English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ T ] / That'll be all

That'll be all tradutor Turco

1,900 parallel translation
We'll be right back with more clips from the show that has all of America laughing.
Bütün Amerika'nın güldüğü bölümlerle birazdan geri geleceğiz.
I'm gonna show you guys once and for all... that P really lives here. Just let me do the talking, all right? Just be cool and chill, and we'll see what's up.
Fırtına yaklaşırken, mühendisler kapıları kapatmaya başladılar.
You have to remember that George is resilient, he'll be all right.
George sağlam çocuktur, ona bir şeycikler olmaz.
- That'll be all.
- Hepsi bu.
Let us conduct ourselves in a way that we'll all be proud of tomorrow.
Yaptığımızdan gurur duyacak şekilde davranalım.
Now, you'll all be delighted to hear that the tenacious Sergeant Angel has been taken care of.
O inatçı Çavuş Angel'ın icabına bakıldığını öğrenmek hepinizi sevindirecek.
America's not perfect, not at all, I'll be the first to say that,
Biz de istiyoruz. Bırakın yardım edelim. Amerika mükemmel değil.
The sun only reaches so far, they say, with that plot you bought for us all, and it'll probably be damp.
Hepimiz için satın aldığın o araziye güneşin bir yere kadar ulaştığını söylüyorlar ve muhtemelen rutubet de olacak.
This joint is one of two places in all of New York City that makes great daiquiris. I'll be back to tell you why they taste like heaven.
Bu batakhane tüm New York da içenlerin cennete gittiğini sandığı en muhteşem daiquirisi. yapan iki yerden birisi.
Thank you, that'll be all.
Teşekkürler. Hepsi bu kadar.
That's all we ever are, that's all we'll ever be :
Her zaman olduğumuz, ve hep olacağımız gibi :
We'll be praying for all the rain that we can get.
O yağmur içinde dua edelim.
Maybe we'll let the cops come in here, and shoot all of you and then Karl and I will just be a couple of survivors with a half a million dollars cash, how about that?
Belki... Belki polisleri içeri alırız ve hepinizi öldürürüz. Sadece Karl ve ben hayatta kalırız.
All right, well, that'll be fun.
İyi, çok güzel.
No, sir. I think that'll be all.
Hayır efendim, sanırım bu yeterli.
All right. That'll be 75 cents.
Pekâlâ. 75 sent tutuyor.
- Thank you, Wormsley, that'll be all.
- Teşekkür ederim, Wormsley, hepsi bu.
But tell your buddy Madonna and all your other fancy friends that I'll be there... sooner or later.
Arkadaşın Madonna ve diğer süslü arkadaşlarına er ya da geç orada olacağımı söyle.
That'll be all for now.
Şimdilik bu kadar.
That'll be all for now, Mr. Hobbs.
Şimdilik bu kadar Bay Hobbs.
Carl, that was, that'll be all.
Carl, hepsi bu kadardı.
That'll be all. Thank you.
Hepsi bu, teşekkür ederim.
Or I'll be forced to go public with all these embarrassing flaws that I have right here on your friends,
Yoksa arkadaşlarının utanç verici kusurlarını herkese açıklamak zorunda kalırım.
I'll be saying to myself... ~ Is that all there is
Kendi kendime diyeceğim ki... Hepsi bu muymuş?
And I hope that one day when this is all over that we'll be able to get back to where we are today.
Umarım bir gün bütün bunlar geçecek. Ve bizim beraber olduğumuz günler geri gelecek.
That'll be all for today.
Bugünlük bu kadar yeter.
I hope i  ll be like Atlantis, that's all.
Umarım Atlantis gibi olur, hepsi bu.
That'll be on the radio. It'll be all over... Sweaters...
Tüm radyolar bunu konuşacak, herkes... 3 dakika ara verelim!
It's almost a waste for me to spend all this money on something that'll be ripped right off of me.
Anında yırtılıp çıkarılacak bir şeye para yatırmam yazık oluyor.
blood patterns, position of the body, and of course you'll be missing all the usual pieces that have gone off for testing.
Kan örnekleri, cesedin şekli. Tabii, tahlil için gönderilen parçalar da yok.
