly pressed by
Kanepe yanında, Joanna Southcott'ın kutusuyla çok iyi gidiyor. Yol üstündeki askılıktan iyi kaçıyor. Ayaklı abajur güçten düşüyor.
And His Lordship, the Baron expects you to drive fast and don't just stand there!
Ve onun Lordları, hızla buradan ayrılmanızı bekliyor!
You stand around the whole evening like some dummy, trailing me with sad eyes, and now you just can't get home fast enough.
Bütün akşam köpek gibi bana bakıp durdun her yerde. Ve şimdi eve koşarak gidiyorsun.
That's exactly what I want to do, stand on my own two feet, and do something to earn a fast buck.
Yapmak istediğin iş kesinlikle bu. Kendi ayakların üzerinde dur ve kolay yoldan köşeyi dön.
Stand your station fast.
Gözünü dört aç.
Consider this, sir. You either stand up now, Or we'll drag your ass out of here so fast your butt won't say good-bye to your shorts.
Ya hemen kalkarsınız, ya da sizi... buradan öyle bir çıkartırım ki ne olduğunuzu şaşırırsınız.
- Stand fast.
- Dikkatli olun.
- Stand fast!
- Durun!
Stand in the middle of froad and get a mate to drive smack into you right fast.
Yolun ortasına dikilip bir arkadaşının sana çarpmasını sağlayabilirsin.
fast 937
faster 1890
fasten your seat belts 21
faster and faster 20
fasten your seat belt 23
fast as you can 38
fast forward 42
fast cars 26
fast asleep 26
standard 64
faster 1890
fasten your seat belts 21
faster and faster 20
fasten your seat belt 23
fast as you can 38
fast forward 42
fast cars 26
fast asleep 26
standard 64
stand 299
standing 87
standards 19
standish 33
standby 89
stand up 1282
stand by your man 18
stand by me 33
stand up for yourself 17
stand your ground 55
standing 87
standards 19
standish 33
standby 89
stand up 1282
stand by your man 18
stand by me 33
stand up for yourself 17
stand your ground 55
stand up straight 94
stand by 925
standing room only 19
stand clear 68
stand here 61
stand over there 44
standing here 19
stand down 832
stand aside 185
stand right there 37
stand by 925
standing room only 19
stand clear 68
stand here 61
stand over there 44
standing here 19
stand down 832
stand aside 185
stand right there 37
stand straight 39
standing by 214
stand still 218
standard procedure 51
stand right here 22
standing there 32
stand back 854
standing bear 19
stand to 35
standing by 214
stand still 218
standard procedure 51
stand right here 22
standing there 32
stand back 854
standing bear 19
stand to 35