Take it with you tradutor Turco
2,357 parallel translation
Please? Take it with you.
Bunu yanına al.
Take it with you.
Yanınıza alın.
But now that you're here, why don't you just take it with you?
Burada olduğuna göre, neden yanında götürmüyorsun?
Take it with you.
Onu da beraber götür.
If you charged it, you should take it with you.
Ama şarjı dolduysa yanına almalısın.
No, take it with you, dummy.
Hayır, yanında götür aptal.
It'll just take me two minutes and I'll be right back with you guys, okay?
Sadece iki dakikamı alacak ve hemen yanınıza döneceğim, tamam mı?
They said you could play it here, But you can't take it back with you.
Burada çalabileceğini ama yanında götüremeyeceğini söylediler.
You turned down a clerkship with Justice Esposito to take it.
Sen fırsatını elinden Espositonun teklifini geri çevirdiğinde kaçırdın.
Take a perfectly fine moment and spoil it with "I love you."
Mükemmel bir an yakalayalım ve sen, "seni seviyorum" diye içine et!
No, we can download the data, we can take it with us- - you've done enough, thank you.
Hayır, veriyi indirip yanımıza alır... Yeterince şey yaptın, sağ ol.
All I ask is that you take care with it. Yes?
Sizden tek isteğim ona dikkat etmeniz.
My promotion may take me away from you a little bit more, But it also came with a salary bump,
Terfiim beni senden biraz ayırmış olabilir ama maaş artışı da beraberinde geldi.
He was so disgusted with himself that he had to take drugs just to have sex with you, is that it?
Sırf seninle seks yapmak için uyuşturucu almak zorunda kalmasından dolayı kendisinden iğreniyordu?
♪ Men. ♪ All right, bottom line, what would it take to make you want to move in with Lyndsey?
Pekâlâ, sonuç olarak, Lyndsey'in yanına taşınmanı sağlamak için ne yapmak gerek?
What would it take for you or one of your co-workers to go home with a customer?
Senin ya da iş arkadaşlarından birinin, bir müşteriyle eve gitmesi için ne gerekir? Hiçbir şey.
Take it from me, Herb, you're better off with fat and ugly.
Benden duymuş olma ama Herb, şişman ve çirkinler daha iyidir.
You got issues, take it up with IA, because we got a gag order here. And around here, we follow orders.
"Haole", sorunun varsa gidip İçişleriyle hallet çünkü bize konuşma yasağı getirildi ve bizler burada emirlere uyarız.
I'll tell you what, I'll put it there, and if, for any reason, we don't get around to drinking it tonight, you can take it back with you!
Onu buraya koyayım ve bir sebepten bu gece içemezsek onu yanınızda götürebilirsiniz. Size ne diyeceğim. Olur mu?
I take it you didn't have a good relationship with yours.
Anladığım kadarıyla seninkiyle ilişkin pek iç açıcı değilmiş.
Look, I hope you don't take this the wrong way, because the sex with you has been... great, but... it just... it just makes me miss Arizona.
Yanlış anlama ama çünkü yaptığımız seks, harikaydı ama bana Arizona'yı özletti.
You're hardly in a position to take the moral high-ground with me at the moment, but sod it, let's go.
Zor durumdasın ve moral üstünlüğünü benden alıyorsun şu dakikada. Ama lanet olsun, gidelim.
If you or any of the others have any complaints, please just take it up with my office.
Eğer senin yada bir başkasının şikayeti varsa, lütfen bunu ofisimde çözelim.
You are fine with the harsh cursing but you can't take it if someone calls you unlucky?
Bir kimsenin rezil demesine katlanmıyor musun?
Yeah, you can take it with Seung-Jo.
Evet, doğru. Çalışabilir ve Seung Jo'yla birlikte girebilirsin.
At first as my reliable right-hand man, and later on I would like it if you could take the company in a new direction with your own abilities.
Başlangıçta sağ kolum olabilirsin daha sonra da, yeteneklerin doğrultusunda şirketi büyütürsün.
If I bought you a phone, take it around with you.
Sana telefon aldıysam, yanında taşımalısın.
So you'll have to take it up with him.
Yani meseleyi onunla konuşmalısın.
It's with money that you take away other people's property, and use it to make more money.
Diğer insanların hakkını çalıp kazandığınız parayla daha fazlasını yarattınız.
Fine, Lee Gangmo... You want to take it to the end? Fine with me.