We'll all be a lot better off when that guy's gone.
O adam gittikten sonra işler yoluna girdi.
Because you will take one look at the place and then you'll have all these tips and suggestions that you just won't be able to keep to yourself.
Çünkü bir kez bakacak..... bir an olsun kendini tutamayacak ve öğüt vermeye başlayacaksın.
All it'll take is one of them to say they should wait and the other will happily agree, and that'll be that.
Tüm yapmaları gereken, ikisinden birinin bir süre daha beklemeleri gerektiğini söylemesi, ve diğeri de bu fikre mutlu bir şekilde katılır, ve her şey çözülür.
Lose all that to drugs, you gotta be in a lot of pain. Or you think you're too smart to get addicted.
Herşeyi uyuşturucu yüzünden kaybetmek için, ya çok acı çekiyor olmalısın... ya da kendini bağımlı olamayacak kadar akıllı sanıyor olmalısın.
That'll be all, Raya.
Hepsi bu kadar, Raya.
I guess that's all we'll ever be now?
Sanırım bundan sonra olabileceğimiz de ancak budur?
That'll be all.
Hepsi bu kadar.
That'll be all, Jaffee.
Hepsi bu kadar Jaffee.
That'll be all, Captain.
Hepsi bu yüzbaşı.
- That'll be all.
Konuşma bitmiştir.
Look, I can reprogram the nanites in your brain and use that link to upload the changes, but we'll need to wait for the next merge to affect all the Replicators at once, and we have no idea when that could be.
Beynindeki nanitleri yeniden programlayıp o bağlantıyı değişimleri yüklemesi için kullanabilirim ama tüm Çoğalıcıları aynı anda etkilemesi için bir sonraki birleşimi beklemek zorundayız bunun ne zaman olacağını da hiç bilmiyoruz.
But maybe I'll be all right in that van...
ama otobüsü kullanırsam belki...
He'll think somehow this was all his fault and that will be in his head forever.
Bir şekilde hatanın onda olduğunu sanacak. ve bunu sonsuza kadar kafasında taşıyacak.
but to bring that all up front and center during an election means I'll be talking about who I was, not who I've become.
Fakat bunları seçim kampanyası sırasında gözler önüne sermek şu an kim olduğumu değil bir zamanlar kim olduğumu konuşmak anlamına gelir.
some days are rough but that's all right they'll be well taken care of.
Bazı günler zor olacak ama sorun değil, iyi idare edilecekler.
You ever think that after you got into the Mossad... after all the years of training... languages, self defense, firearm. That the night before your big mission you'd be sewing this robe?
Mossad'a girdiğinde, onca yıllık yabancı dil, savunma sanatları, ateşli silah eğitiminden sonra... büyük görevinden önceki işinin bu elbiseyi dikmek olacağı aklına gelir miydi?
She says that the boat that she took off from is about 80 miles off the coast and that if she can find a way to contact it, we'll all be rescued.
Havalandığı geminin buradan 80 mil kadar uzaklıkta olduğunu ve bir yolunu bulurda onunla irtibata geçebilirse hepimizin kurtarılacağını söylüyor.
And if you light a third one son before you smoke it make sure you take one last long loving look at your wife because in all likelihood you'll never see her again and if your itch drives you to light up a fourth time then it's the gas chamber for your brother if he survives the last onslaught and if he doesn't then your mother... remember to give her a warm farewell hug before you light that one and despite all of the above if you still intend to be as obstinate as a mule.
Eğer bir üçüncüsünü yakarsan.. .. evladım, içmeden önce emin ol.. .. karına sevgi dolu tek bir bakış hakkın var..
Note that you'll be not only the owner of the land, but also the owner of all minerals
Arsanın yalnız sahibi olmakla kalmayıp tüm minerallere de sahip olacağınıza dikkat çekmek isterim.
That'll be all, your honor.
Hepsi bu kadar, Sayın Hâkim.
But I'll be damned if I am gonna pay for a hotel room when there are all of these empty houses all over town that I have the keys to.
Etrafta bu kadar boş ev varken ve bende de anahtarları varken otele neden para ödeyelim ki.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]