Peki Lee Gang Mo zoru mu seçeceksin?
- It's a sterling-silver 5-by-7. - Oh, I see. Well, that's so nice that you're taking an interest in his hobbies, but, um, listen, I think the first order of business is for you to take car of this thing with Kassie.
- Hobileriyle ilgileniyorsun gerçekten hoş ama öncelikle Kassie'ye gerçeği söylememiz gerek.
I come to you with information. You take the information, it's right.
Sana bilgi verdim, sende verdiğim bilginin doğru olduğunu gördün.
Because it's sad that you let them take it away from you with their stupid bullshit.
Çünkü aptalca şeylerden dolayı onu senden almalarına izin vereceksen yazık.
Be patient with me, it may take a while for these letters to get back to you.
Sabırlı ol, mektupların sana ulaşması vakit alabilir.
You mind if we take it with us?
Sorun olmaz değil mi?
And if you have a problem with that, you can take your candy-colored butt and put it right back in the rental car.
Eğer bununla ilgili bir sorununuz olursa, şeker renkli kıçınızı alır ve arkamda kiraya verebilirsiniz.
You should probably take it easy with these.
Biraz ağırdan alsan iyi edersin.
You know, you might want to take it easy on this thing, especially with our guest over there.
Bu makineye iyi davran bence özellikle de öyle bir misafirimiz varken. Galiba makinelerin tarafında.
But if you really feel there's some conspiracy occurring, I suggest you take it up with the new sheriff.
Ama eğer gerçekten bir şeyler döndüğüne inanıyorsan bunu yeni şerifle görüşmeni öneriyorum.
You better take it up with him.
Bu konuyu onunla tartışmalısın.
You could take that five-song demo, make it a double album. One with the hat, one without it? You could call it, uh, Exile on Hat Street.
Çevrilmemiş altyazı -
Look, Alike, or Lee or whatever it is you want to be called, I'm really not trying to hang out with you either, okay, but I'm not about to take an L for it.
Bak, Alike ya da Lee ya da her ne olarak çağrılmak istiyorsan ben de seninle takılma hevesinde değilim, tamam mı ama bundan kaybedecek olan da ben değilim.
You don't suppose I could take it with me?
Yanımda kalamaz, değil mi?
That's okay, it tells me that you take being with someone seriously.
Önemli değil. Bu başkalarına değer verdiğini gösteriyor.
It doesn't take a genius to see Elise isn't exactly helping you with this.
Elise'in kariyerin konusunda sana yardımcı olmadığını görmek için dahi olmaya gerek yok.
It's a sprain, David, but if you stay with her, you'll take away the only thing she ever cared about.
Sadece bileği burkuldu David, ama onunla olmaya devam edersen, tek önem verdiği şeyi elinden alacaksın.
So at this point, I think everyone really wants to take a break, for one, and just kind of let things happen naturally to a certain extent to see where we want to go with it, you know.
Bu noktada sanırım herkes bir ara verip bazı şeylerin kendiliğinden olmasına izin veriyor.
Can, can, can you just take it out, so I can go on with my life?
Kesip alsanız ve ben de hayatıma devam etsem olmaz mı?
- Yes, I know, it's not a very fashionable word, but if you decide to take this project with us, then you can judge for yourself when you meet him.
- Evet, biliyorum pek revaçta bir sözcük değil ama bu projede bizimle olmayı kabul ederseniz onunla tanıştığınız zaman kendiniz bir karara varabilirsiniz.
You know, I wouldn't ask too much to take it off with you.
Bilirsin, sana birlikte vakit geçirmeyi pek teklif etmemişimdir.
Take all your work with you and have it on my desk 6 a.m. Monday.
Çalışmalarını da yanında götür. Pazartesi sabahı 6'da masamda istiyorum.
take it easy 3777
take it away 239
take it 3226
take it slow 68
take it down 128
take it up 36
take it or leave it 210
take it down a notch 45
take it off 554
take it home 26
take it away 239
take it 3226
take it slow 68
take it down 128
take it up 36
take it or leave it 210
take it down a notch 45
take it off 554
take it home 26
take it from me 172
take it back 224
take it like a man 22
take it outside 56
take it out 200
take it and go 23
take it all 88
take it in 45
take it easy there 31
take it to him 17
take it back 224
take it like a man 22
take it outside 56
take it out 200
take it and go 23
take it all 88
take it in 45
take it easy there 31
take it to him 17